AYCAN KARADAĞ Sendikal hakları için direnen TARİŞ işçilerine verilen hapis cezalarına tepkiler sürüyor. DİSK’e bağlı Gıda İş Sendikası, İzmir’de geçen kasım ayından bu yana direnen işçilere 1 yıl 3 ay hapis cezası verilmesinin ardından DİSK Ege Bölge Temsilciliği’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de katıldı. DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, […]

“Yargılanması gereken TARİŞ yönetimidir”

AYCAN KARADAĞ

Sendikal hakları için direnen TARİŞ işçilerine verilen hapis cezalarına tepkiler sürüyor. DİSK’e bağlı Gıda İş Sendikası, İzmir’de geçen kasım ayından bu yana direnen işçilere 1 yıl 3 ay hapis cezası verilmesinin ardından DİSK Ege Bölge Temsilciliği’nde basın toplantısı düzenledi.

Toplantıya İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de katıldı. DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Yargılanması gereken birileri varsa, bu da TARİŞ yönetimidir. İzmir emniyetinin başından itibaren, işçilere ve dayanışmaya gelenlere yönelik anti-demokratik tutumları ortadayken, mahkemenin doğrudan emniyet müdürleri ve amirlerinin ifadelerine dayanarak ceza vermiş olması tam bir hukuk garabetidir” dedi.

“HEP BİRLİKTE MÜCADE EDECEĞİZ”

Gıda İş Genel Başkanı Seyit Aslan da, TARİŞ işçilerine verilen hapis cezasının kendilerini şaşırtmadığını belirterek şunları söyledi:

“Ülkede örgütlenemeye müsaade edilmiyor. Haklarınızı kullanmayın, biz nasıl istiyorsak öyle yapın diyorlar. Bu ülkede 17 yıllık iktidarın, Türkiye’yi bir enkaza dönüştürdüğü ve tek adam yönetimi ne derse o yapılıyor. Bunlara sessiz kalmayacağız. Mücadelemizi sürdüreceğiz. Kişisel hak ve özgürlükler kısıtlanamaz. TARİŞ yönetimi işçileri oyaladı, sendika değiştirmelerini istediler. İşçilere mobbing uyguladılar. İşçi arkadaşlarımız sağlam durdu. İşveren ve yöneticiler, İzmir emniyetin işgüzarlığı getirdiği somut durum 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Bizim nazarımızda bu ceza meşru değildir. Esas olarak Türkiye’nin demokratikleşmeye ihtiyacı vardır. Bu olmadan sorunlar çözülemez. Yakından tanığız. 2018 Türkiye’sinde ekonomik krizin içindeyiz. Türkiye’nin sorunları o kadar birikti ki patlamaya hazır bir noktada. TARİŞ işçilerine verilen cezalar sonrasında hep birlikte mücadele edeceğiz. Verilen cezaları kınıyoruz.”

“İKTİDAR YARGIYI SOPA GİBİ SALLIYOR”

Eski CHP İzmir Milletvekilli Zeynep Altıok ise, “Siyasal iktidarın yargıyı araç olarak kullandığı bir dönemdeyiz. Hak talep edenler hep emekçiler oluyor. İktidar, sopa gibi yargıyı sallıyor. İşçileri, sendikaları korkutmaya çalışıyor. TARİŞ örgütlenmesinde işçilere açılan bir dava. Yargının aldığı sendikalı olma hürriyetini engellemek suçu ile yargılamış olmalarıdır. Haksız cezalandırılmışları yetmezmiş gibi bir kez daha cezalandırdılar. Biz işçilerin yanlarından durmaya devam edeceğiz. Emek haktır. Bağımsız yargı karşısında masumiyette haktır” dedi.

“HAKKIMIZI ARAMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Ceza alan TARİŞ işçisi Murat Yılmaz, “İşten atılma gerekçesinin kadro yapılanması olduğu söylendi. Biz sendikal mücadelenin öncüsü olduğumuz için bu yapıldı. Bu mücadele zarfında emekçiler olarak, ülkede yaşanan demokrasi sorunu yüzünden böyle olduğunu gördük. Tüm ülkemizde yaşanan demokrasi sorununu birlikte çözeceğiz. Biz kazanacağız. TARİŞ yönetimi tarafından tehdit edildik. İşveren cezalandırılmıyor, biz cezalandırılıyoruz. Hakkımızı aramaya devam edeceğiz” diye konuştu.

“MÜCADELE VERİLENLERE YÖNELİK BİR CEZA”

Yapılan basın açıklamasında ise şu ifadeler kullanıldı:

“Sendikal hak ve özgürlük mücadelesi veren TARİŞ işçileri ve işçilerle dayanışmaya gelen sendikacılara, İzmir-Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapılan ‘jet’ yargılamayla 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Sendikamızın, TARİŞ yönetiminin yapmış olduğu keyfi uygulamalara, sendikal hak ve özgürlükler üzerindeki baskılara, işçilerin odalara çekilerek istifaya zorlanmalarına, işçiler üzerindeki tehditlere karşı yapmış olduğu suç duyuruları ise henüz dosya aşamasına gelmemişken yargının bu kadar kısa sürede karar vermesi ne anlama geliyor? İzmir emniyeti ve TARİŞ yönetiminin beyanlarına dayanarak işçilere ve dayanışmaya gelenlere vermiş olduğu ceza yargının bütünüyle iktidarın ve sermayenin yargısına dönüştüğünün en açık ifadesidir. TARİŞ işçilerine ve dayanışmaya gelenlere verilen bu ceza ise sendikal hak ve özgürlük mücadelesi içinde olan işçilere, dayanışma gösterenlere verilen bir cezadır.

“MEŞRU OLAN HAKLARIMIZI KULLANMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Ortaya çıkan tablo şunu gösteriyor: Artık yargı bütünüyle iktidarın ve sermayenin yargısı haline gelmiştir. Verilen bu cezayı asla kabul etmiyoruz. Hangi koşullarda ve nasıl olursa olsun, verilen cezalar işçilerin, emekçilerin, onlarla dayanışma içinde olanların ve sendikamızın mücadelesini asla durduramayacak, meşru olan haklarımızı sonuna kadar kullanmaktan asla vazgeçmeyeceğiz, geri durmayacağız. Yargılanması gereken birileri varsa, bu da TARİŞ yönetimidir. İzmir emniyetinin başından itibaren, işçilere ve dayanışmaya gelenlere yönelik anti-demokratik tutumları ortadayken, mahkemenin doğrudan emniyet müdürleri ve amirlerinin ifadelerine dayanarak ceza vermiş olması tam bir hukuk garabetidir.

“KARAR, TÜM İŞÇİ VE EMEKÇİLERİN VİCDANINDA MAHKUM OLACAK”

Hiçbir araştırmaya, incelemeye gerek duymayarak yapılan bu yargılama ve verilen ceza mahkemenin yargılama sürecinde niyetinin ne olduğunun açıkça göstergesi olmuştur. Başta Soma katliamı olmak üzere onlarca, yüzlerce işçiyi katledenler, beş yıl içinde ellerini kollarını sallayarak cezaevlerinden çıkarken, sendikalaşma mücadelesine 1 yıl 3 ay ceza vermek tam bir aymazlıktır. Sendikamız verilen bu cezayı her platformda dile getirecek, tüm yasal haklarını kullanarak meşru biçimde hak aramaya devam edecektir. Umuyor ve diliyoruz ki verilen bu ceza bir üst mahkeme tarafından düzeltilsin. Yapılan bu yargılama, verilen ceza meşru değildir. Bu karar, İzmir işçi ve emekçileri başta olmak üzere, tüm işçi ve emekçilerin vicdanında mahkum olacaktır.”