Hayatta kalabilmek için kendisine sistematik şiddet uygulayan erkeği öldüren Çilem Doğan’ın Yargıtay’daki davası ertelendi. Doğan’ı savunan feminist avukatlar, “Olay meşru müdafaa, beraatını talep ediyoruz” dedi.

Yargıtay’daki davada kadın dayanışması: Çilem beraat etmeli

Nisa Küçük

Adana’da evli olduğu ve yıllarca sistematik şiddetine maruz kaldığı Hasan Karabulut’u öldürdüğü için 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Çilem Doğan’ın, Yargıtay’daki ilk duruşması dün görüldü. Yargıtay 1’nci Ceza Dairesi, karar duruşmasını 4 Kasım’a erteledi.

Ülkenin dört bir yanından kalabalık bir kadın avukat grubu ve kadın örgütleri, Çilem Doğan’a destek vermek için Ankara’ya geldi. Duruşmaya izleyiciler ve gazeteciler alınmadı. Yetki belgesi ile duruşmaya gelen avukatları heyet kabul etmedi, salonda tartışma çıktı. Öte yandan tutuksuz olan ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldığı için temyiz başvurusunda bulunan Çilem Doğan duruşmaya katılmadı.

Savcı, cezanın onanmasını istedi. Mahkeme heyeti, Çilem Doğan’ın avukatlarının savunmasına müdahale ederek, yalnızca bozma talebine ilişkin konuşulmasını istedi.

ÖLDÜRMESEYDİ ÖLECEKTİ

Çilem Doğan’ın avukatlarından Songül Yılmaz, gerekçeli kararda yer alan ‘Karabulut’un olay anında Çilem Doğan’ın hayatına yönelik bir saldırısının olmadığı, olsaydı Çilem Doğan’ın silahla öldürülmüş olacağı’ yönündeki tespiti eleştirdi. Doğan’ın şiddet gördüğü sırada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na başvurmaması ve daha önce emniyete ilettiği şikâyetlerini geri çekmesi şeklindeki gerekçelere de itiraz eden Yılmaz, Çilem Doğan’ın emniyette şikâyetinden vazgeçmeye zorlandığını, ajanlık dayatması ile karşı karşıya kaldığını ve hayatının tehlikeye atıldığını söyledi.

Hasan Karabulut’un Çilem Doğan’ı öldürmek isterken öldürüldüğüne dikkat çeken Av. Candan Dumrul, “Maktul, Çilem’i öldürmek isterken Çilem silahı ele geçirdi ve nasıl olduğunu bile hatırlayamadığı bir şekilde Hasan’ı öldürdü ve ancak bu şekilde hayatta kalabildi. Korku en güçlü duygudur. Çilem sadece korku ile kendini ve çocuğunu korumak için hareket etmiş” ifadelerini kullandı.

SİSTEMATİK ŞİDDET

Av. Cemre Topal da gerekçeli karara tepki göstererek, “Bu olayda meşru müdafaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Çilem’in durumu sadece olay günü üzerinden değerlendirilemez. Sistematik olarak uygulanan şiddetin gözetilmesi gerekirdi. Maktul suçlu biridir. Daha önce de Çilem’i ölümle tehdit etti, kafasına silah dayadı” dedi.

Av. Büşra Özbiçer, “Kendi hayatını savunmak zorunda kalan bir kadının 15 yıl ceza almasına itiraz ediyoruz. İzmir’de karısını öldüren erkeğin ‘Adil Işık’ isminin bir kadın giyim markası olduğunu bilmesinin beklenemeyeceği gerekçesiyle aldatıldığını sanması, haksız tahrik olarak kabul edilmiş. Failler erkek olduğunda lehe hükümler çok kolay uygulanabiliyor. Kadın olduğunda ise tereddüt ediliyor” diye konuştu.

ANLAMANIZI İSTİYORUZ

Av. Meriç Eyüboğlu ise şu ifadeleri kullandı: “Siz bizim bir kısmımızı gördünüz. Dışarıda daha büyük bir kalabalık bizi bekliyor. Çoğu Çilem’i hiç tanımıyor. Buradayız; çünkü bir kadın olarak her an Çilem’in yerinde olabileceğimizi biliyoruz. Bu ülkede sürekli kadınlar olarak arkamızı kollayarak yürümek zorunda kalmanın zorluğunu biliyoruz. Bizi anlamanızı istiyoruz. Bu toplumda kadın olmanın getirdiği zorlukları anlamanızı istiyoruz. Bu davada verilecek karar, erkek şiddetinin pervasızlığı karşısında yargıdan bir ses olacaktır. Pek çok kadının bu davanın sonucunu heyecanla beklediğini bilerek karar vermenizi istiyoruz.”

***

DEVLET ERKEKLERİ ENGELLEMİYOR

Duruşma sonrasında açıklama yapmak isteyen kadın örgütlerine ve avukatlara polis izin vermedi. Polisin müdahalesine karşın açıklama yapan avukatlardan Cemre Topal, “4 Kasım’da açıklanacak kararla müvekkilimizin beraat etmesini talep ediyoruz” dedi. Av. Songül Yılmaz ise “Devlet mekanizması kadınları erkek şiddetinden korumuyor. Erkekleri engelleyemiyor. Bu nedenle kendini korumak zorunda kalan kadınların meşru müdafaa hükümlerinden yararlanması gerekiyor. Yargıtay’dan bu yönlü bir kararın çıkacağını umuyoruz. Yerel mahkeme kararının bozulacağını umut ediyoruz. Kadın dayanışması güçlendirir” ifadelerini kullandı.

***

NE OLMUŞTU?

Adana’da yaşayan Çilem Doğan, 8 Temmuz 2015’te kendisine evlendikleri günden bu yana sistematik şiddet uygulayan Hasan Karabulut’u öldürmüştü. Ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle açılan davada Adana 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, ‘tahrik ve iyi hal indirimi’ uygulayarak Doğan’a 15 yıl hapis cezası vermişti. Ardından Doğan, 20 Haziran 2016’da 50 bin TL kefaletle tahliye edilmişti. Dosya Yargıtay’da.