Rojava Devrimi İçin Avukat Dayanışması, Suruç’ta insan zinciri eylemine katıldı. Suruç’taki kamp yetkilileri BM yardımlarının kamplara ulaşmadığına dikkat çekti

Yardımlar kamplara ulaşmıyor

ELÇİN YILDIRAL - CİZİRE/ROJAVA

Rojava Devrimi için Avukat Dayanışması avukatlarının bir haftalık Rojava ziyaretinin ardından son durağı Urfa'nın Kobane'ye sınır ilçesi Suruç'tu. Avukatlar başta İstanbul olmak üzere farklı illerden gelen meslektaşlarıyla Kobane'ye sınır Mayaser (Çaykara) köyünde biraraya gelerek sınır nöbetine katıldı. Gece geç saatlerde Rojava'dan Suruç'a gelen avukatlar, ısınmak için yakılan ateşin etrafında nöbet tutan halkla sohbet ederek, Rojava izlenimlerini anlattı.

Sabahın ilk saatlerinde avukatlar ilk olarak Sınır köyü Mızeynter ardından da Mahzer Köyü'nde insan zinciri oluşturdu. İnsan Zinciri esnasında Kobane'den gelen çatışma seslerine ve koalisyon güçlerinin bombardımanına tanıklık edildi. Burada yaşamını yitiren YPG ve YPJ'liler için saygı duruşunda bulunuldu, Rojava ve Kobane Marşı söylendi, Biji Berxwedane Rojava, Biji Berxwedane Kobane, Biji Berxwedane YPG YPJ sloganları atıldı.

GÜMÜŞTAŞ: BÜYÜK BİR DİRENİŞ ÖRGÜTLENİYOR
Zincirin ardından avukatlar Rojava izlenimlerini anlatan bir basın açıklaması yaptı. İlk sözü Ezilenlerin Hukuk Bürosu Avukatlarından Özlem Gümüştaş aldı.

Gümüştaş, ilk olarak Rojava'dan selam getirdiklerini söyledi. Rojava'nın bütün Kürdistan halkını selamladığı belirten Gümüştaş, Rojava halkının kalbinin Kobane direnişiyle attığını  kaydetti. Rojava halkının Suruç'la birlikte Batı cephesinde örgütlenen direnişi merak ettiklerini ifade eden Gümüştaş, Rojava'da devrimin inşa sürecini gözlemlediklerini, hükümet yetkilileriyle, Adalet Bakanlığı YPG YPJ ve MLKP saha komutanlarıyla  Mala Jin, Yetkiye Star  kadın örgütleriyle görüşmeler yaptıklarını belirtti. Rojava halkının  buradaki devrimi Türkiye'ye taşıması gerektiğini aktardıklarını söyleyen Gümüştaş , mücadelenin Batı'yla birleşmesi gerektiğini ifade ettiklerinin altını çizdi.

Rojava halkının çok büyük bir direniş örgütlediklerine vurgu yapan Gümüştaş,devrimin kadın devrimi olmasında kararlı olduklarını söyledi. Gümüştaş, Rojava'nın açlık ve yoksulluk içerisinde olduğunu ve uygulanan amborgaya dikkat çekti.

TORAMAN: SURİYE TEHDİDİ VAR
Açılım Hukuk Bürosu avukatlarından Kemal Toraman, Rojava Devrimiyle enternasyonel bir dayanışma ağının kurulması gerektiğini kaydetti. Bu mücadelenin pekçok güce karşı verildiğini söyleyen Toraman, Rojava'nın Suriye rejiminin tehdidinde olduğuna işaret etti. Kobane'de şehit düşen Suphi Nejat'ın annesine yazdığı mektubu okuyan Toraman, onun duyduğu heyecana tanıklık etmenin müthiş bir duygu olduğunu kaydetti.

VARLIK: DEVRİME DOKUNDUK
SDP avukatlarından Sinan Varlık da, devrimin kalbinden geldiklerini bu nedenle heyecanlı olduklarını dile getirdi. Devrimin inşa sürecine dokunduklarını söyleyen Varlık, Rojava'da sokakta gördükleri herkesin devrimin bir öznesi olduğunu belirtti.

KUŞKONMAZ: DEVRİM TOPLUMSAL BİR GERÇEK
ÖDP avukatlarından Sabri Kuşkonmaz ise Kürt özgürlük hareketinin gerçekleştirdiği devrimin  siyasi değil tolumsal bir gerçeklik olduğuna vurgu yaptı. Rojava devriminin insani bir devrim olduğunun altını çizen Öztürk, DAİŞ çetelerine karşı bile insanca davranabildiklerini, devrim sırasında idamı kaldırďıklarına dikkat çekti.

AVŞAR: OMUZ VERMELİYİZ
Demokrasi için Hukukçular avukatlarından Taner Avşar, Rojava'da bir taraftan savaşın var olduğunu bir yandan da yaşamı nasıl inşa ettiklerine tanık olduklarını anlattı.Rojava'nın bütün halkları biraraya getiren bir model üzerinde çalıştıklarını kaydeden Avşar, bize düşen bunu bütün dünyaya anlatmak ve onlara omuz vermek  diye konuştu.

ALCAN: KADINLARIN ÖZNELEŞMESİ HEYECAN VERİCİ
İstanbul Barosu avukatlarından İlknur Alcan ise Rojava'da halkların tamamen yönetime katılmasını öngören bir sistemin oluşturulmaya çalışıldığını kaydederek,  "Özellikle de kadınların özneleştirilmesi beni çok heyecanlandırdı" dedi. Rojava'da  Kadın Yasası'nın oluşturulduğuna dikkat çeken Alcan, Mala Jin ( kadın evi) ile Yetkiye Star'ı ziyaret ettiklerini, o anların kendileri açısından duygusal bir ziyaret olduğunu ifade etti. Rojava Devrimi'nin sadece Rojava'ya ait olmadığını belirten Alcan, devrimi kendi devrimleri olarak gördüklerini söyledi.

KRİZ MERKEZİNDEN BİLGİ ALINDI
Avukatlar daha sonra sadece Kobanelilerin yaşadığı Suruç merkezdeki 2000 kişilik  kampı ziyaret etti. Ardından Amara Kültür Merkezi'nde oluşturulan kriz merkezine geçerek, kamplara ve yardımlara ilişkin bilgi aldı.

Kriz merkezi yetkilileri, bütün belediyeler ve kurumlarla ortaklaşa birşeyler yapmaya çalıştıklarını ifade ederek, son bir aydır yardımların azaldığını kaydetti.

Kamplarda en başta elektrik ve gıda  sıkıntısı yaşadıklarını aktaran yetkililer, hukuksal sıkıntılarla da karşı karşıya kaldıklarını belirterek, Kobane'den yaralılarımızı cenazelerimizi almaya gidiyoruz, yardım gönderiyoruz ancak kapıda büyük problemler yaşıyoruz" diye konuştu. Polislerin cenazelerine "leş" dediğini kaydeden yetkililer avukatlardan bu anlamda hukuki destek beklediklerini söyledi.

AFAD kamplarında devlet sisteminin işlediğine dikkat çeken  yetkililer, bizim çadırlarda olduğu gibi giriş çıkış yapamazsınız. Askerler, polis nöbet tutuyor. İlerleyen günlerde muhtar seçimi yapılacak kampta" dedi.

Suruç'ta 5 çadır kentin bulunduğu 6'ıncısı için çalışmaların devam ettiği, şu anda çadırlarda 11 bin nüfusun yaşadığı yeni çadır kentin kurulmasıyla 19 bine çıkılmasının beklendiği bilgisini veren yetkililer, kamplarda sık sık sağlık sorunlarıyla karşılaştıklarını aktararak,  İshal, soğuk algınlığının en çok görülen hastalık olduğunu belirtti.

Yetkililer, Birleşmiş Milletler'den gelen yardımların kamplara ulaşmadığını, yardımların rant amacıyla AKP'ye yakın kişilere dağıtıldığına dikkat çekti. Avukatlar, kriz merkezinin ardından kampları ziyaret etmeye devam etti. Son olarak Suphi Nejat Ağırnaslı kampını ziyaret ederek, şehit aileleriyle görüştü.