Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi, Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararını bir kez daha tanımadı. Karara hukukçular başta olmak üzere birçok kişi "Yargıtay yine Anayasa’yı yok saydı!" tepkisi gösterdi.

Yargıtay Anayasa'yı tanımamakta ısrarcı
Fotoğraf: Fatoş Erdoğan

Kayhan AYHAN

Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi, cezaevinde tutulan Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından verilen ikinci ihlal kararını da tanımadı. Yargıtay, ihlal kararının "hukuki değeri olmadığına" ve AYM kararına uyulmamasına karar verdi. Daire, söz konusu kararın "juristokratik bir davranış" olduğunu bildirdi.

AYM’YE “TERÖR” SUÇLAMASI

Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararında "Dairemizin, derece mahkemelerinin kararlarını denetleyen bir üst temyiz mahkemesi olduğunu görmezden gelmek suretiyle sanki sonradan oluşturulan bir mahkeme olarak göstermesi, terör örgütlerinin söylemleri ile uyum göstermiştir" ifadelerini kullandı.

Yargıtay’ın söz konusu kararına hukukçular başta olmak üzere birçok kişiden tepki yağdı. Açıklamalarda, "Yargıtay yine Anayasa’yı yok saydı!" eleştirisinde bulunuldu.

DÜŞMESİ GEREKEN SİZSİNİZ

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, “Düşmesi gereken Can Atalay’ın vekilliği değil, sizin bulunduğunuz koltuktaki görevlerinizdir!” dedi.  Başarır, şu ifadeleri kullandı:

" Bu kuvvetler ayrılığı ilkesini ayaklar altına almaktır. Bu Meclis’in iradesine yani halkın iradesine apaçık darbe vurmaktır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ayar vermektir. Bugün vatandaşların oy hakkı ve Can Atalay’ın siyasal temsil hakkı gasp ediliyor. Yargıtay verdiği kararda bir de dikkat çekici ifade kullanıyor. Anayasa Mahkemesi’nin juristokratik bir davranışla karar verdiğini söylüyor. Yani Anayasa Mahkemesi’nin yargıçlarının kanunlar üzerinde bir yorum yaptığını söylüyor. Oysa burada kanunlar üzerinde yorum yapan bir taraf varsa, o Yargıtay’dır. Milletin iradesini gasp eden bir taraf varsa, o Yargıtay’dır. Yargıtay bariz bir şekilde siyasal tavır almıştır. Hukukta deprem yaratmıştır. Bu mahkeme hakkında derhal soruşturma açılmalı. Bu hakimler, derhal yargılanmalıdır! "

DARBEYE GEÇİT YOK!

TİP’den yapılan açıklamada, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Hatay Mv. Can Atalay hakkındaki kararı, Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğu sandıkla sağlayamayan Saray Rejimi’nin Anayasa’yı fiilen ortadan kaldırdığının ilanıdır. Bu bir yargı kararı değildir. Darbedir! Darbeye ve darbecilere geçit vermeyeceğiz!" denildi.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan da "Yargıtay, fiili olarak Anayasasızlığa geçildiğini ilan etmiş oldu. Yargıtay, Anayasayı tümden yok saydı. Yargıtay’ın verdiği kararında hukuken hiçbir karşılığı yoktur" dedi.

AYM FİİLEN KAPATILMIŞTIR

Can Atalay’ın avukatı Deniz Özen, "Yargıtay bu kararıyla anayasayı tanımadığını ilan etmiştir. Anayasanın yürürlükte olmadığını ilan etmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin fiilen kapatıldığını ilan etmiştir. Bunun ötesinde söylenebilecek pek bir şey yok” dedi.

HUKUKTA ISRAR EDİYORUZ

İstanbul Barosu’ndan yapılan açıklamada, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkan ve Üyeleri suç işlemeye devam etmektedirler. Siyasilerin yargıya hakem olmak istediği, yargıçların suç işlemekte ısrar ettiği bu dosya yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı yoksa Anayasa’nın da kanunların da demokrasinin de olmadığını bir kez daha göstermiştir. İstanbul Barosu olarak hukukta ısrar edeceğiz" denildi.

∗∗∗

'PAKİSTAN' GÖNDERMESİ

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, gerekçeli kararında Pakistan Anayasa Mahkemesi'nin eski Başbakan İmran Han hakkındaki kararına atıf yaptı, Anayasa Mahkemesi'nin sınırsız yetkilerle donatıldığını iddia etti. Yargıtay'ın kararındaki ilgili bölüm şöyle:

"Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasa hükümlerini işlevsiz hale getiren kararlarının denetlenemeyeceğinin ileri sürülmesi ve sınırsız yetkilerle donatılması, bazı büyük tehlikeleri de bünyesinde barındırmaktadır. Örneğin, 2022 yılında Pakistan'da Meclis'te çoğunluğu ele geçiren muhalefet tarafından güvensizlik oylaması yapılarak, seçilmiş ve meşru Başbakan İmran Han değiştirilmek istenmiş; bunun üzerine siyaseti dizayn etme çabasının bir ürünü olarak Pakistan Anayasa Mahkemesi, Başbakan İmran Han tarafından alınan Meclis'in feshi ve erken seçim kararını yok saymak suretiyle güvensizlik oylamasının yapılmasına karar vermiştir. Siyasi krize neden olan bu karar sonucu yapılan güvensizlik oylamasında İmran Han, Pakistan'da görevden alınan ilk başbakan olmuştur. Böylece Pakistan'da Meclis çoğunluğunu ele geçiren muhalefetin, Anayasa Mahkemesi kararı sayesinde yaptığı güvensizlik oylaması ile İmran Han'ın başbakanlığı düşürülmüştür."

∗∗∗

NE OLMUŞTU?

AYM, Gezi davasında hakkında 18 yıl hapis cezası verilen tutuklu milletvekili Can Atalay'ın bireysel başvurusunu 25 Ekim'de değerlendirdirmişti. AYM, Atalay'ın "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" ve "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiğine hükmetmişti. AYM, ihlal kararını 25 Ekim’de İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti. Tahliye kararı vermeyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 27 Ekim’de dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine göndermişti.

Yargıtay 3’üncü Dairesi, 1 Kasım’da mahkemeye bir yazı göndererek kendilerine gönderilen yazının bir "müzekkere" olduğunu söyleyip dosyanın gönderilmesiyle ilgili bir karar verilmesini istemişti. Bunun üzerine İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi dosyanın Yargıtaya gönderilmesi kararı aldı, 2 Kasım'da mahkeme dosyasıyla ilgili 28 adet kelepçeli çuvalı Yargıtay’a yollamıştı. Avukatlar, Atalay için AYM'ye ikinci kez bireysel başvuru yapmıştı. AYM, ikinci başvuru da Genel Kuruluna sev etmişti. Genel Kurul, 21 Aralık'ta bir kez daha ihlal kararı vermişti.