Deprem bilimcilerin Antep ve Bingöl’den geçen fay hatlarına dikkat çekmelerinin ardından mühendislerden uyarılar geldi. TMMOB’den Güçyetmez, Antep’teki hormonlu binalara dikkat çekti. TMMOB’den Boltaş, Bingöl için yetkililere seslenerek ‘birlikte çalışma’ çağrısı yaptı.

Yeni deprem kapıda, yetkililer ise seyirci
Bingöl’ün Karlıova ilçesinde 2020 yılında 5.7 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. (Fotoğraflar: AA)

İlayda KAYA

6 Şubat Maraş depremlerinden bu yana herkes sadece olası Marmara depreminden bahsederken diğer bölgelerdeki deprem riskleri de her geçen gün artıyor. Son olarak deprem uzmanları, Antep ve Bingöl’ü işaret etti. Mühendisler ise 2 kentte etkin bir çalışma yürütülmesi yönünde yetkililere çağrı yaptı.

Fransız deprem bilimci Xavier Le Pichon’un öğrencileri jeofizikçi Pierre Henry ve Romain Bousquet, Türkiye’de meydana gelebilecek yeni depremlere ve aktif fay hatlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Henry ve Bousquet, Bingöl’ü işaret ederek “Doğu-Anadolu fayı üzerinde Maraş’ta deprem yaşandı. Şimdi aynı fayın başka bir parçası yani Bingöl kaldı. Dolayısıyla büyük bir deprem bekleyebiliriz” dedi.

Bingöl’ün birinci derece deprem bölgesi olduğunu işaret eden TMMOB Bingöl İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Canfidal Boltaş, kentteki duruma ilişkin AFAD yetkilileri ile bir araya geldiklerini ancak sonrasında iletişim kuramadıklarını söyledi. Boltaş, BirGün’e yaptığı açıklamada, kentin depreme hazır olmadığını kaydederek şu ifadeleri kullandı: “Kuzey Anadolu Fay hattı ile Doğu Anadolu Fay Hattı’nın birleştiği yer Bingöl’ün Karlıova ilçesi. Aslında Yedisu Fay Hattı’nın üzerinde bir lokasyondan bahsediyoruz. Biz TMMOB İKK olarak yakın zamanda kurulduk. İlk görüşmemizi AFAD’la yaptık. Bingöl’ün depreme hazırlık sürecini deprem öncesi, anı ve sonrasıyla ilgili önlemler ve planlamalar üzerine inisiyatif almak istediğimizi söyledik ancak dönüş olmadı. Depreme hazır değiliz. Toplanma alanları, çadırkent, konteyner kentlerin altyapısı hazır değil."

YÜZDE 20’Sİ RİSKLİ

6 Şubat depremlerinden sonra binaların durumuna ilişkin TMMOB tarafından kentte hasar tespit çalışmaları yapıldığını söyleyen Boltaş, şöyle devam etti: “1 Mayıs 2003 Bingöl depreminden sonra kentin yapı stoku şimdilik çok kötü bir durumda değil. Ancak belli lokasyonlarda sıkışık bir alana sahip olduğu görüyoruz. Kentte TMMOB tarafından yapılan çalışmalarda binaların bir kısmı hem riskli hem de hasarlı. Bu bölgelerin acilen dönüşümünün yapılması şart. Bu lokasyonlara örnek verecek olursak, merkeze bağlı Yenişehir Mahallesi’nin bir bölümü, yine merkeze bağlı, insanların sık sık kullandığı Maden Sokak. Bir an önce dönüşüm şart.” Kentteki olası bir depremde özellikle çevre illerin zarar görebileceğine dikkat çeken Boltaş, “Bingöl merkezde yapıların yüzde 20’si riskli durumda. Son depremde özellikle sınır ilimiz Diyarbakır çok hasar aldı. Çevre illerin yıkılabileceğini öngörüyoruz” dedi. Ayrıca Yedisu Fayı hattındaki olası bir depremden Bingöl, Erzincan, Erzurum ve Dersim’in etkilenmesi bekleniyor. Bingöl’ün sadece merkezinde 6 bin 197 yapının ruhsatsız olduğu ortaya çıktı.

∗∗

HORMONLU BİNALAR ARTTI

Antep’in Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde yıkım çalışmaları hâlâ sürüyor.

Tahminleriyle dikkat çeken Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür ise Antep’i işaret ederek “Kentte mikro bölgeleme çalışması yapılmalı” dedi. Görür’ün Antep’te düzenlediği toplantıya katılan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez, kentteki yapı stokuna dikkat çekti. Güçyetmez, BirGün’e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Biz her an deprem olabilecekmiş gibi kentleri dirençli hale getirmeliyiz. Naci Görür’ün de dediği ‘mikro bölgeleme ve ön çalışmalarının bir kısmı başlatıldı. Ancak kent depreme hazır değil. Özellikle siyasilerin, bizi yönetenlerin ana gündemi deprem olmalı. Bizim afetlere hazırlık noktasında ciddi işler yapmamız lazım. Antep’te yapı stokları 6 Şubat’tan sonra büyük zararlar gördü. Hasarlı bina kavramları gündeme geldi. Ağır hasarlı binaların yıkımı henüz tamamlanmadı. Antep’te ağır hasarlı 14 bin bina vardı ve bitmedi. Orta hasarlı binaların ise güçlendirilmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Hasarlı binaların hepsini yıkacağız’ söylemini teknik ve bilimsel bulmuyoruz. Güçlendirilebilecek binalarla ilgili bir an önce çalışmalar yapılmalı.”

Kentin depreme hazırlığı konusunda önerilerde de bulunan Güçyetmez özetle şöyle devam etti: “Yeni yapı stoklarında eski hataların tekrarlanmaması lazım. Hasarlı binaların yerinde dönüştürülmesi lazım. Orta hasarlı bina olup da güçlendirilerek yapı stokuna katılması lazım. Orta hasarlı binalara güçlendirme açısından ruhsat verilmiyor. Bu da hormonlu bina kavramını oluşturuyor. Son 20-30 yıl içinde yapı stoklarının içinde orta hasarlı binaların yüzde 70’i hormonlu. Devlet, hormonlu binaya güçlendirme ruhsatı vermiyor. Vatandaşlara imar affı tanındı ve çok yanlış işler yapıldı. Ruhsat verilmeyecekse imar affı verilen yerlerin geriye dönük tespiti yapılıp bir an önce yıkılması lazım. Artık depreme karşı somut adımlar atılmalı.”