AKP’nin yüksek yargıyı tümüyle kontrolü altına alacağı yargı tasarısının Meclis’te kabul edilmesinin ardından CHP, onay beklemeden jet hızıyla AYM’ye iptal başvurusunda bulundu. Kılıçdaroğlu ise AYM Başkanı Arslan’ı sorumlu davranmaya çağırdı

‘Yargıya darbe’ yasası geçti, CHP iptalini istedi

SEBAHAT KARAKOYUN sebahatkarakoyun@birgun.net @ssenyaprak

AKP’nin ‘cemaatçileri tasfiye’ adı altında Yargıtay ve Danıştay’ı tümüyle kontrolü altına almak amacıyla aceleyle gündeme getirdiği ve bayram öncesi çıkarmak için TBMM’yi gece yarılarına kadar çalıştırdığı ‘yargıya darbe’ yasası Meclis’te kabul edildi.

CHP’nin onaylanmasını beklemeden Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusunda bulunduğu yasa ‘yüksek hâkimlerin azlini’ sağlamanın yanı sıra hâkim ve savcı atamalarında ‘sözlü sınav’ uygulamasıyla AKP’nin yargıyı tamamen ele geçirmesini sağlamaya yönelik düzenlemeler de içeriyor.
Tasarı, Anayasa’ya açıkça aykırı olduğu halde yürürlüğe girince tüm yüksek yargı üyelerini ‘sıfırlayacak’. AKP’nin çıkarmakta ısrarcı olduğu ‘yargı paketi’, iktidarın daha önce yaptığı düzenlemelerle can çekişen yargıya son darbeyi vuracak. Yasayla başlayacak yeni süreç özetle şöyle:


Üst kademeye koruma
• Yasa yürürlüğe girdiğinde Danıştay ve Yargıtay üyelerinin üyelikleri sona erecek. Ancak AKP kendisine yakın isimleri korumak üzere istisna getirdi. Her iki yüksek yargı organında başkan, başkanvekili, başsavcı ve daire başkanı olarak görev yapanların üyelikleri devam edecek.

• Üyelikleri sona erenlerin yerine HSYK ve Cumhurbaşkanı tarafından beş gün içinde yeni üyeler seçilecek.

• Yargıtay üyeleri 12 yıl için seçilecek. Üyelikleri devam eden üyelerle yeniden seçilen üyeler, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 12 yıl görev yapacak.


YSK’yi de etkileyecek
• Danıştay daire sayısı 17'den 10'a, Yargıtay'da 46 olan daire sayısı ise 24'e düşürülecek.

• Yasayla Yüksek Seçim Kurulu’nda da (YSK) değişiklik kaçınılmaz olacak. Danıştay ve Yargıtay’dan YSK’ye seçilen üyelerden, üyelikleri yenilenmeyenler görevlerine de devam edemeyecek.


Sözlü sınavla istenmeyen elenecek
• AKP’nin yargıdaki tüm kadroları ele geçirme amacı doğrultusunda hâkim ve savcı adaylarının mesleğe kabulünde ‘sözlü sınav’ getirildi. Yazılı sınavdan 70 ve üstünde puan alanlar çoğunluğu bakanlık görevlilerinden oluşan bir komisyon tarafında sözlü sınava alınacak. Sözlü sınav, sonucu yüzde 40 oranında etkileyecek. Böylelikle iktidar istemediği hâkim ve savcı adaylarını sözlü sınavla eleyecek.

Özel Yetkili Mahkemeler
• Terör ile devlet aleyhine işlenen suçlara ilişkin Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) gibi görev yapacak özel yetkili başsavcılık ve özel yetkili ağır ceza mahkemeleri yeniden kurulacak.

Kayyuma koruma
• Yasa, iktidarın istemediği şirketlerin faaliyetlerini sona erdirmek için hiçbir kural tanımadan başvurduğu ‘el koyma’ yöntemini kolaylaştırıyor. Kayyum atanan şirketlerin ya da yönetim organının yetkileri ile ortaklık payları veya menkul kıymetler idare yetkileri de kayyuma devredilecek. AKP, rekor maaşlarla kayyum olarak şirketlere atadığı isimlerin pervasızca işlem yapması için de yasaya bir madde ekledi. Buna göre kayyumlara kararlarından ötürü dava açılamayacak. Tazminat davaları devlet aleyhine açılacak.

***

AYM’ye mektup yazdı

CHP, ‘darbe’ diye nitelediği kanun tasarısının iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da kanun tasarısıyla ilgili AYM Başkanı Zühtü Arslan’a mektup göndererek, “Kanun, Yargıtay’ın kuruluşuna ilişkin hükümlerin her birini açıkça ihlal ediyor” dedi.

‘Tarihsel sorumluluk’
AYM’yi sorumlu davranmaya çağıran Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı; “Sözü geçen yasanın içerdiği düzenlemelerle Anayasamızın Başlangıç kısmında belirtilen ilkelerden başlamak üzere, kuvvetler ayrılığı, yasama yetkisinin kullanılması, yargının bağımsızlığı, hâkimlik temiratları, Danıştay ve Yargıtay’ın kuruluşuna ilişkin hükümlerin her birini açıkça ihlal ettiği düşüncesindeyiz. Anayasa Mahkemesi’ne bu süreçte hukuk devletinin varlığını devam ettirebilmesi adına önemli bir tarihsel sorumluluk düştüğü de bir diğer tarihi gerçektir. Ramazan Bayramı tatili de dikkate alınarak, aynı duyarlılığın Anayasa Mahkemesi tarafından da gösterileceğine inancımız tamdır. Bu vesile ile Yasanın Bayram tatili içerisinde yayımlanması ihtimaline binaen, gerekli tedbirlerin alınmasını, ülkemizin geleceği adına tarihsel bir sorumluluk olarak Yüksek Makamınıza sunmayı bir görev addediyoruz.”

‘Buna yargı denemez’
Partisinin AYM’ye başvuru yaptığını duyuran CHP Grup Başkanvekili Levent Gök de, “Yapılan bu düzenlemelerle iktidar partisi tamamen kendisine yandaş hâkimleri atamak suretiyle yüksek yargıyı kendi siyasal görüşü doğrultusunda tanzim edecektir. Böyle bir yargıdan asla ve asla bağımsızlık çıkmaz. Yürütmeye bağlı, Cumhurbaşkanına bağlı bir yargı çıkar. Buna da yargı denmez” ifadelerini kullandı.

‘Atanacak isimler bakanın cebinde’
Görevi sona erecek Danıştay ve Yargıtay üyelerinin yerine AKP tarafından belirlenecek üyelerin atanacağını dile getiren Gök şu ifadeleri kullandı; “O isimler şu anda Adalet Bakanının cebinde bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesi’ne çok önemli bir görev düşmektedir. Yargıtay ve Danıştay’dan sonra sıra Anayasa Mahkemesi’ne gelecektir. Başvurumuzu derhal incelemekle AYM, tarihi bir görev yapacaktır. Bu görev kuvvetler ayrılığı ilkesi açısından çok önemlidir. Eğer AYM bu konuda karar vermeyi geciktirirse iktidar partisi, kanun Resmi Gazete’de yayımlanır yayımlanmaz gerekli değişiklikleri yapacak.”


***

Ömer Süha Aldan (CHP Muğla vekili, eski savcı): Dosyalar altı yılda sonuçlanacak!

“2015 yılında Yargıtay’da dairelerde bulunan devreden dosya sayısı 651 bin 435, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda bulunan dosya sayısı ise 467 bin 554. İkisinin toplamı 1 milyon 118 bin 989 dosya. Yaptığımız bir başka araştırmaya göre, 2016 yılından bu ana kadar gelen dosyalarla birlikte şu anda Yargıtay’daki dosya sayısı 1 milyon 365 bin. Şimdi, daire sayısı 46’dan 24’e indirildiğine göre, daire başına 56 bin 875 dosya düşecek. Normalde bir Yargıtay dairesi haftada en çok 150 dolayında dosyayı karara bağlar. Bundan yola çıkarak bakacak olursak; bu sistemin uygulanması halinde Yargıtay’da bir dava dosyası en az altı yılda sonuçlanacak. Çok değil iki ay sonra Yargıtay’a en azından bin 200 üye daha atanacak. Bölge adliye mahkemesi de bir laftan ibaret kalacak.”