İsrail’de korkulan oldu. Normalleşme sürecini baltalayan Bibi, yargıyı zayıflatmayı amaçlıyor. Mitvim Dış Politika Analisti Touval, “Bibi’nin yargı sistemini ve demokratik yapıyı yok edecek bir dizi yasama planı var” diye konuştu.

Yargı darbesi öfkeli halkı sokağa döktü: 'Bibi' kâbusu
Netanyahu karşıtları geçen cumartesi Tel Aviv’de protesto düzenledi. (Fotoğraf: AA)

Yaren ÇOLAK

İsrail'de 1 Kasım'da yapılan genel seçimde ilk sırada yer alan Likud Partisi'nin lideri Binyamin Netanyahu, çetin koalisyon pazarlıkları sonrası ülke tarihindeki en sağcı hükümeti kurdu. ‘Bibi’ lakaplı Binyamin Netanyahu, kısa sürede aşırı sağcı politikalarını bir bir hayata geçirmeye başladı. 13 yıl iktidarda kalarak ülkede "en uzun süre görev yapan başbakan" unvanlı Bibi, bölgedeki normalleşme sürecini baltalarken amaçladığı yargı darbesi öfkeli halkı sokağa döktü.

İsrail Bölgesel Dış Politikalar Enstitüsü'nde (Mitvim) Dış Politika Analisti Yonatan Touval, yalnızca 80 günde çatırdayan demokrasiyi BirGün'e anlattı.

Yeni sağcı hükümetin neofaşist politikalarının ülke üzerindeki etkisi ne?

İsrail tarihinde ilk kez faşist rejim mümkün. İsrail'deki durumu nasıl etkileyeceği açık bir sorudur. Çoğu şey, halkın ve muhalefetin bu gelişmeye direnmeyi başarmasına bağlı. Hepimizin hükümetin gündemini dizginlemede başarılı olacağımızı ummaktan başka çaremiz yok. Başarısız olursak, İsrail karanlık ve tehlikeli bir çağa girecek.

UZUN VADELİ İLHAK PLANI

Kontrolden çıkan sağcı iktidarın hamlelerinin Filistin’le ilişkilere yansıması nedir?

Şu anda yargı sistemini ve İsrail siyasetinin hassas demokratik yapısını yok etmekle tehdit eden bir dizi yasama planı var. Kendi başlarına, bu hamleler doğrudan Filistin meselesiyle ilgili değil. Bununla birlikte, daha zayıf veya iğdiş edilmiş bir yargı ile Filistinlilerin sahip olduğu birkaç koruma ortadan kalkacak ve hükümet, Batı Şeria topraklarının hukuken ilhakı gibi yakın zamana kadar pek olası görünmeyen adımlar atabilir.

Yonatan Touval, İsrail Dış Politika AnalistiYonatan Touval, İsrail Dış Politika Analisti

YENİ ŞİDDET DÖNGÜSÜ

Ortadoğu’daki dengeler değişir mi?

Bu gelişmelerin, İsrail'in komşularıyla, özellikle de Batı Şeria'daki duruma ve genel olarak Filistinlilere diğerlerinden daha duyarlı olan Ürdün'le gerilim yaratması muhtemel. Dahası, muhtemelen yeni Arap veya Müslüman ülkelerin İbrahim Anlaşmaları bağlamında İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesini neredeyse imkânsız hale getirecekler. Ayrıca İsrail'in Harem-i Şerif'teki provokasyonları Türkiye ile de gerilim yaratabilir ve hem Batı Şeria hem de Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri alevlendirerek yeni bir şiddet döngüsüne yol açabilir.

Netanyahu ‘yargı darbesi’yle ne amaçlıyor?

Netanyahu'nun niyeti her şeyden önce devam etmekte olan yolsuzluk davasını oyalamak ve iptal etmek. Bu amaçla, kimisi ideolojik, kimisi mezhepçi olan siyasi müttefiklerinin yargı sistemini kendi amaçları doğrultusunda katletmelerine izin vermeye hazır.

DENETİM KALKACAK

Yargının zayıflatılmasının hükümet sisteminde doğuracağı sonuçlar nedir?

Yargı darbesi, hükümet üzerindeki tek denetim ve dengenin ortadan kalkacağı ve böylece hükümete hayatın her alanında mutlak kontrol ve yetki vereceği anlamına gelecektir. Teorik olarak, iktidar koalisyonu, parlamentonun hükümeti dağıtmasını, seçim yasalarını kendi keyfine göre değiştirmesini, kanun dışı partilerin seçimlere katılmasını vb. gelecekte demokrasiyi tamamen ortadan kaldırmanın siyasi ve hukuki zeminini oluşturmaktadır.

İSRAİL’İ UÇURUMA İTİYOR

Bir iç kriz yaşanması olası mı?

Evet. Kriz zaten ortaya çıkıyor ve önümüzdeki haftalarda sivil huzursuzluk, büyük grevler ve hatta muhtemelen şiddet dahil olmak üzere daha derin ve daha geniş bir hale gelmesi muhtemel. Geçen ay İsrailli yazar David Grossman, Haaretz'de bir ön sayfa makalesi yayınlayarak Netanyahu'nun anarşik kaosun tohumlarını ektiği ve İsrail'i uçuruma ittiği konusunda uyardı.

***

YARGI REFORMUNUN GETİRECEKLERİ

Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclis’e devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açıyor. Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak’ta, Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının yargıçların seçimi üzerindeki etkisini azaltan ve Meclisin mahkeme kararlarını geçersiz kılmasına izin veren bir yasa planladıklarını duyurmuştu.

Yeni yargı planına göre, koalisyon hükümeti, yargı mensuplarını atama komitesinde şu an 9 olan üye sayısını 11’e çıkaracak ve bu üyelerin 7’sini kendisi seçecek. Bu üye çoğunluğu, hükümetin, yargıçların atanmasında tek söz sahibi olacağı anlamına geliyor. Ayrıca Netanyahu hükümetinin, daha önce yolsuzluktan hüküm giymiş koalisyon ortağı Arye Deri’nin bakan olarak görev yapmasına izin veren tartışmalı yasayı onaylaması da kamuoyunda tepkilere yol açmıştı.