Yasemin Mori: Gezi’nin ümidi tekrar gözlerimizi kamaştıracak

BURAK ABATAY - @abatayburak

Yasemin Mori, dördüncü stüdyo albümü ‘Estrella’ ile müzikseverlerle buluştu. 9 şarkıdan oluşan albümde Cem Yılmaz ve Eypio ile düet sürpriziyle karşılaşıyoruz. Mori, eski tarzından biraz daha farklı bir şekilde karşımıza çıkarak yüksek enerjili bir albüm sunuyor. İspanyolca yıldız anlamına gelen ‘Estrella’ adlı albümü konuşmak için Yasemin Mori ile bir araya geldik

■Lirikal ve müzikal anlamda Yasemin Mori’de ciddi bir değişiklik seziliyor. Bu, planlı olarak yapılan bir şey miydi?
Hayatın sürüklediği bir biçimde yaşamaya gayret ediyorum. Önüme gelen şeylere karşı çok büyük bir direnç göstermiyorum. Korhan Futacı ile Onur Ünlü’nün Kırık Kalpler Bankası filminin müziklerini yaptık. O albüm Estrella’dan önce çıkacaktı ama çıkmadı, film vizyona girmedi henüz. O sırada da bu şarkılardan birkaçı grup arkadaşlarım ve Korhan tarafından düzenlendi. Bir şekilde o düzenlenme aşamasında bu şarkıların daha geniş bir algı için düzenlenmesi gerektiğini düşündüm. Çok alternatif denen bir yer var ve hep oranın sınırları içerisinde işler yapıyorum. İstiyorum ki şarkıları daha çok insan dinlesin ve daha çok insan müziğime iştirak etsin. Şarkıların daha fazla insana ulaşmasını istiyordum. Daha önce Ozan Çolakoğlu ve Emre Irmak ile bir albüm yaptım; Hayvanlar albümü. Zaten oradan gelen bir yolculuğum var. Hayvanlar albümü son derece alternatif bir sound’da ama aslında çok ciddi prodüktörlerle piyasanın dengelerini tutan insanlarla beraber çalışmalarımız sonucu yapıldı. Ben aynı şeyi tekrar yapmak istedim. Önceki albümlerde biriktirdiğim donanım ve müzikaliteyi popüler kültüre daha yakın bir yere çekmek istedim. İlk albümü yaparken Ozan’la beraber çalışan Gürsel Çelik aklıma geldi ve onu aradım. Ayşe Hatun Önal’la beraber iyi bir çıkış yakalamışlardı. Bir araya geldik ve yaklaşımlarımızın, müzikal zevklerimizin çok benzer olduğunu anlayınca beraber çalışmaya karar verdik. Sonuç olarak da böyle bir değişime gitmiş oldum.

yasemin-mori-gezi-nin-umidi-tekrar-gozlerimizi-kamastiracak-426153-1.
Fotoğraflar: Güney Birtek

■Ortaya koymak istediğiniz işten memnun musunuz? Tam anlamıyla gerçekleştirebildiniz mi?
Evet çok memnunum. Bu iş bana daha fazlasını yapmak için büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Sırf bu duygu için bile inanılmaz müteşekkirim. Bu değişim çok arzu ettiğim bir şeydi ve bana çok iyi geldi. Hafiflemiş hissediyorum kendimi. Ortaya çıkan sonuç beni a’dan z’ye tatmin etti. Estrella’yı açıyorum ve bana keyif veriyor, beni yükseltiyor, dans ettiriyor, daha ne olsun!

Müzikle tedavi oluyoruz
■Rock’n Coke’ta izlemiştim sizi ve sahnede sözünü söyleyen, “deli bir kadın” vardı. Sahip olduğunuz sound’unuzun o zamanki performansınızla çok uyumlu olduğunu düşünüyordum. Sound değişikliğiyle beraber canlı performansınızın olumlu ya da olumsuz etkilenebileceğini düşünüyor musunuz?

Yıllarca sahnede şiirler okudum. “Beyaz Balina”, “Sen Beni Sokakalardan Say” gibi kayıtları yayımladım. Rock’n Coke’ta çıktım ve ekibim saykodelik bir modun içine girdi. Arjantin şarkısında “ha!” deyip başlayacakken ekibim uzun bir tirada başladı, oradaki enerji de bunu gerektiriyordu. Ben de onlara uyum sağlayıp emprovize (doğaçlama) bir şiir okudum. Sonralarda dönüp baktığımda bu şiir nasıl çıktı benden acaba diye şaşırdım. Sanki orada toplanan herkesin dert edindiği şeyler, geldi benim ağzımdan döküldü. Demem o ki ülkece çok büyük hadiseler yaşadık. Ve hepimizin çok canı yandı ve müzikle tedavi oluyoruz, söyleyeceklerimizi söylüyoruz. Ama durmadan da aynı konular minvalinde dönmek bir kısır döngü yaratıyor. Kendi kendimi tedavi ederken en mutlu, en sevecen, en alaycı, en kendini doyasıya yaşayabilen halimi bulmaya çalıştım. Pozitif enerjinin, neşenin, eğlencenin yükselmesini istiyorum. Birisi size gülmeyeceksin dediğinde güleceğiniz yoksa bile 2 kere daha ‘kıh kıh’ diye gülmeniz gibi bir şey. Öyle bir tepki. Sahne de çok yoğun ve güzel şeyler yaşayacağımıza eminim.

■Bu, dertlerinizi unutturan bir şey mi?
Bu, dertlerimi unutturmuyor. Ama o dertlerle başa çıkmak için içsel gücüme ihtiyacım var. O güç ise kahkaha, sevgi ve neşe ile besleniyor. Tüm kaosun ortasında durup dünya ile alay etmek, gülmek, dans etmek istiyorum.

yasemin-mori-gezi-nin-umidi-tekrar-gozlerimizi-kamastiracak-426154-1.

■Dertleriniz ne peki?
Bütün dünyadaki çarpık düzen. Buna ait hissetmeyip hayata küsüp, onun tersine gitmeye çalışmak yerine o düzenin en güzeli, en doğrusu olmak daha akıl karı gelmeye başladı sanırım... İnsanları da böyle “Hey hey bütün acılara uyan!” demek yerine, başlarını okşayıp, en mutsuz yerlerinden öpmek istiyorum.

■Unuttuğumuz ama ihtiyaç duyduğumuz bir şey mi bu yapmak istediğiniz?
Kesinlikle öyle. Bu enerjiyi bir kere konserlerde hissetmeye başladıklarında bunun bağımlısı olacaklarını düşünüyorum.

Björk ile Madonna arasında bir yerde olmak isterim
■Dönüşümünüzü iki sanatçı arasında mukayese etseniz o isimler kimler olur?
Eskiden daha çok Patti Smith ile Björk arasında bir yerde hissediyordum kendimi. Şimdi ise daha çok Björk ile Madonna arasında bir yerde durmak istiyorum. Björk’ü Türkiye koysan o da bu kadarını yapardı herhalde, bu iki kombinasyondan yana daha ümitliyim. (gülüyor)

■Bahsettiğiniz alternatif tanımı nasıl yapıyorsunuz?
Ana akımın dışında olan. Ana akımın yani bugün belirli bastırmalarla popülerleştirilen, çoğunluğun eğlencesi olarak insanlara dayatılan müziğin kabul görmediği sularda yüzen insanların tutunacak dalı. Entelektüel olarak daha yoğun, düşünce ve duygu barındıran müzikler alternatif çatısı altında birleşiyor.

■Alternatif kavramının dezavantajları var mı?
Alternatif kavramı iyi güzel de müziğin kalıplaştırılması esas sorun gibi. Michael Jackson bütün pop kavramını baştan yarattı. Müthiş bir sanatsal algı, müthiş bir başkaldırı ve popüler kültür var içerisinde. Kimin deyişiydi şimdi hatırlamıyorum ama “sanat yoktur sanatçılar vardır” diye bir önerme vardır. Keşke alternatif dünyanın sanatçıları olarak, popüler kültürü baştan tanımlayabilecek kadar iyi işler yapabilsek.

Sahne için bileniyorum
■Bu durum karşısında korumak istediğiniz şeylerden taviz veririm gibi bir korkunuz var mı?
Hiçbir şeyden taviz vereceğimi düşünmüyorum. Sound’umu günümüz sound’larına uyarladım, o kadar. İnsanlar konserlere geldiğinde çok mutlu olacaklar ve iyice benimseyecekler. Çok iyi bir ekiple çalışıyorum. Ben ne müzik yaparsam yapayım, yapacağım şeyden taviz vereceğimi düşünmüyorum. “Estirelim mi?” için “Bu ne ya! Bu sound Demet Akalın” diyenlere çok gülüyorum. Gerçek bir Yasemin Mori şarkısı bu. Konserlerde nasıl bir şölen yaratacağını düşünemiyorum bile. Sahne için bileniyorum.

■Albümde bir Cem Yılmaz düeti var. Sanırım herkesi şaşırtan sürprizlerden birisiydi…
Cem ile eskiden tanışıyorum. Ara ara haberleşiyorduk da. Çok tatlı bir arkadaşlığımız var. Cem, benim Aptal şarkımı cover’layıp SoundCloud hesabına koymuş. Onu dinleyince oradaki vokali, tavrı çok hoşuma gitti. Konyak şarkısının nakaratını yazınca onun sesi kafamda dönmeye başladı. Tam onun alaycılığında bir şeydi, tavrı şarkıya inanılmaz yakıştı: “Nayır, nayır, n’olamaz!”

yasemin-mori-gezi-nin-umidi-tekrar-gozlerimizi-kamastiracak-426155-1.

■Albümde daha oturmuş bir imajla karşı karşıyayız.
Gençlik yıllarından beri buradayım ve şimdilerde kadınlığımın keyfini sürüyorum. Şu an kendimi eski tavrıma oranla daha dengeli, daha yumuşak ve daha tutkulu buluyorum.

■Daha önce keşke sahip olsaydım dediğiniz bir imaj mıydı bu?
Yoo. Öyle olmayanın peşinden koşma gibi durumum yok, neyse odur, mutlu değilsem değiştirmek için şartları zorlarım ama keşkem yok.

Kadın çok güçlü bir varlıktır
■Sözlere de yansıyor sanırım bu. “Kadınlar geçilmez, dünya batar batar!” Bu sözle de anlayabilir miyiz durumunuzu?

Evet! Dünyayı ele geçireceğiz! (Gülüşmeler) Kadının durumu da o ya aslında… Müthiş bir verme duygusu vardır kadında, bütün dünyayı önüne serebilir. Sen onu birazcık zorlarsan esasında her şeyi onun yönettiğini anlarsın ama o asla bunu açık etmez. Tutkal gibi her şeyi bir arada tutan bir doğası vardır kadının, dolayısıyla o olmazsa her şey dağılır, dünya batar batar! Margaret Thatcher’ın bir lafı var, “İnsanlara leydi olduğunu söylemek zorunda kalırsan leydi değilsindir." Kadın da öyle, her şeyi alttan alta götürür yaşamı bir diğerine aktarır ama bunu bağırmaz. Kadın dişlidir, içgüdüleri çok iyi çalışır, kurttur. Güçlü bir varlık olduğumuzu düşünüyorum. Erkekler de başka şekilde güçlü. O ikisinin beraber olması zaten başlı başına bir ahenk. “Yaşasın kadının ve erkeğin güç beraberliği.”

yasemin-mori-gezi-nin-umidi-tekrar-gozlerimizi-kamastiracak-426156-1.

Erkeklerde ‘güç kompleksi’ var
■Kadına yönelik şiddete nasıl bakıyorsunuz peki?

Tabii ki berbat bir durum. Kadın olmanın zor olduğu yerde muhakkak erkek olmanın zor olduğu bir düzenden bahsediyoruzdur. Şu erkeklerin kurduğu düzen, kendi kendilerinin ayağına çelme atıyor. Erkeklere dayatılan güç kompleksi nasıl bir korku ve güvensizlik yaratıyor ki dünyada en çok sevmesi sayması ve değer vermesi gereken canlıya zarar verebiliyor. Ne kadar acı.

■Gezi’den sonra verdiğiniz bir röportajda, “İçinden geçtiğimiz zamanın muhteşemliğini izliyorum��� demiştiniz. O zamandan bu zamana neler değişti? O ümidi taşıyor musunuz hâlâ?
O ümidi uzun bir tünelin sonundaki bir ışık gibi görüyorum. Orada, biliyorum. Seyir halindeyiz. Bir gün o ışık tekrar gözlerimizi kamaştıracak. Benim için Gezi, siyasal ya da politik hadisenin çok ötesinde, bir ütopyanın canlanmasıydı. İleri düzey bir gelecek kurma hayalinin ilk filizlenmesi. Doğa ile barışık, sürdürülebilir bir yaşam kurmuşuz, güneş enerjisinden faydalanıyoruz, vegan bir toplumuz, hayvanları öldürmüyoruz, belki para sistemi ortadan kalkmış, artık korunmak için polislere ihtiyaç duymuyoruz, herkes kendini yönetiyor, başımızda bir yönetici yok. Sevgiyi saygıyı birbirimize akıtıyoruz, öylesine insani bir araya geliş. Bu aslında insanın zihninin ne kadar güçlü olduğunun kanıtı. Bir sürü insan aynı şeye inandı ve o şey yeşerdi. Gezi’yi tam manasıyla kavrayamayanlar onu sığlaştırmaya çalışıyorlar ama ben o ütopyanın bilincinde binlerce insan gördüm o parkta, beraber uyudum, uyandım… Orada olanlar ne olduğunu kalplerinde ve ruhlarında çok iyi biliyorlar. Bir duygu filizlendi ve o, unutulacak şey değil.

***

İnsan, en baskıcı dönemde bile mesajını iletmenin yolunu bulur

yasemin-mori-gezi-nin-umidi-tekrar-gozlerimizi-kamastiracak-426157-1.
■Her şeyin yasaklanabildiği bir ortamda sanat yapma konusunda korkularınız var mı?
Sanat yapmayı geçtim belli konular hakkında fikir beyan etmek bile zor. Öyle bir dönem. Neredeyse bir yılı geçkin zamandır OHAL ile yönetiliyoruz. Çok fazla insan hakları ihlali yaşanıyor… Her baskı döneminde toplumlar iletmeleri gereken mesajı iletmenin bir yolunu bulmuşlar, hiçbir konuda korkum yok.