Dördüncü yaşam yolculuğuna çıkan çevreciler Karadeniz’de rant noktalarında bölge halkıyla direnişi büyütmeyi amaçlıyor. Yaşam savunucuları Fırtına Vadisi, Cerrattepe, Fatsa ve Tokat’ta Yeşil Yol’a, madenlere, HES’lere ‘hayır’ diyor

Yaşam savunucularının #DoğalDireniş’i başladı

DİLAN ESEN

Karadeniz İsyandadır Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen ve aralarında taraftar grubu Çarşı’nın da bulunduğu birçok kesimin destek verdiği yaşam savunucuları, Karadeniz’de ekolojik kıyıma karşı direnişin sürdüğü bölgelere yapacakları yolculuğa başladı. “Doğa ve yaşam düşmanlarının inadına yola çıkıyoruz” sloganıyla bir araya gelen yaşam savunucuları, dayanışmayı büyütmek istiyor.

Bu sene dördüncü kez gerçekleştirilen ve Çamlıhemşin’den onlarca yurttaşın katılımıyla 1 Ağustos’ta başlayan yolculuk 9 Ağustos’ta Fatsa’da sona erecek. Yolculuk boyunca platform, Fırtına Vadisi’nde Yeşil Yol’a karşı direnenlerin, Artvin’de “Madene hayır” diyenlerin, Fatsa’da siyanürlü maden aranmasına karşı çıkanların, Tokat Yeşilırmak’ta Tozanlı’da derelerin özgürlüğü için mücadele edenlerin seslerine ses katmayı amaçlıyor.

Amaç halka destek
Yolculuğa destek veren Çarşı Grubu ile birlikte olan gazeteci Ece Zereycan, “Hep birlikte Karadeniz’e yapılan talan projelerine karşı halka destek olmak için cuma günü Rize’nin Fırtına vadisine geldik. Şimdi Artvin Cerrattepe’deki madendeyiz. Çarşı grubuyla birlikte böyle talanlara karşı buradayız” dedi.
Karadeniz İsyandadır Platformu’nun da eşlik ettiği grup, Kazım Koyuncu’nun mezarını da ziyaret etti. 7 Ağustos’a kadar Cerattepe’de kalacak olan grup, buradan sonra Fatsa ve Tokat’a gidecek.

‘Bir arada olacağız’
Kentini, doğasını, derelerini korumak isteyen yurttaşların hedef gösterildiğini belirten Platform, hep birlikte yaşamı savunma çağrısı yapıyor. Platform, şu ifadeleri kullanıyor; “İçerisinden geçtiğimiz dönemde tüm muhalif bireyler gibi doğayı ve yaşamı savunanlar da özellikle yaratılmak istenen bir kaosun içine çekilmek isteniyor. Yaşam mücadelesinin ön plana çıktığı her dönemde yapılan hedef gösterme ve ötekileştirme politikası; memleketin her yanından çığlıkların yükseldiği bir dönemde provokasyondan başka bir şey değildir. Vadilerini, derelerini, ormanlarını, yaylalarını savunan halkı hedef gösterenlerin asıl amacı; direnişleri kriminalize ederek direnenlerin yalnızlaşmasını sağlamak ve yaşam alanlarını şirketlerin saldırısına açmaktır. Bundan önce de uygulanan bu ve benzeri politikalardan sonra yaşanan provokasyonların sorumlusu kim ise, bundan sonra da doğa ve yaşam mücadelesinden yaşanacak her türlü saldırı ve provokasyonun da sorumlusu aynı zihniyettir. Bütün hedef gösterme ve ötekileştirme politikalarına karşı bir arada olacağız ve bir arada yaşamı savunacağız!”