Urla ve Çeşme’de 2054 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile gerçekleşen acele kamulaştırmalar ve Kültür ve Turizm Bakanı tarafından açıklanan yeni Çeşme Turizm Projesi’ne karşı çevre avukatı Şehrazat Mercan çağrıda bulundu

"Yarımada'yı bitirecek bu kararın karşısında durmak sorumluluktur"

AYCAN KARADAĞ

Urla ve Çeşme’de Cumhurbaşkanı Kararı ile gerçekleştirilen acele kamulaştırmalara tepkiler sürerken kamulaştırılan arazi sahipleri ve çevreciler kararın iptali için Danıştay’a davalar açtı. Projeye her geçen gün tepkiler büyüyor.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Çeşme Projesi ile ilgili olarak 9 Mart’ta İzmir’de düzenleyeceği toplantıya Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran davet edilmedi. Yaşanan gelişmelerin ardından dava açan yurttaşların avukatlarından Şehrazat Mercan, tüm İzmir halkına çağrıda bulundu. Mercan, “Yarımada’yı bitirecek bu kararın karşısında durmak, bilimseldir, yurtseverliktir, sorumluluktur” dedi.

KÜLTÜREL VE DOĞAL DEĞERLER ÖZEL GİRİŞİMCİYE BIRAKILDI

Çeşme’de daha önce de turizm gelişim ve koruma bölgeleri ilan edilip yürürlüğe konulduğunu fakat Danıştay 6. Dairesi Başkanlığı’nın kararlarıyla, bu alanlara ilişkin Bakanlar Kurulu Kararlarının iptal edildiğini ifade eden Mercan, “Elimizdeki Danıştay kararında açıkça; bu gibi planlamaların; özel girişimlere tahsis edilmek istendiği, buralarda girişi denetimli, kamuya kapalı alanlar yaratıldı. Uygulanırsa ormanın büyük ölçüde tahribata uğrayacağı, davalı Bakanlığın tüm alanın yaklaşık yarısını oluşturan bu alt bölge ile ilgilendiği, bu kadar geniş bir alanın yeterli irdeleme yapılmadan, İzmir, Çeşme Alaçatı ve Paşa Limanı Kültür ve Turizmi Koruma ve Gelişim Bölgelerinin ilan edildiği, yasada kültür kavramının turizm kavramının, koruma kavramının da gelişme kavramının önüne konulduğu, yapılan uygulamada ise tersi bir tavırla, sektörel kalkınma adı altında, sektörün dayandığı kültürel ve doğal değerler ne olacağı belirsiz şekilde özel girişimciye bırakıldı. Kültür kavramının turizm kavramına, koruma kavramının ise kullanma/gelişme kavramına göre öncelikli olması dumurun aksi yönde bir yaklaşımla tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık görülmemiştir” diye konuştu.

YARIMADA'NIN OLMAYAN SUYU KİME YETECEK?

Mercan, açıklamalarına şu şekilde devam etti:

“İzmir, Çeşme, Alaçatı ve Paşa Limanı Kültür ve Turizmi Koruma ve Gelişim Bölgelerini içeren bu eleştirel mahkeme kararı sadece 10 milyon metre kare içindir. Bu defa 95 milyon metre kare için karar alınmış olması halinde, kelimenin tam anlamıyla Yarımada’yı bitirecek bu kararın karşısında durmak, bilimseldir, yurtseverliktir, sorumluluktur. Çeşme halkı ve turizmci de bilsin ki bu karardan, uygulamadan onlara ekmek çıkmayacaktır. Yarımada'nın zaten olmayan suyu kime yetecektir? Kapalı alan yaratılarak kendi ticaretini ve yapılaşmasını kendilerinin oluşturacakları mekânlarla Çeşme turizmi kalkınmak şöyle dursun iflas edecektir. Yarımada’da hareket edemeyecek duruma gelip, ekolojik, ekonomik ve sosyolojik olarak yıkıma ve yoksulluğa neden olacaktır.”

Projeye karşı tüm yurttaşları davacı olmaya çağıran Mercan, son olarak şunları dile getirdi:

“9 Mart Pazartesi günü, Turizm Bakanının ilimize gelerek Ticaret Odasında 300 STK ya projeyi anlatacağı bilgisi kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bizlerin de içinde olduğu STK’ların, yerinde yaşayanların ve hatta İzmir Büyükşehir ve Çeşme Belediye Başkanlarının çağrılı olmadığı, şimdiye kadar da bilgilendirilmedikleri bu toplantı olsa olsa ‘arsa arazi lansmanı’ ve İzmir’deki ticaret erbabını yanlarına çekme gayretidir. Kabul etmiyoruz ve Belediye Başkanlarımızı, belirlenen bölgede, üst ölçekli 1 bölü 100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı ve alt ölçekli plan çalışmalar ve ilkeler belirlemeye, belirleyici olmaya çağırıyoruz Kendilerini halkın ve hakkın yanına çağırıyoruz.”