Koskoca Futbol Federasyonu onlarca hukukçusuyla oturup bir disiplin talimatı yazamıyor

Koskoca Futbol Federasyonu onlarca hukukçusuyla oturup bir disiplin talimatı yazamıyor.
Süper Kupa sonrası Galatasaray’ı çıldırtan Tahkim Kurulu kararını hukukçu olmayan gözlerle inceleyince benim anladığım bu.

Neden mi?
Federasyon, Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki Süper Kupa maçı sonrası iki takıma da para cezası veren Tahkim Kurulu’nun bu kararına itiraz etti. Tahkim Kurulu da TFF’den gelen bu itiraz sonrası Fenerbahçe’nin para cezasını artırırken Galatasaray’ın para cezasını 1 maç seyircisiz oynama ve para cezası şeklinde düzeltti.
Bu karar da haklı olarak Galatasaray’ı delirtti.
Haklı olarak diyorum çünkü maçtaki olayların saha kapatmayı gerektirip gerektirmediğinden bağımsız olarak verilen karar TFF’nin vaat ettiği değişikliğin, hazırlanan talimattaki boşluk nedeniyle çiğnenmesi anlamına geliyor.

Şöyle ki:
TFF, 15 Temmuz’da Futbol Disiplin Talimatı’nda (FDT) değişikliğe giderek saha kapatmanın önüne geçmek istedi. Bu amaçla saha kapatma yerine önce para cezası, akabinde kötü tezahüratın geldiği tribünün kapatılması yönünde bir talimat değişikliği yapıldı.
Ayrıca dünyanın en saçma uygulamalarından biri olan, sadece kadın ve çocukların izleyebildiği maçlara da son verildi.
Tribün kapatma cezası elektronik bilet sayesinde kolaylıkla uygulanabilecek, ceza verilen tribüne ait biletlerin hepsi elektronik ortamda bloke edilecekti.
FDT’deki bir diğer değişikliğe göre ise ceza alan takımın ev sahibi olarak oynadığı maçlarda aldığı cezalar sadece ev sahibi olduğu maçlarda, aynı şekilde misafir iken aldığı cezalar da misafir olduğu maçlarda infaz edilecekti.

Ayrıca lig maçlarının cezası lig maçlarında, kupa maçlarının cezası kupa maçlarında uygulanacaktı.
Olur da tüm tribünler ceza alırsa, misafir takım bu durumdan mağdur olmasın diye stat kapasitesinin yüzde 5’i oranında koltuk misafir takıma ayrılacak ve sadece misafir takım tarafından bilet satışı yapılacaktı.
Buraya kadar güzel. Fakat ya tarafsız sahada oynanan maçlar?
Süper Kupa hem tarafsız sahada oynanan, hem de TFF’nin ev sahipliğinde gerçekleşen bir organizasyon.
Böyle bir organizasyonda ceza kimlere nasıl infaz edilecekti?

FDT’de yaptığı değişiklikte Süper Kupa gibi tarafsız organizasyonları ‘resmen’ ve skandal bir şekilde atlayan Federasyon’un yetkili kurulları, kendi organizasyonlarındaki bu mücadelede kararı Süper Kupa’nın müsabaka talimatının 10. maddesine dayanarak verdi:

MADDE 10 - TRİBÜN DÜZENLEMESİ VE ORGANİZASYON
Tribün düzenlemesi ve organizasyon hakkı Federasyon’a aittir. Müsabaka öncesi, sırası veya sonrasında herhangi bir olay çıkması halinde olaylara sebebiyet veren taraftarların, meydana getirdiği eylemlerinden kulüpler sorumludur.
Bu kadar basit!

Organizasyon bende, sorumluluk sende.
Evet, müsabaka talimatında tribündeki olaylara dair sorumluluk daha önceki yıllarda da kulüplere aitti.
Fakat bundan önceki kupa organizasyonlarında, FDT’de 15 Temmuz tarihinde yapılan değişiklikler söz konusu değildi.
Şimdi ise Tahkim Kurulu’nun aldığı saha kapatma cezası kararı, yapılmaya çalışılan değişiklikle açık bir biçimde çelişiyor.
Saha kapatmayı ortadan kaldırmaya çalışan, cezayı kulübün tamamına kesmekten uzak durmaya gayret eden bir düzenleme, daha ilk organizasyonda ortada kalıveriyor.
Tarafsız saha organizasyonlarını kapsamayı beceremeyen bir talimat nedeniyle ligin başında ortalık birbirine giriyor, toz duman oluyor.
Hepsini geçelim, Federasyon bir karar alıyor, bir uygulamayı hayata geçirmeye çalışıyor.
Bunun için talimat hazırlıyor.

Sonrasında ise hayata geçirmeye çalıştığı uygulamanın ruhuyla temelden çelişen bir başka karar alıp sezona kavgayla başlıyor.
Ondan sonra da niye bütün kulüpler benimle ve birbirleriyle kavga ediyor diye hayıflanıyor.
Kendi kararlarında tutarlılık sergilemeyen Federasyon, kulüplerden tutarlılık talep ediyor.
İşte bu yüzden neredeyse tüm kulüpler Federasyon’a öfke duyuyor, yönetimin değişmesini istiyor.
İşte bu yüzden Galatasaray isyan etmekte yerden göğe haklı.