2016'dan beri alınan 14 bin hâkim ve savcının kıdeminin 5 yılın altında olması ve yargıdan çıkan bazı kararlar, "eğitim" tartışması başlattı. Bunu dile getirdiği için görevden alınan hâkim Ahmet Çakmak’ın Vezirköprü’ye sürülmesine Yargıçlar Sendikası tepki gösterdi.

Yargıda 'eğitimsizlik' krizi: 'Savcıyı eğitin' diyen yargıç sürgüne gönderildi!

Urfa'nın Akçakale ilçesinde görevli savcının 12 yaşındaki iki çocuk hakkında sarkıntılık suçundan tutuklama istemesi de adliyede kriz yarattı. Tutuklama talebini reddeden sulh ceza hâkimi Ahmet Çakmak, Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) yazı yazarak savcının meslek içi eğitime alınmasını önerdi. DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın aktardığı habere göre; HSK, savcıyı eğitime vermek yerine Çakmak'ı görevden aldı.

HÂKİMDEN HSK'YE ELEŞTİRİ

Hâkim Çakmak, görevden alınmaya sessiz kalmadı. HSK'ya yazı gönderen Çakmak, "Bir hâkim olarak her zaman insan hak ve hürriyetini, özgürlüklerini ve yaşam hakkını savunacağım" dedi. Eski Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman'ın düğününden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret etmesine karşın Yargıtay üyesi yapılmasını eleştiren Çakmak, şunları kaydetti:

"Yargı erkinin tam bağımsız ve tarafsız olması ile birlikte böyle de görünmesi gerekmektedir. Daha önceden Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olan Yüksel Kocaman'ın düğünden sonra eşini de gelinlik kıyafetiyle alıp Cumhurbaşkanını ziyarete gitmişti. Şimdi sormak isterim. Bu mudur tarafsız ve bağımsız yargı? Daha sonra HSK tarafından Yüksel Kocaman Yargıtay üyeliğine seçilmiştir."

Akçakale'deki savcının bu üçüncü hatası olduğunu savunan Çakmak, aynı savcının daha önce hazırladığı bir iddianamede, satırla mağdurun kafasına vurup mağdurda kafatası kemik kırığı oluşmasına sebebiyet verecek şekilde hayatını tehlikeye sokan sanık hakkında herhangi bir adli kontrol veya tutuklama talebinde bulunmadığını kaydetti. Çakmak ayrıca, savcının öldürmeye teşebbüse girme ihtimali bulunan bu dosyayı ağır ceza yerine asliye ceza mahkemesinde açtığına dikkat çekti.

YARGITAY BAŞKANI DA ELEŞTİRDİ

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, 6 Ocak'ta Yargıtay'da gazetecilere yaptığı açıklamada, hâkim ve savcıların eğitimsiz olmasından şikâyetçi olmuştu. Yargıda yaklaşık 23 bin hâkim ve savcı olduğunu belirten Akarca, şöyle konuşmuştu:

"En büyük sorun, kaliteli hâkim, savcı, avukat yetiştirememek. En önemli sebeplerinden bir tanesi de hiç kuşkusuz FETÖ'nün Türk yargısına verdiği zarar var. Hukuku bir silah gibi kullandılar. 14 bin hakim savcının kıdemi 5 yılın altında. Hukuk fakültelerinin fazlalığı ortada.

YARGIÇLAR SENDİKASI: SÜRGÜN KABUL EDİLEMEZ

Yargıçlar Sendikası, Hakim Çakmak’ın sürgün edilmesine tepki gösterdi.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Sendikamız üyesi Akçakale yargıcı Ahmet ÇAKMAK, Sulh Ceza Yargıcı sıfatıyla baktığı dosyalarda hukuka aykırı' taleplerin tekrarlanması üzerine bu konuda bilgi vererek ve ilgililerin meslek içi eğitime tabi tutulmasının çözüm olacağı düşüncesini Hakimler ve Savcılar Kurulu’na yazıyla bildirmiştir. Hukuki çözüm beklerken hakkında derhal soruşturma başlatılmış ve Hakimler ve Savcılar Kurulu 2.Dairesinin 06.01.2022 tarihli ve 2022/1 Tedbir sayılı kararıyla 2802 sayılı Yasa’nın 77.maddesi uyarınca soruşturmanın selameti açısında ve tedbiren geçici yetkiyle Vezirköprü yargıcı olarak görevlendirilmiştir.

Karar, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğinin 06.01.2022 tarihli yazılarıyla meslektaşımıza bildirilmiştir.

Meslektaşımız hukuka, mesleğin onur ve saygınlığına aykırı herhangi bir iş ve işlem yapmamış, davranışta bulunmamıştır. Bilakis yargı içindeki liyakatsizlik ve umursamazlığı gözler önüne sermiştir ve çözüm önerisinde bulunmuştur. Bu nedenle hakkında soruşturma açılmış olması kabul edilebilir nitelikte değildir.

Meslektaşımız evli olup üç küçük çocuğu bulunmaktadır. Bu şekilde uzak bir yer adliyesinde geçici de olsa görevlendirilmesi kendi mağduriyeti yanında aile bireylerinin de büyük mağduriyetine yol açacağı açıktır.

Sendikamız üyesi meslektaşımız hakkındaki geçici yetkilendirmenin ivedi kaldırılmasını, eski görev yerine iadesini; aksi halin ise soruşturmanın selametiyle değil cezalandırma isteğinin acelesiyle fiili olarak cezalandırma ön kabulüyle verildiği sonucunu doğuracaktır.

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu sorun üreten değil çözüm üreten bir kurul olmaya davet ediyoruz.”