Metallica, yeni şarkısı Atlas, Rise’ı yayınladı. Peki umduğumu buldum mu? Albümden neler bekliyorum?

Yaş aldıkça sertleşen müzik

BARIŞ AKPOLAT barisakpolat@gmail.com

Metallica Kasım’da yayınlayacağı yeni albümünden 3. single’ı da yayınladı. Atlas, Rise!, 'Hardwired… To Self-Destruct' adlı albümün 2. şarkısı. Uzun süredir bekliyoruz bu albümü, şarkıları da büyük bir çoğunluk, bir şampiyonanın final maçı gibi geri sayımlarla bekliyor.

“Geçen hafta Lady Gaga’ya yükseldin şimdi de Metallica’ya koşuyorsun” dediğinizi duyuyorum. Evet klasik müzik de dinliyorum hatta. Farklı müzik türlerine heyecan duyuyorum. Bazılarına daha büyük heyecan duyuyorum, bu da bir gerçek. Konu heavy metal olunca üzgünüm, fazladan yükseliyorum.

Atlas, Rise! gerçekten çok güzel bir şarkı. Nakarat dönüşü senkopları tam bir son dönem Metallica hareketiyken gitarların nakarata dönerken çaldığı melodiler tam bir Iron Maiden tadı veriyor. Şarkıda genel olarak diyemesem de bir Yeni Dalga İngiliz Heavy Metal’ini (New Wave Of British Heavy Metal) fazlasıyla hissediyoruz. Şimdi eğri oturup doğru konuşalım, lafı gevelemeyelim şarkıyı dinleyip ardından bir de Iron Maiden’den Hallowed Be Thy Name dinlediğinizde o bahsettiğim melodilerin Maiden’a ne çok benzediğini siz de düşüneceksiniz.

Atlas, Rise!’ın Load ve Reload şarkılarını andırdığını düşünenler çok. Ben bu çoğunluktan olmasam da şarkının genel yapısı Reload’a bir parça yakın duruyor. Esas önemlisi grubun gittikçe daha sert işler yapmaya başlaması... Yaşlandıkça sert müzik yapmaya başlayan thrash metalci diye bir olay var. Artık andropoz mu dersiniz başka bir şey mi bilemiyorum ama şimdiye kadar Exodus, Kreator, Overkill, Megadeth, Slayer’da bunun bir gerçek olduğunu anladık. Gerek sound gerekse gitar soloları, davul atakları filan eskisine göre daha sert bu gruplarda. Metallica da bu furyaya uyuyor. Son albümdeki Hardwired şarkısından bunu anlamak mümkün. Şarkıyı çok beğenmedim o ayrı.

Gittikçe tekniği kötüleyen Lars Ulrich uzun zamandır ilk kez kulağıma batmıyor. Bu albümde güzel bir sound yakaladığını düşünüyorum. James Hetfield’dan bekleyemeyeceğimiz bir vokal kalitesi var Atlas, Rise! ve Moth Into Flame’de. Burada şu detayı atlamayalım. İlerleyen yaşla beraber ses de yaşlanacak ve eskiden çıktığı notalara çıkamayacaktır. Hetfield’ın da vokalinin eskisi kadar güçlü olmasını bekleyemeyiz fakat bu son şarkılarda o vokaller de gayet iyi. Artık kendisinin daha rahat söyleyebileceği şekilde yazıyorlar şarkıları. Çok zorlamıyorlar bünyeyi. Olacak böyle şeyler artık...

Kısacası ben bu yeni albümden fazlasıyla umutluyum. Bir önceki albümleri pek şahane Death Magnetic’in açtığı güzel yoldan gidecekleri belli. Bakalım Hardwired… To Self-Destruct hayranlığımızı nasıl etkileyecek.

Andromedalı sürüngenlere fersah fersah dalmak


Son haftalarda Son Fersah ve Reptilians From Andromeda’ya (RFA) büyük düştüm. İkisini de çok beğeniyorum. Rashit grubunu bilirsiniz. Tolga Özbey, punk’ın ülkemizdeki en önemli oluşumu Rashit’ten sonra eşi Aybike Çelik Özbey’le RFA projesine yüklendi. Bir süredir kayıtlar yayınlıyorlar. Bizim memlekete nazaran yurtdışında daha fazla tanınıyorlar diyebiliriz. Radical Noise’dan Kerem Onan’ın Paslanmaz Kalem’de yaptığı RFA röportajında Aybike Çelik Özbey aynen şöyle bir cümle kuruyor: “Biz Lofi garage diyorduk tarzımıza… ...Aslında Protopunk, Postpunk, Garage, Artrock, Deathrock, Nowave, Riot girl, Grunge, Hardcore sanırım hepsinden bir şeyler bulmak mümkün şarkılarımızda.” Özbey haklı. Ben de Sonic Rabbit Hole EP’lerini dinlerken gotik’ten garaj rock’a kadar geniş bir yelpazeyi duyabildim. Güzel bir oluşum RFA, İlgileniniz.

yas-aldikca-sertlesen-muzik-204486-1.

Bir de Son Fersah var. Son günlerde kendilerine büyük tutuldum. Thrash metal’den punk’a geniş bir yelpazede Türkçe sözlü müzik yapıyorlar. Taş gibi riff’ler ve çok dinamik davulları var. Arada bol wah efektli soloları filan Metallica dinleyicilerini kendine çekecektir. Aslan gibi bir grup. Vokal performansları gayet güzel geliyor EP’de. Canlı performanslarını dinleyemedim fakat merak ediyorum. Albüm kapaklarına, Street Fightervari logolarına ve sözlerine bayıldım. Ben memleketten böyle gruplar çıksın istiyorum. Çok mu şey istiyorum?


***

Dünyayla aynı anda Mumford izleyeceğiz

yas-aldikca-sertlesen-muzik-204487-1.

İngiliz Mumford & Sons’ın geçen yıl çıktığı turnensinin Güney Afrika ayağından bir film ortaya çıktı. Üç albümleriyle inanılmaz bir başarı yakalayan folk rock’çı ekibin Live From South Africa: Dust and Thunder adlı bu konseri tüm dünyayla aynı anda 8 Kasım Salı akşamı Zorlu PSM Skylounge’da gösterilecek. Gelirseniz bana da bir selam vermeyi unutmayın. Görüşürüz.