Yaşanası güzel bir ülke ve dünya için

EBRU BATUR MUSAOĞLU

Merak unsurunun ustaca kullanıldığı, çarpıcı sonlarıyla sarsan, sıra dışı çözümleriyle okura ilham veren bir öykü kitabı: Yürekler Firar Etsin. Ahu Ünsal Batum’un ilk ama aynı zamanda öykücülüğünü gözler önüne serdiği bir kitap... Kitaptaki öykülerin çocukların iç dünyasına seslenmeyi bu denli başarmış olması, yazarın çocuk edebiyatı alanındaki akademik kariyerinin yanı sıra, çocuk tarafını hep koruyan kişiliğinden kaynaklı olsa gerek

Çocukların sınırsız zenginlikte ve umut dolu hayal dünyalarının, yetişkinlerin kalıp yargıları ve kısıtlı bakış açılarıyla sınırlandırılmasına karşı bir başkaldırı Yürekler Firar Etsin. Okuru özgürce düşünmeye, anlamak için çaba göstermeye, olaylara bambaşka açılardan bakmaya davet eden edebi bir araç. Yazarın kitap genelinde ustaca kullandığı işlevsel betimlemeler, okurun öyküleri bir sinema filmi izlercesine gözünde canlandırabilmesine neden olurken, öykülerde kullandığı anlatı biçimleri, okurda merak unsurunu artıran bir görev görüyor.

Öykülerin ortak özelliği, sürükleyici bir kurgu ve şaşırtıcı bir sona sahip olmaları. Ancak bu, öykülerin yalnızca konu ve olay odaklı olduğu anlamını doğurmamalı çünkü karakterlerin duygu dünyaları, dramatik anları okura şiirsel denebilecek bir anlatımla gösteriliyor:

Sahaf Öğretmen, karşısında umutla bekleyen bu küçük çocuğa ne diyecekti şimdi? Bir öğretmenin yaşayabileceği belki en çetin ve en özel anlardan biriydi bu. Mira’nın çocuk gözlerindeki umuda bakakaldı bir süre… Sını aki bütün dudaklar susmuştu. Duyguların sarıp sarmaladığı derin bir sessizlik içinde kayboldular sanki. Öğrencilerin hepsi, öğretmenlerinin ne diyeceğini merak ediyordu; en çok da Mira. O an içinden gelen sese kulak vererek yanıtladı Sahaf Öğretmen:” (s. 29)

Kitabı oluşturan on iki öyküde, toplumun farklı sosyoekonomik ve sosyokültürel kesimlerinden çocukların ve yetişkinlerin süregiden günlük yaşamlarına tanık oluyoruz. Farklı yaşlarda, farklı kişilik özelliklerindeki bu karakterler, genç okurlara öykünebilecekleri farklı yaşam modelleri sunarken yetişkin okurlara da çocukları ile ilişkilerini gözden geçirebilecekleri bir fırsat veriyor. Karakterlerin kimi ulaşılması imkânsız gibi görünen yüksek hayallerini gerçeğe dönüştürmenin kimi arkadaşının sorununa çözüm bulabilmenin kimi eve bir köpek aldırabilmenin kimi de sağlığın peşinde...

Öyküleri okurken bazen boğazınız düğümleniyor bazen kahkahayla gülüyorsunuz. Her bir öyküde karakterle bütünleşmekten, öykünün seyri hakkında tahminde bulunmaktan ve sonunda bir süre şaşkınlık içinde donup kalmaktan alamıyorsunuz kendinizi. Kimi kavramlar hakkında bir kez daha düşünme, edindiğiniz kimi yargılarınızı bir kez daha sorgulama gereksinimi hissediyorsunuz. En son öykü de bittiğinde “Keşke” diyorsunuz “Keşke bitmeseydi.

Keşke” diyorsunuz “Keşke bitmeseydi.” Kitabın sonunda yer alan, yazar hakkında bilgi içeren sayfaların kurgulanış biçimi de yazarın sıra dışı kişiliği ve yaratıcı düşünme tarzıhakkında okura fikir veriyor. Kapak resmini incelediğinizde, kompozisyonun farklı öykülerden alınan imgelerin bir araya getirilmesiyle oluşturulduğunu fark ediyorsunuz.

Zafer Okur’un hem kapak hem iç sayfalardaki estetik çizimlerinin de ayrı bir değer kattığı kitaba ilişkin son sözü yazara bırakalım ve okura seslendiği giriş bölümündeki şu satırları paylaşalım: ”İnsanın kendini keşfettiği bu yaşamda, insan olabilmeyi öğrenme süreci ne büyük bir keyi ir! Öykülerimin sana bu keyfi yaşatacak değerde keşi er yaptıracağına, her birinin yüreğindeki kilitleri açarak yaşantına ilham kaynağı olmak için yarışacağına inancım sonsuzdur çünkü hepsi hem senin hem ebeveynlerin için özgür duygular ve özgün fikirler taşıyor.”