Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yeni tüzüğünün ilk kurultayını gerçekleştirdi.

YAŞAR AYDIN-ESRA KOÇAK ANKARA

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yeni tüzüğünün ilk kurultayını gerçekleştirdi. Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen delege ve izleyiciler Kılıçdaroğlu ekibinin öncülük ettiği “Yeni CHP”nin doğuşuna tanıklık etmek için Arena Stadına geldi. Kongrede salonunun duvarlarını Devrim'e Antalya’dan Başladık, Karanlık Zindanlardan Özgür Sokaklara, İlkemiz Altı Ok Kurultayda Hizip Yok, Savaşa Hayır, Eşitlik Adalet İçin CHP, Emperyalizme ve Taşeronluğa Hayır, Değişimi Ancak CHP'liler Yapar” sloganları süsledi.

Kılıçdaroğlu’nun Genel başkan seçildiği kongre ve sonrasında gerçekleşen Tüzük Kongresine nazaran “sol” sloganlar daha az çıktı.

GENEL BAŞKANLAR ORADAYDI
CHP Genel eski Genel Başkanları Deniz Baykal, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın ve Altan Öymen kongreye katıldı. Önder Sav ise kurultaya katılmadı. Kurultay’a önemli ölçüde sanatçı desteği de geldi. Aralarında Yazvuz Top, Musa Eroğlu, Suavi, Menderes Samancılar, Sadık Gürbüz, Eşber Yağmurdeleri, Bedri Baykam, Onur Akın, Melika Demirağ, Hilmi Yarayıcı, Mustafa Altıoklar gibi çok sayıda isim kurultayı takip ederken Müjdat Gezen mesaj yolladı.

DİVAN BAŞKANI ÖYMEN OLDU
Kurultayın Divan başkanlığına 81 il başkanın ortak teklifi ile Altan Öymen önerildi. Öymen, oy birliği ile Divan Başkanlığı’na seçildi. Öymen, "Bugün yapığımız kurultayın adı “değişim kurultayıdır” diye konuştu. Öymen değişimin kilit bir kavram olduğunu belirtirken, “Değişim ileriye gidiliyorsa değişimdir. Demokrasiden geriye gidişin adı değişim olamaz. Demokrasiden geriye gidiş dönemindeyiz” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu açılış konuşmasında “ulu bir çınarız” dedi. Kılçdaroğlu, “Tarihin derinliklerinden gelen ve geleceğe umut olan bir partidir. CHP'nin tarihi emperyalizme karşı mücadele tarihidir. Bağımsızlığın tarihidir. Tam bağımsızlığın adıdır” dedi.

Kılıçdaroğlu CHP'nin tarihinin değişim tarihi olduğuna vurgu yaparak, "Sosyal demokrasinin temelinde ilerleme ve değişim var. O yüzden biz diyoruz ki değişim,değişim, değişim. Ama bizim değişim algımız Mustafa Kemal'ın çağdaş özgürlük hedefidir” diye konuştu.

‘ÖNCE ÜRETİP SONRA BÖLÜŞECEĞİZ’
Kılıçdaroğlu konuşmasının önemli bölümünü Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik koşullara ayırdı. Kılıçdaroğlu, “Sosyal demokratlar olarak bugüne kadar hakça bölüşüm derdik. Şimdi bunu söylemeden önce üreteceğiz diyeceğiz. Üreteceğiz, sonra zenginleşeceğiz. Zenginliği bölüşecek paylaşacağız” diye konuştu.

DIŞ POLİTİKADA SERT MESAJLAR
Kılıçdaroğlu, AKP’nin dış politikasını sert sözlerle eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Dış politikada egemen güçlerin taşeronu olduk. Egemenler ateşi elle tutmazlar, maşa kullanırlar. Onun için AKP’ye maşa olmayın dedik” dedi. Kılıçdaroğlu kongre salonu ile birlikte "yurtta barış, dünyada barış" sloganı attı. Suriye’deki yaşanan katliamları ve baskıyı kınadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Hiçbir insanın burnun kanamasını istemeyiz. Suriye'ye barışın ve özgürlüklerin gelmesini isteriz. Ama biz bunu BM'nin kararı ile yapılsın isteriz. Uluslararası hukuk ne gerektiriyorsa onun yapılmasını istiyoruz. Türkiye, bu konuda barış için abilik, önderlik yapmalıydı. Ama bunu yapamadı. Suriye'de katliam var deyip bağırdı, öbür taraftan Ömer El Beşir'i çağırdı. İsrail'le kavga ederken, onu korumak için Malatya Kürecik'e kalkanı kurdu. Düşman üretimi üzerine bir politika yapılabilir mi?” dedi.

KÜRT SORUNUNA İKİ CÜMLE
Kemal Kılıçdaroğlu’nun kongre konuşmasında en çok beklenen konu Kürt sorunuydu. Kılıçdaroğlu konuşmasında, “İster Kürt sorunu, ister terör diyin ortada bir cenaze duruyor. Biz bu sorunu çözeceğiz ve coğrafyaya barışı getireceğiz. Siyaset sorunlardan nemalanmaz çözüm üretir. Çözülmeyen sorunun bedelini bizim insanlarımız canları ile ödüyor. Türkiye'yi anaların ağlamadığı bir barış cennetine dönüştüreceğiz. Çözümüm zor olduğunu biliyoruz” dedi.

KONGREDEN NOTLAR
Tutuklu CHP Milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın mesajları kurultay tarafından coşku ile karşılandı.
Demokrasi ve özgürlük vurgusunun bir önceki kongreye nazaran daha geride kalan bir vurgu oldu. 60 kişilik PM’ye yaklaşık 350 adayın olması bekleniyor.

KİM NE DEDİ?
»Şafak Pavey (CHP İstanbul Milletvekili): Kurultayımız demokrasi kurultayı. Demokrasi taşlarının yerine oturtacak bir ekipte yer almam gerekiyorsa buna her zaman hazırım.
»Suavi (Sanatçı): Bunca yaratılan anti demokratik zemine, önümüzde yerel seçimler, parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi ve Anayasa'nın yenilenmesi gibi çok ciddi politik tecrübeler yaşanacak. Yeni bir Türkiye modelinde, geriye dönük özeleştiri vererek CHP de bu döneme katılacaktır. Kemal Bey en kolay kurultayını yaşayacak.
»Menderes Samancılar(Sanatçı): Bekleyeceğiz ve göreceğiz. İyi şeylerin olacağını umuyoruz. Kemal Bey'den de umudumuzu kesmiyoruz.
»Eşber Yağmurdereli (Avukat-yazar): toplumda değişime yönelik bir talep var. CHP de bu talebe sahip çıkmış gibi görünüyor. Elbette yalnızca sahip çıkmak yetmiyor, buna uygun politikalar da geliştirmek gerekiyor. Bu kurultay da bunu uygulayacak bir ekip seçilebilirse toplumdaki bu talep bir şekilde karşılanabilir.

İZLİYORUM
Heyecan’dan çok sükunet!

İster istemez Arena izlenimlerim geçen kurultayla bu kurultayın karşılaştırmasına dönüşüyor. Bu kez basına ayrılan kapıdan çok daha kolay giriyoruz içeri. Belki de geçen kurultayın deneyimi salona biraz daha düzen getirmiş.

Salonun dışı içerden daha canlı sanki. Uzun süredir ilk kez parti yönetiminin çarşaf listeyle seçilmesi beklentisi, salon dışında Parti Meclisi'ne aday olanların broşürlerinin, posterlerinin etrafı kaplamasına yol açmış.

Öte yandan, belki de ilk gün tek adaylı bir başkanlık seçimi yaşanması, belki de sıcağın etkisiyle heyecan geçen seferden epey az görünüyor bana. Salondaki sol vurgu da geçen sefere göre oldukça az.

Geçen sefer daha çok sosyalistlerden ödünç alınan sloganlar süslemişti salonu: “Gün gelecek, devran dönecek; AKP halka hesap verecek”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Polis gidecek YÖK kalkacak, Üniversiteler bizimle özgür olacak.”

Bu kez bir parti disiplini içinde seçilmiş sloganlar süslüyor salonu: “Savaşa Hayır”, “Çözüm CHP’de”, “Eşitlik, Hak ve Adalet İçin CHP” Antalya İl Örgütü’nün il başkanlarının adına göndermeyle “Devrim’i Antalya’dan başlattık” pankartı altında bir grubun “Tek yol devrim” sloganı pek etkili olmadı. Düzenleyicilerin müdahalesiyle o pankart da kalktı.
Bu defa, geçen kurultayda tam da Kılıçdaroğlu’nun konuştuğu kürsünün karşısında yer alan CHP Pendik Gençlik Kolları’nın sol üstte Deniz Gezmiş’in karşısında Che şapkalı bir Kılıçdaroğlu’nun resmedildiği pankartı türünden pankartlar da yoktu.

Bir tek CHP Kadıköy Örgenci Komisyonu’nun tipik öğrenci işi, yurttan aşırılmış bir çarşafa yazılmış havasındaki “Karanlık Zindanlardan Özgür Sokaklara” pankartı salonun tepesinden korsan pankart gibi sarkarak ortamın düzenine tezat oluşturuyordu.

“Ankara, ah Ankara. Bu yara başka yara. 17 yaşındaydı, kıyılır mı Erdal’a” diyen, AKP’nin 12 Eylül sömürüsüne karşı çıkan, Diyarbakır, Metris, Mamak işkencelerinden söz eden, “Ekilir ekin geliriz, ezilir un geliriz, bir gider bin geliriz” diyen bir Kılıçdaroğlu yerine daha “akademik” bir konuşma yapan, sınıfların uğradığı değişime işaret eden, üretmeye ve paylaşmadan önce paylaşılacak bir zenginlik yaratmaya vurgu yapan bir genel başkan vardı bu kez. İşadamlarını partiye çağıran bir Kılıçdaroğlu…

“Kürt sorunu”nun, yine nasılına değinilmeden, adı da pek konulmadan çözüleceğini söyleyen Kılıçdaroğlu…
Organizasyona hiç yakışmayan şey ise bir türlü internete bağlanılamaması oldu.

Henüz nasıl bir parti meclisi olacağını bilmiyorum, kimi “solcu” milletvekili ve delegeden duyduğum “yine sağdan isimler olacak” sözleri ne denli gerçeği yansıtıyor bugün göreceğiz.

Ancak, benim salondan ve Kılıçdaroğlu’nun partinin “bulacağı” ya da “yapacağı” yol konusunda son günlerde gazetelere söylediklerinden daha az ipucu veren konuşmasından anladığım, CHP’nin daha fazla Avrupa sosyal demokrat partilerinin çizgisine yöneleceği.

Öte yandan, kurultaya en etkili (çünkü görüntülü) mesajını gönderen PASOK lideri Papandreu’un ülkesindeki dibe vurmuş durumunu anımsayınca o mesajın CHP açısından ne denli moral verici olduğunu kestirmek zor.

İktidarın Suriye politikası AKP’nin yumuşak karnı. Oraya yüklenmek kolay ama bir o kadar da anlamlı. Ülke ciddi bir savaş tehlikesinin eşiğindeyken, ana muhalefet partisinin güçlü bir savaş karşıtı duruş sergilemesi önemli. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasındaki savaş karşıtı vurgu ve delegeye de “Savaşa Hayır”, “Savaşa Hayır” diye tekrar ettirmesi, bana göre geçen sefere göre epey sakin görünen salonun en heyecan verici anıydı.