Türkiye’de yargı sistemi 2005'i ilklerle dolu bir yıl olarak geçirdi. Kamuoyu gündemini uzun süre meşgul eden davalar arasında ''ilkler'' göze çarparken

Türkiye’de yargı sistemi 2005'i ilklerle dolu bir yıl olarak geçirdi. Kamuoyu gündemini uzun süre meşgul eden davalar arasında ''ilkler'' göze çarparken Türkiye'de ilk defa bir başbakan Yüce Divan'da yargılandı, bir rektör için de çete oluşturmak suçlamasıyla dava açıldı, emekli bir kuvvet komutanı Askeri Mahkeme'ye çıktı. Yakın tarihte bitmeyen ''Yargı bağımsızlığı'' tartışmalarının süregeldiği 2005'te Türkiye'de ''iktidar-muhalefet-üniversite'' arasında Van restleşmeleri yaşandı.

‘Türklüğü aşağılamak’ davaları
3 EKİM'de AB'ye tam üyelik için müzakerelere başlayan Türkiye, AB ile ilk krizini ise yine bir ''dava'' nedeniyle yaşadı.

Yazar Orhan Pamuk, İsviçre'de yayımlanan Das Magazin adlı dergiye verdiği bir mülakatta, ''Bu topraklarda 1 milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürüldü ve benden başka kimse bunu söylemeye cesaret edemiyor'' diye konuştuğu için yeni TCK'nın 301'inci maddesinden yargılandı. Pamuk'un yargı önüne çıkmasına yol açan Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi nedeniyle, son aylarda pek çok gazeteci, yazar ve sivil toplum örgütü temsilcisi yargılandı ya da yargılanmaları sürüyor. Bunlar arasında, Ermenice ve Türkçe yayınlanan Agos gazetesinin yayın yönetmeni Hrant Dink, Mazlum-Der Başkan Yardımcısı Şehmus Ülek, yayıncılar Ragıp Zarakolu ve Fatih Taş gibi isimler var.

Orhan Pamuk ve davasını izlemeye gelen yabancı konukların toplumun geniş kesimince eleştirilip kınanan saldırılara uğradığı duruşma 2005'te iz bıraktı.

Rektör Aşkın’a ‘çete’ davası
VAN Yüzüncüyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın ve 9 kişi hakkında ihaleye fesat karıştırmak ve çete kurmak iddiasıyla 5 Nisan 2005 tarihinde Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatılmı ş ve 11 Temmuz 2005 tarihinde tutuklanarak Van M Tipi Cezaevi’ne konulması gündemi gerdi.

Rektör Aşkın'la birlikte aynı koğuşu paylaşan, YYÜ Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’nın intihar etmesinin ardından Aşkın, rahatsızlanarak YYÜ Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Aşkın'ın Üniversite'deki 418 kişiyi fişlediği iddiasıyla müdahil olarak duruşmalara katılan bir grup, reddi hâkim talebinde bulundu ve hakim değişikliğini sağladı. Aşkın, yurt içinde ve dışında büyük yankı uyandıran davalardan olan tarihi eser kaçakçılığı suçlamasından beraat etti. Halen tutuklu olarak hastanede bulunan Prof. Aşkın davasının ikinci duruşması ise bugün yapılacak.

Aşkın'a yönelik tutum kimi hukukçu ve toplum kesimlerince büyük kaygıyla karşılandı, rektöre karinelerin bu kadar zayıf olduğu bir ortamda bu denli ağır bir yargılama prosesi uygulanması, Rektör hakkındaki sürecin farklı kaygılarla yürütüldüğ ü düşüncesini doğurdu.

5 gazeteci de yargılanıyor
3 EKİM öncesi Türkiye-AB ilişkilerinde kara bulutların doluşmasına yol açan bir başka gelişme ise İstanbul'da yaşandı.

Boğaziçi Üniversitesi'nin mahkeme kararıyla son anda durdurulan, ancak Bilgi Üniversitesi'nde yapılan Ermeni Konferansı öncesi ve sonrasında gündeme damgasını vurdu. Konferansı erteleyen yargı kararını eleştiren gazeteciler Hasan Cemal, İsmet Berkan, Murat Belge, Haluk Şahin ve Erol Katırcıoğlu hakkında dava açıldı. Türkiye bu sefer söz konusu davalara odaklandı. 301 takibatına Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk de, TSK'ya yönelik sözleri nedeniyle uğradı.

Paşa hâkim karşısında
ESKİ Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral İlhami Erdil, görevi kötüye kullanma-görevi suistimal ve haksız mal edinme suçlamasıyla yargılandı. Davada Erdil'in 17, eşi ve kızının ise bir yılla üç yıl arasında hapsi isteniyor.

Yine, dönemin Tugay Komutanı Tümgeneral Emin Ünal, Kurmay Albay Recai Elmaz, Merkez Komutanı Yüzbaşı Nahit Balcı ve uzman çavuş İlhan Ünal hakkında kastı aşan müessir fiil suçlamasıyla iki yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Bir dönem Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Yardımcı lığı görevini yürütmüş olan Emin Ünal, Er Ahmet Fenikli’yi döverek ölümüne sebebiyet vermekten yargılandı.

Karikatürün kaderi: Davalar
GEREK muhalefetle gerekse zaman zaman YÖK gibi kurumlarla karşı karşıya gelen Başbakan Erdoğan'ın yıldızı 2005'te yer yer basınla da barışmadı. Türkiye, medya-Erdoğan arasında soğuk rüzgârlar estiren ''karikatür'' davalarına da sahne oldu.

Erdoğan, Cumhuriyet Gazetesi'nden Musa Kart'ın, kendisini İHL yumağıyla oynayan kedi olarak çizdiği karikatürüne 5 bin YTL, Evrensel Gazetesi'nden Sefer Selvi'nin yine kendisini at, danışmanı Cüneyt Zapsu'yu binici gösteren karikatürüne de 10 bin YTL'lik davalar açtı. Sonrasında, Penguen Dergisi'nin 24 Şubat 2005 tarihli sayısındaki Erdoğan ile ilgili ''Tayyipler Alemi'' adlı karikatürleri hakkında da 40 bin YTL'lik dava açtı.

Baba-oğula yargısız infaz
MARDİN'in Kızıltepe ilçesinde 21 Kası m 2004 tarihinde düzenlenen bir polis operasyonunda, ''terörist'' oldukları gerekçesiyle kamyon şoförü Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz öldürülmesi de kamuoyunun gündeminde kalan davalar arasında yer aldı. Davalar ''güvenlik'' gerekçesiyle Eskişehir'de görülmeye başlandı.

Kızıltepe davasının yanı sıra 17 Kası m depreminde elde ettikleri hazineyi askeri araziye gömen, sonra yakalanan alt ve üst düzey birkaç askerin davası, AKP, CHP gibi siyasi partilere yapı lan tüzük uyarıları, CHP'li muhaliflerin yargı kararı ile partiye dönmeleri gibi mahkeme kararları da 2005'e damgasını vuran hukuk olayları arasında yer aldı.

61’den sonra ilk
TÜRKİYE'de, 2005'te 1960 ihtilalinin ardından ilk kez bir eski başbakan yargı önüne çıktı. ANAP eski Genel Başkanı Mesut Yılmaz, bir dönem hükümet yıkan ''Türkbank'' ihalesine fesat karıştırmak iddiasıyla Yüce Divan'da yargılanmaya başlandı. Söz konusu davanın seyri sonuç ne olursa olsun 2006'ya damgasını vuran hukuk olaylarından biri olacak.

2005'te Anayasa Mahkemesi, mesaisinin büyük bir bölümünü Yüce Divan sıfatıyla yaptığı diğer yargılamalara ayırdı. Halen, Devlet eski Bakanları Hüsamettin Özkan ile Recep Önal Halkbank, Güneş Taner Türkbank, Yaşar Topçu Karadeniz Sahil Yolu, Enerji eski Bakanları Cumhur Ersümer ile Zeki Çakan, beyaz enerji, Bayındırlık eski Bakanı Koray Aydın görevi kötüye kullanma suçlarından Yüce Divan'da yargılanıyor.