Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağını ortadan kaldırmayı amaçlayan ve geçen günlerde Meclis’te kabul edilen kanun teklifiyle yürürlükte olmayan bir kanunun yürürlükten kaldırıldığı belirtildi.

Yassıada teklifinde yürürlükte olmayan kanun yürürlükten kaldırıldı

Anayasa Hukuku uzamanı Prof. Dr. Kemal Gözler, geçen günlerde Meclis’ten geçirilen Yassıada teklifinde yürürlükte olmayan bir kanunun yürürlükten kaldırıldığını belirtti. Gölzer, yürürlükte olmayan bir kanunun yürürlükten kaldırmanın abesle iştigal olduğunu söyledi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un ilk imza sahibi olduğu, AK Parti ve MHP milletvekillerinin imasını taşıyan, 1924 Tarih ve 491 Sayılı Teşkilatı Esasiye Kanununun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanunun Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması ve Neden Olunan Mağduriyetlerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi, Meclis’te 23 Haziran’da yapılan oylama sonucunda kabul edildi.

Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağını ortadan kaldırdığı savunulan teklife Anayasa hukuku uzmanı Prof. Dr. Kemal Gözler dikkat çeken bir itirazda bulundu. Prof. Gözler, ilgili kanunun zaten yürürlükte olmadığını kaydetti.

Prof. Gözler’in kişisel internet sitesinde yayımladığı, “Yürürlükte olmayan bir kanun, yürürlükten kaldırılabilir mi?” başlıklı yazısında konu hakkında şu ifadeler kullanıldı:

Türkiye Büyük Millet Meclisi, 23 Haziran 2020 tarihinde 7248 sayılı bir Kanun [1] kabul etti. Bu Kanun, biri geçici madde olmak üzere toplam dört maddeden oluşan küçük bir kanun.

Geçici maddesi ve yürütme maddesi dışında, ortada iki maddelik bir kanun var. Kanunun bu iki maddesi de sadece hukuk bakımından değil, aynı zamanda akıl ve mantık bakımından çok ağır hatalarla malûl.

Burada Kanunun bu iki maddesini inceleyeceğim ve her iki maddeye de eleştiriler yönelteceğim. Ama önce Kanundaki “geçici madde” hakkında kısaca bilgi vereyim:

Geçici maddede, Yüksek Adalet Divanı tarafından yargılanan kişilerin ve bunların mirasçılarının uğradıkları maddî ve manevî zararların devlet tarafından karşılanmasına ilişkin hükümler vardır. Benim bu hükümlere karşı hukuken diyeceğim bir şey yok. Yasama organı, teşriî veya kazaî faaliyetlerden dolayı devletin sorumluluğu konusunda, kanunla genel hükümlerden farklı tazmin usûlleri öngörebilir (Bu konuda bkz. Kemal Gözler, İdare Hukuku, Bursa, Ekin, 3. Baskı, 2019, c.II, s.1064-1072 1280-1289). Gerçi bunun da çeşitli şartları vardır. Ancak bunu tartışmanın yeri burası değildir. Benim burada eleştireceğim şey, anılan Kanunun bu geçici maddesi değil, birinci ve ikinci maddeleridir.

KANUNUN BİRİNCİ MADDESİ HAKKINDA ELEŞTİRİLER

23 Haziran 2020 tarih ve 7248 sayılı Kanunun 1’inci maddesi aynen şöyledir:

“MADDE 1- 12/6/1960 tarihli ve 1 sayılı 1924 Tarih ve 491 Sayılı Teşkilâtı Esasiye Kanununun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanunun 6 ncı maddesi ile 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır”.

23 Haziran 2020 tarih ve 7248 sayılı Kanunun 1’inci maddesi hakkında üç eleştiri yöneltilebilir:

ZATEN YÜRÜRLÜKTE OLMAYAN...

23 Haziran 2020 tarih ve 7248 sayılı Kanunun 1’inci maddesiyle “12/6/1960 tarihli ve 1 sayılı 1924 Tarih ve 491 Sayılı Teşkilâtı Esasiye Kanununun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanun”un bazı maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. İyi güzel de maddeleri yürürlükten kaldırılan 12 Haziran 1960 tarih ve 1 sayılı Kanun acaba hâlâ yürürlükte mi?

Bu Kanunun TBMM Genel Kurulunda 23 Haziran 2020 tarihinde yapılan görüşmelerinde söz alan İstanbul milletvekili sayın Akif Hamzaçebi bu soruya olumsuz cevap vermiş ve şöyle demiştir:

“Görüşmekte olduğumuz kanun teklifi 1924 Anayasası'nda değişiklik yapan 1960 tarihli ve 1 sayılı Kanun'un bazı maddelerini yürürlükten kaldırıyor. Cumhurbaşkanlığı Mevzuat Sistemi'ne baktım, 1960 tarihli 1 sayılı Kanun mevzuat sisteminde yok. Bu, 1924 Anayasası'nı değiştiren bir kanun olduğu için 1924 Anayasası'nın yürürlükten kalkmasıyla bu kanun da doğal olarak yürürlükten kalkmış olur. Şimdi, bu teklifle, yürürlükten esasen kalkmış bulunan bir anayasanın bir maddesi yürürlükten kaldırılmış oluyor; böyle bir hukuki garabet var burada. İade-i itibarı daha doğru bir şekilde yapalım” (TBMM Genel Kurul Tutanağı, 23 Haziran 2020, s.51).

Ben de sayın Akif Hamzaçebi gibi düşünüyorum. Gerçekten de 12 Haziran 1960 tarih ve 1 sayılı Kanun, bugün yürürlükten kaldırılamaz; çünkü böyle bir Kanun zaten yürürlükte değildir.

Akif Hamzaçebi’nin belirttiği gibi 1 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı zaten tartışmasız bir şeydir. Cumhurbaşkanlığı Mevzuat Bilgi Sisteminden 1 sayılı Kanuna ulaşılamamaktadır. Yani Cumhurbaşkanlığına göre de bu Kanun yürürlükte değildir.

Yürürlükte olmayan bir kanunu yürürlükten kaldırmak bir abesle iştigal olur. Zaten böyle bir şeyin yapılması mantıken mümkün de değildir; eşyanın tabiatına da aykırıdır. Bir şeyi öldürmek için o şeyin önce canlı olması gerekir. Ölmüş olan şey, tekrar öldürülemez.

Yazının tamamı için tıklayınız.