Uskumruköy Arıköy Sosyal Tesisleri’nde gerçekleşen yeni kentsel dönüşüm yasasının tartışıldığı panelde konuşan Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın geniş yetkilere sahip bir şirket gibi çalıştığının altını söyledi. Av. Kemal Aytaç yeni düzenlemenin tekelleşmeye yol açacağına dikkat çekerken, Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar ise “Anayasa Mahkemesi hiçbir şey yapmayacaksa da, yurttaşlar olarak biz karşı çıkacağız” dedi.

Yeni Kentsel Dönüşüm yasası: “Kentsel Dönüşüm Başkanlığı geniş yetkilere sahip bir şirket gibi çalışıyor”

HABER MERKEZİ

İstanbul Sarıyer'de bulunan Uskumruköy’de yeni kentsel dönüşüm yasası tartışıldı.

“Yeni Kentsel Dönüşüm Yasası: Her yer rezerv alanı mı?” başlıklı panelde Ulaştırma Uzmanı Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar, Adalet Nöbetçisi Kemal Aytaç, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen konuşmacı olarak yer aldı.

Etkinlikte Prof. Dr. İlhan İkeda ise kolaylaştırıcılık görevini yürüttü.

Etkinlikte konuşan Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı geniş yetkilere sahip bir şirket gibi çalışıyor” yorumunda bulundu. 

Uskumruköy Arıköy Sosyal Tesisleri’nde gerçekleşen etkinlik İmre Azem'in yönetmenliğini üstlendiği Ekümenopolis belgeselinin gösterimi ile başladı.

Film gösteriminin ardından Azem söz alarak, 2011'de yayımlanan belgeselin ardından Kuzey ormanlarının imara açılmasının daha da hızlandığına, filmin bugün yaşanılanların sürecin daha iyi anlaşılabilmesini sağladığına dikkat çekerek mücadeleye devam etmesinin önemine değindi.

Azem’in ardından konuşan Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın geniş yetkilere sahip bir şirket gibi çalıştığının altını çizdi.

6 milyon bağımsız konutun çok riskli statüde bulunması sebebiyle torba yasa teklifi hazırlandığını hatırlatan Köymen, “Komisyon üyelerinin içerisinde yalnızca AKP-MHP’li üyeler yok ayrıca muhalefet parti üyeleri de var. Fakat hiçbir şekilde gelen yorum, görüş ve öneriler dikkate alınmadı” dedi.

Köymen, riskli yapı analizinin torba kanunla değiştirildiğini anlatarak kentsel dönüşüm süreçlerinin genelde iktidarla karşı karşıya gelen işçi sınıfının ağırlıklı yaşadığı mahallelerdeki dönüşümü hedef alındığını, sınıfsal olarak homojen alanların dönüşümünün istendiğinin altını çizdi.

“AMAÇ PLANLAMA DEĞİL, HIZLA DÖNÜŞÜM SAĞLAMAK”

“Mülkiyetli alanlarda da rezerv yapı alanı yapılabilmesinin önünün açılması mümkün oldu" diyen Köymen sözlerini şöyle sürdürdü:

“İstanbul'un kuzeye doğru büyümemesi gerektiği konusunun yıllardır Kanal İstanbul, 3. Köprü, 3. Havalimanı ve buralardaki bağlantı yollarının açılması süreçlerinde de defalarca anlatıldı. İstanbul'un kuzey bölgelerinde çok ciddi bir gayrimenkul değişimi meydana geldi. Bu bölgenin rant odaklı dönüştürülmesi nedeniyle yasada öngörüldüğü şekilde rezerv yapı alanları olarak kullanılmadığına şahit olduk.”

Düzenlemede imar planlarına karşı 15 günlük itiraz süresinin yetersiz olduğuna dikkat çeken Köymen, bakan Özhaseki’nin “Bizim amacımız süreci hızlandırmak” söyleminin altını çizerek “Burada amaç planlama değil, hızla dönüşüm sağlamak” dedi.

Yasada maliklerin dönüşüm özelinde karar alma mekanizmasının salt çoğunluğa indirilmesinin mülkiyette tekelleşme ile bağlantılı olduğunu anlatan Köymen, karar alma çoğunluğunu elde eden tekelci malikin yüzlerce kişinin mağduriyetine sebep olabileceğine de işaret etti.

Esin Köymen, "Kentsel Dönüşüm Başkanlığı öyle bir tekelci yapı ki projeleri kendisi üretiyor, meslek odalarını boşa çıkarıyor, bütün denetlemeyi kendisi yapıyor. Yapı ruhsatlarını da kendisi veriyor. Ayrıca hazine arazileri üzerinde yerel belediyelerin yetkilerini bypass ediyor" diye konuştu.

“CUMHURBAŞKANI’NIN KARAR ALMA YETKİSİ VAR”

Av. Kemal Aytaç ise AKP’li Cumhurbaşkanı’nın “biz projeyi yaparız yasa arkasından gelir” sözlerini hatırlatarak insanların mevcut yasa değişikliği ile evlerinin ellerinden alındığına dikkat çekti.

Yasanın hukuka uygunluğunu denetleme yetkisi olan Anayasa mahkemesinin krizine değinen Aytaç, anayasa tartışmalarına değinerek mevcut Anayasa’ya sahip çıkmak gerektiğinin altını çizdi.

Aytaç, “Şimdiye kadar görev ve yetkiler bakanlığa bağlıydı. Şimdi kentsel dönüşüm başkanlığına bağlandı, hatta gerektiğinde de Cumhurbaşkanının karar alma yetkisi var” dedi.

Konuşmasında afet kanununda yer alan sürelerin değişikliği ile itiraz sürecinin imkansız olduğunu belirten Aytaç, sürecin 4-5 ay gibi bir sürece sıkıştırıldığına dikkat çekti.

Aytaç, düzenlemenin tekelleşmeye neden olduğunu hatırlatarak "Mevcut düzenlemeler gücü olanın parası olanın yoksulun hakkına girmesine hizmet ediyor. Bu mesele küçük balık büyük balık meselesi" diye konuştu.

“SORUNUN ÇÖZÜMÜ PLANLAMA İLE MÜMKÜN”

Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar ise yeni düzenlemeye karşı çıkılması gerektiğinin altını ısrarla çizerek “Anayasa Mahkemesi hiçbir şey yapmayacaksa da, yurttaşlar olarak biz karşı çıkacağız. Mevcut ulaşım projelerine vatandaş haklarını bildiğinde karşı çıkabiliyor ve durdurabiliyor. 3. Köprü gibi 6 tane köprü yapacaklardı örneğin Arnavutköy deki İstanbul halkının direnişi sonucunda yapılamadı. İstanbul'da ulaşım sorunlarının çözümünü sağlamanın yolu büyük viyadükler, büyük inşaatlar yapmak değildir. Sorunun çözümü ancak planlama yapılması ile mümkün. Örneğin hiçbir faydası olmayan Çanakkale Köprüsü’nü bir inat ve rant uğruna yaptılar ve halkı muazzam bir döviz borcuna soktular. Halkın bunu bilmesi ve karşı çıkması gerekiyor. İstanbul'un mevcut halinin aşağı çekilmesi, nüfusun çoğalmasına engel olmak, ranta dur demek gerekiyor. Muazzam bir planlama çalışması yapmak ve talanı engellemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Etkinlik soru cevap ve katkılarla devam etti