Tartışmalı yargı kararlarına imza atanların ödüllendirildiği, iktidarın istemediği kararları verenlerin ise sürüldüğü yargıda atama kararnamesi yayımlandı. Kararnamede 5 bin 426 görev yeri değişikliği yapıldı.

Yargıda deprem
Fotoğraf: Depo Photos

Hüseyin ŞİMŞEK

İl ve ilçe seçim kurulu başkanlarının kıdem yerine kura yöntemiyle belirlenmesine yönelik düzenlemenin ardından, ilk kura çekiminin yapılacağı temmuz ayına günler kala, Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) 2022 adli ve idari atama kararnamesini yayımladı. 5 bin 426 kişilik kararname ile 33 ilin başsavcısı da değişti. İktidar talimatlı yargı kararlarına muhalefet eden hâkimler, yüzlerce kilometre uzak bölgelere “sürüldü.”

Adalet Bakanlığı’nı Abdülhamit Gül’den devralan Bekir Bozdağ döneminin ilk yargıda atama kararnamesi yayımlandı. Kararnameyle Eskişehir, Bursa, Antalya, Konya, Kocaeli ve Kayseri'nin de aralarında bulunduğu 33 ilin başsavcısı değişti, üç Bölge Adliye Mahkemesi’ne de yeni başsavcı atandı. İktidarın seçim kurullarını istediği gibi şekillendirmesine yarayacak yasal düzenleme sonrası yayımlanan kararname, temmuz ayında il ve ilçe seçim kurulu başkanlarını belirlemek için yapılacak kura çekimi öncesinde yürürlüğe girdi.

YANDAŞA ÖDÜL MUHALEFETE SÜRGÜN

HSK kararnamesine göre, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti dosyasının Suudi Arabistan’a devredilmesine karşı muhalefet şerhi yazan İstanbul 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nimet Demir bin 33 kilometre uzağa, Maraş’a gönderildi.

Sürgün kararlarının yanı sıra ödül gibi atamalar da yapıldı. Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik soruşturmayı yürüten ve operasyonlara imza atan savcı Murat İnam, Malatya Cumhuriyet Savcılığı’ndan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi üyeliğine atandı. Ayrıca Beyşehir Cumhuriyet Başsavcısı Tuba Ersöz Ünver, Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcısı oldu. Tuba Ersöz Ünver, bu atama ile birlikte Türkiye’nin ilk türbanlı İl Cumhuriyet Başsavcısı oldu.

Görev yeri değişen savcılar arasında, Kürt siyasetçilere uzun süreli hapis cezaları talep eden Kobanê Davası iddianamesini hazırlayan Ankara Cumhuriyet Savcısı Ahmet Altun da yer aldı. Altun, terfi alarak Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili oldu.

Kaçakçılık ve örgütlü suçlardan sorumlu Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili Alparslan Tufan, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı'na getirildi. Tufan, daha önce Bataklık operasyonu, Milli Emlak yolsuzluğu ve Atadedeler gibi kritik dosyalara baktı. Tufan, daha sonra Ankara'da Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a yönelik saldırı soruşturması yürüttü.

YARGI SİYASETİN ETKİSİNDE KALIYOR

Atama kararları ile birlikte, yargıç teminatının tamamen yok olduğunu ve bunun yargı bağımsızlığına telafi edilemez zararlar vereceğini vurgulayan Yargıçlar Sendikası Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan, BirGün’e konuştu. Siyasetin karıştığı dosyalarda, hukukçuların kendi görüşlerini karara yansıtmalarının önündeki en büyük engelin olası sürgün kararları olduğunu, son kararnameyle bu engelin somut bir hal aldığını dile getiren Pehlivan, “Kendi sendikamızdan da istek dışı görev yeri değişikliğine maruz kalanlar var. Cumhurbaşkanı’na hakaret dosyalarında söylenen sözlerin eleştiri içerdiğini bildiren ve beraat kararı veren bir meslektaşımız, kıdemine uygun olmayan bir yere gönderildi. Bir bisiklet kazası soruşturmasına bakan ve soruşturma kesinleşmeden bir başka yere gönderilen üyemiz var. Ayrıca çok önemli bir davaya bakan ağır ceza reisi, istek dışı başkanlıktan alınıyor. Bunlara toptan baktığımızda, üzüntü duyuyoruz. Yargı, kendi içinde, kendi denetimini yapacak bir mekanizmaya sahip. İtiraz mekanizmaları zaten işliyordu. Yanlış bir şey varsa çözebilecek birimler vardı ama bununla yetinmeden başkalarına da mesaj veren atama kararlarına imza attılar” dedi.

Ayşe Sarısu Pehlivan, Yargıçlar Sendikası Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan, Yargıçlar Sendikası Başkanı

Kararnamenin yargının “içler acısı halini” ortaya koyduğunu bildiren Yargıçlar Sendikası Başkanı Pehlivan, şunları söyledi: “Bu kararlar, yargının bir süre daha siyasetin etkisinde kalacağını gösteriyor. Oysa böyle bir yargı olmamalıydı. Buna engel olmamız gerekiyor. Bunun için de herkesin yargı sistemine ve dosyalarına sahip çıkması gerekiyor. Hep birlikte anlatmamız gerekiyor. Yargıç teminatı demek, dosya sahibinin teminatı demektir. Toplum, adalete sahip çıktığı kadar yargı bağımsız olacak. Elimizden geleni şimdi yapmazsak, ileride yargı bağımsızlığını sağlamamız daha zor olacak.”

KAŞIKÇI DAVASINA ŞERH DÜŞEN HÂKİM MESLEĞİ BIRAKIYOR

İsmail Saymaz, Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin davada dosyanın Suudi Arabistan’a gönderilmesine şerh düşen, muhalefet eden ve Maraş’a ataması yapılan Nimet Demir ile görüşmesini kaleme aldı. Nimet Demir mesleği bırakmak için hemen dilekçe vermeyi düşündüğünü söyledi. “Şerhinizden ötürü bu atamaya maruz kaldığınız düşünülüyor” dediğini belirten Saymaz, Demir’in kendisine “Aynı şeyi düşünüyorum. Bana haber verilmedi. Beklemiyordum” cevabını verdiğini aktardı. Ayrıca Demir’in kararından ötürü yaptırıma uğramasını “Demokrasi, insan hakları ve özgürlük anlayışının ve değerinin gereği neyse onu yapmaya çalışıyordum. Bu otoriter yapılarda her zaman tepki görecek duruştur. Ben de o duruşun şu anda mağduru konumundayım diyeyim” şeklinde yorumladığını ifade etti.