Kadın davalarında yargı sürecinde yaşananları İstanbul Barosu’ndan Avukat Şükran Eroğlu ile konuştuk. Eroğlu, “6284’e saldırıyorlar çünkü kadını koruyor. Siz kadının şiddet gördüğü bir ailede mutluluktan bahsedebilir misiniz?” diyor.

Yasalara saldırmayın şiddeti önleyin!

HAVVA GÜMÜŞKAYA

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre Türkiye’de 2019 yılının Eylül ayında 53 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. Kadın cinayetleri kadar faillere uygulanan ‘iyi hal’ ve ‘haksız tahrik’ indirimi büyük tepkilere neden oluyor. Bir yandan da ikinci yargı paketi düzenlemesi içerisine girecek olan ‘yoksulluk nafakası’ ile kadınların kazanılmış haklarına yapılan saldırılar da devam ediyor.

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu ile kadın cinayeti ve cinsel saldırı davalarında yargı sürecinde yaşananlar üzerine konuştuk.

Eroğlu, öncelikle baroların ve kadın hakları komisyonlarının kadın cinayetleri davalarına yaptıkları müdahillik taleplerinin reddedildiğine değiniyor. Şule Çet davasını yetki belgesi alarak takip ettiklerini belirten Eroğlu, mahkemelerde hâkimlerin, baroların ve özellikle kadın merkezlerinin yer almalarına ilişkin kararlar alması gerektiğini söylüyor.

Mahkeme salonlarında hâkimlerin ‘takdir indirimi’ni sadece kadınların mağdur olduğu davalarda uyguladığını belirten Eroğlu, kanunun aradığı bütün şartların kadın cinayetleri davasında var olduğunu ve ne ‘iyi hal’ ne de ‘haksız tahrik’in kabul edilemeyeceğini vurguluyor. Eroğlu, “Bir takım elbise giydi pişmanlık gösterdi olamaz” diyor.

Türkiye kamuoyunda infial yaratan Emine Bulut cinayetine geliyor konu. Savcının mütalaasından bahseden Eroğlu, bütün kadın cinayeti davalarına örnek olması gerektiğini belirtiyor.

Eroğlu, yargı reformu kapsamında gündeme gelen ‘af’ düzenlemesi konusuna da değiniyor ve kadın cinayeti davalarında sanıkların af kapsamına kesinlikle alınmaması gerektiğini vurguluyor. Eroğlu, bu konuda siyasilere büyük görev düştüğünün altını çiziyor. Cezaların, kanunlar uygulandığı takdirde, indirim yapılmadan ve af kapsamı dışında bırakılarak caydırıcı olacağını belirtiyor Eroğlu ve “İki eşini öldüren ve üçüncü kez evlenmek için TV programına katılan erkekleri gördük biz” diyerek tepki gösteriyor.

Kadını koruduğu için saldırıyorlar

Son dönemde İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılar üzerine de konuşuyoruz. Eroğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasının zorluluğundan bahsediyor ve “İstanbul sözleşmesi diyor ki; kadınları güçlendireceksin, kadın istihdamını arttıracaksın, şiddete karşı koruyacaksın” diye ekliyor.

Yargı sürecinde delil toplamanın neden zor olduğunu sorduğumuzda Eroğlu, “bazen bilinçsizce yapılabiliyor” yanıtını veriyor. Şule Çet örneği üzerinden anlatan Eroğlu, olay yeri incelemesi yapan ekibin koltuklara oturduğunu ve masaları ellediğini belirtiyor. Delillerin bazı davalarda bilinçli olarak yok edildiğine de değinen Eroğlu, suç aletinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını ve olay yerinin yıkandığını anlatıyor.

Gericilerin ‘Türk aile yapısına zarar veriyor’ diye hedef aldığı 6284 sayılı Kanun’dan bahseden Eroğlu, Kanun’u şu şekilde anlatıyor: “Şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirleri düzenliyor.”

2012 yılında yapılan düzenlemelerle şiddeti hem önlemek hem de şiddetle mücadelede elimizde sağlam bir yasanın olduğunu vurgulayan Eroğlu, “6284’e saldırıyorlar şuan çünkü kadını koruyor. Diyorlar ki aileyi parçalıyor. Siz kadının şiddet gördüğü bir ailede mutluluktan bahsedebilir misiniz? “ diyerek tepkisini dile getiriyor.

Barolar kadına yönelik şiddet davalarında ücretsiz avukatlık yapıyor

Baroların kadına yönelik şiddet davalarında hiçbir belge istemeden ücretsiz avukatlık yaptığının altını çizen Eroğlu, sözlerini “Herkese düşen şiddeti önlemektir yasalara saldırmak değil” diye bitiyor.