Yasin Börü davasında iki sanık : Emniyette ifadeler zorla imzalattırdılar

Diyarbakır'da Yasin Börü ve 3 arkadaşının öldürülmesine ilişkin davada iki sanık ifadelerin polis tarafından kendilerine zorla imzalatılığını ve üzerlerine ifade verdikleri belirtilen sanıkların hiç birini tanımadıklarını belirtti.

Yasin Börü'nün öldürülmesi ilgili açılan dava duruşması bir yıl sonra "Güvenlik" gerekçesiyle nakledildiği Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı.

DİHA'da yer alan habere göre, duruşmaya tutuklu sanıklar Mecnun Akkoyun, Sedat Çoban, Ali Güler, Hasan Uyanık, Mahsun Kurt, Ahmet Tura, Uğur ve Ümit Doğanay, Abdurrahman Turan, Abdurrahim Pamuk, Abdurrahman ve Abdulvahap Turan, Hasan Aldemir, Cihan Yıldız, Burhan Dicle, Remzi Özşan, Mehmet Şah Yüce, Ali Karakurt, Rıdvan Baş, Mehmet Çağlar, Resul Savur, Erkan Balaban ve tutuksuz sanık Ahmet Biçici'nin yanı sıra Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz'un yakınları ve taraf avukatları katıldı.Tutuklu sanıklar Hasan Okçu ile Ahmet Tanrıverdi de duruşmayı bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla izledi.

Kimlik tespiti sırasında kimi sanıklar Kürtçe ifade vereceklerini belirterek, tercüman talebinde bulundu. Talebi kabul eden mahkeme heyeti, gelecek duruşmalarda Kürtçe tercüman bulundurulacağını söyledi. İddianamenin özetlenmesinin ardından sanıkların savunmalarına geçildi.

'Emniyette ifade zorla imzalatırıldı'

Duruşmada, tutuklu bulunan 26 sanığın çoğu getirilirken, özellikle söz konusu sanıklar üzerine ifade veren iki sanığın verdiği ifadeler dikkat çekti. Sanıklar üzerine ifade verdiği belirtilen sanıklardan Sedat Çoban ve Mecnun Akkoyun, emniyette verdikleri ifadelerinin kendilerine zorla imzalatıldığını ve sanıklardan bir çoğunu tanımadıklarını dile getirdi.

Akkoyun, gözaltına alındıktan sonra polis tarafından karanlık bir odaya alındığını ve "İfadeleri kabul etmezsen aileni öldürürüz" tehdidinde bulunulduğunu belirterek, "Bayıldım, o sırada bana şekerli su içirmişler. Bu ifadeleri de kendimde olmadığım bir dönemde bana imzalatmışlar" dedi. Akkoyun, üzerine ifade verdiği bir kısmı tutuksuz bulunan 34 kişiden hiç birini tanımadığını aktararak, emniyet ifadesini kabul etmediğini söyledi. Ayrıca Akkoyun, yasal hakkı olan avukat isteyip istemediği talebi ile susma hakkının kendisine kullandırılmadığını dile getirdi.

'Tutuklananların olayla ilgisi yok'

Sedat Çoban ise, tutuklu olanların bir kısmını sima olarak tanıdığını dile getirerek, "Bana emniyette bu olayla herhangi bir ilgi kurulmadan şahısların resimlerini gösterdiler. Tanıyıp tanımadığımı sordular. Bende sima olarak bazılarını tanıdığımı söyledim" diye belirtti. Çoban daha sonra serbest bırakıldığını ve kendisine dayandırılan bir takım ifadeleri basında okuduğunu, bunun üzerine emniyete gittiğini dile getirerek, "Orada Ahmet Başkomiser diye biriyle konuştum. Bunların benim ifadem olmadığını söyledim. O da 'bunları kabul etmediğini savcılığa söyle' dedi ve beni gönderdi" şeklinde konuştu. Çoban, bu olaydan 2 ay sonra akşam saatlerinde emniyetin babasını aradığını ve emniyete çağırıldığını kaydederek, emniyete gittiğinde ise tutuklandığını söyledi. Sanıkları sima olarak tanımasına rağmen olayın yaşandığı gün, söz konusu binanın önünde hiç kimseyi görmediğini dile getiren Çoban, tutuklanan şahısların olayla ilgilerinin olmadığını söyledi.

Ardından duruşmada söz alan sanıkların çoğu da, suçlamaları reddederek bunun bir polis komplosu olduğunu, polisin gerçek faillere ulaşmadığı için kendilerini bu işten sorumlu tuttuğunu söyledi

Mahkeme heyeti, kararını açıklamak için duruşmaya ara verdi.

İddianamede, Börü ve üç arkadaşının öldürülmesi, bir kişinin de yaralanmasına ilişkin, 26'sı tutuklu 34 sanık için "Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan dörder ve "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozdukları" iddiasıyla birer olmak üzere, beşer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor.