Trabzon’da bulunan Uzungöl’ün yapılan son ölçümlerde en derin alanın 4 metreye düştüğü ortaya çıktı. Bölgedeki yapılaşmasının göle zarar verdiğini söyleyen Doç. Dr. Kurdoğlu, “Koruma statüleri erozyona uğruyor” dedi.

Yapılaşma tehdidi Uzungöl’ü yok etti

Deniz GÜNGÖR

Trabzon’da bulunan ve turizm merkezi Uzungöl giderek sığ bir göl haline geliyor. Turizmin gerekçe gösterilerek AKP iktidarının eliyle birçok kez imara açılan Uzungöl’ün geçen yıl 15 metre olan en derin bölgesi 4 metre olarak ölçüldü.

Su seviyesinin giderek düştüğü Uzungöl'ü besleyen derelerin de artık çamur getirdiği görülüyor. Yapılaşmanın yanı sıra gölü besleyen Haldizen Deresi'nin temizlenmemesi de Uzungöl'ü de tehlikeye atıyor.

KORUMA STATÜSÜ EROZYANA UĞRADI

Bölgede yapılan inşaat çalışmalarının ve yeni açılan yolların gölü tehlikeye attığını belirten Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi’nden Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, “Uzungöl elbet bir gün ölecekti ama süreci çok hızlandırdılar” dedi.

Uzungöl’ün bir korunan alan gibi korunmadığına dikkat çeken Kurdoğlu, “Uzungöl bir korunan alan gibi korunamadı. Her işlemin öncelikle korumaya dair yapılması lazım ancak Türkiye’de korunan alanların kullanım düzeyi her zaman korumanın üstüne çıkartılmaktadır, asıl problem budur” dedi.

Korunan alanlarda korunamayan kaynaklar olduğuna dikkat çeken Kurdoğlu, “Koruma statüleri erozyona uğruyor. Turist geliyor diye imar planı yapılıyor, yapılaşmaya açılıyor. Şimdi muazzam bir bina stokuyla karşılaştığımız Uzungöl, İstanbul’un bir bölümü gibi duruyor” ifadelerini kullandı.   

Uzungöl’ün çığ ve heyelan bölgesi olduğuna dikkat çeken Kurdoğlu, “Çığ kontrol çalışmaları yapıldı ancak yeterli olmuyor. Yamaç dayanıklılığını artırmak için Orman Bakanlığı’nın çalışmaları oldu ancak siz yukarıda rüsubatı engellemek için yapıldı ancak yeterli değil çünkü yukarılarda sürekli inşaat ve yol açma faaliyetleri sürüyor, yapı stoku artıyor. Bunlar da taşıma kapasitesini aşıyor” diye konuştu. Kurdoğlu, “Doğal kaynakları azalttığımız ölçüde o alanın korunmasını olanaksız hale getiriyoruz. Uzungöl kötü örnek olarak gösterilebilecek bir turizm gelişim seyri göstermiştir. Bir alan gelişir, olgunlaşır sonra da doyar ve düşüş gösterir. Uzungöl keşfedildikten sonra kısa zamanda bu döngüyü tamamladı” dedi.

UZUNGÖLÜN ÖLÜMÜNÜ HIZLANDIRDILAR

Uzungölün derinliğinin 4 metreye kadar düştüğüne dikkat çeken Kurdoğlu, “Güney tarafının temizlenme olanağı yok, doğal sular zarar görüyor, derinlik hızla düşüyor. Yukarı havzalarda 2 rüsubat, kuru taş ve sekiler göl rezervuarın dolmasını önlemeye yönelik yatırımlar ama bunlar gölün yakınında ancak gölün havzası çok daha yukarılardan başlıyor. Yukarıda da toprak ve bitki koruma çalışmalarının sıkı uygulanması gerekiyor” diye konuştu.

Kurdoğlu son olarak şunları söyledi: “Başta yeni açılan yollar, inşaat faaliyetleri sediment artışına neden oluyor. İklim değişikliği nedeniyle kısa süreli şiddetli yağışlar erozyona ve heyelanlara neden oluyor ve insan atıklarıyla rezervuara doluyor. 200 sene sonra dolabilecekken 20 sene sonra dolabiliyor. Bütün göller ölümlüdür ancak bu göllerin ölümü havzanın özelliğine göre değişir. Ancak Uzungöl bir heyelan gölü olduğu için rüsubat gelmesi fazla oluyor ve dolma riski artıyor. Ancak burası bir turizm cazibe merkezi bu nedenle gözbebeği gibi bakmamız gerekiyor. Ancak biz doğal alanlarda kaynak yönetimi yerine bina, atık, turist yönetimi ve büyütme çalışmasına giriyoruz. Uzungöl elbet bir gün ölecekti ama süreci çok hızlandırdılar.”