CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “6 ay sonra meyvelerini yiyeceğiz, Çin de böyle büyüdü” açıklamasına tepki göstererek “Bunun adına ‘yeni model’ denmez, ‘iflasın ilamı’ denir” dedi.

Yeni model değil iflasın itirafı

HABER MERKEZİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin Merkez Yürütme Kurulu toplantısının ardından gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Devlette yönetim krizi ülkemizi buhrana sürükledi. Tek adam vesayet rejimi milli paramızı pul etti. Erdoğan şahsım hükümeti, milletimizi pahalılığa, işsizliğe ezdirdi. Liyakatsizlik ve kibir, cüzdanlarımızı da, tencerelerimizi de boşalttı. Şimdi tüm bunların müsebbipleri, sebep oldukları buhrana kılıf bulmaya uğraşıyor” dedi.


ERKEN SEÇİM TALEBİ

“Faiz yerine yatırım temelli ekonomi modeli”nin getirileceğine dair açıklamaların gerçeği yansıtmadığını 20 yıldır ülkeyi AKP’nin yönettiğini ifade eden Öztrak, şöyle dedi: “20 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? Bu ülkeyi 20 yılda, bu hale kim getirdi? Ülkemizi faizcilere, manipülatörlere, spekülatörlere, kara paracılara 20 yıldır kim teslim etti? Beceriksizliklerine, akılsızlıklarına ‘yeni model’ kılıfı geçirip, milleti kandıramazlar. Bunun adına ‘yeni’ denmez, ‘iflasın ilamı’ denir. Bunların ‘yeni’ dediği, ülkenin, milletin servetini ucuza dış güçlere peşkeş çekmek. Artık geliyor, gelmekte olan… O sandık bugün yarın gelecek.”
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Türkiye İstatistik Kurumu’na alınmamasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Öztrak, “Herhalde oraya çay, kahve içmek için gidilmedi. Asgari ücretlinin, emeklinin, memurun, işçinin, yani en az 40 milyon insanımızın geçiminde, en temel belirleyici olan enflasyon hesaplarındaki, bariz makyajları sorgulamak için gidildi. Bürokrasinin kapılarını kapatmak, milli iradeyi yok saymaktır. TBMM’nin yetkilerini gasp etmektir. Demokratik kural ve teamülleri yok saymaktır. Vesayetçi kafanın daniskasıdır, dik alasıdır.”

SORUMLU ERDOĞAN

Türk lirasının her geçen gün değer kaybettiğini kaydeden Öztrak, “Milli paramızın kolu kanadı kırık kaldı. Mutfaklarda tencereler boş. Marketlerde, tezgâhlarda, fiyat etiketleri her gün, her saat değişiyor. Milletin ödeyeceği akaryakıt faturası, pompa göstergelerine artık sığmıyor. Nümeratörlere kâğıt yapıştırma dönemi geri geldi. Çiftçilerimizin gübre maliyeti dörde, beşe katlandı. Tarlaya gübre atmak imkansız hale geldi. Buğday ekmenin maliyeti şimdiden yüzde 30 arttı. Ekmek fiyatları nerelere gidecek, herkes korku içinde. Bu buhran bal gibi ekonomiktir. Bal gibi iç güçlerin yapımıdır. Sorumlusu da Erdoğan şahsım yönetimidir. TÜİK’in makyajlı enflasyonu ile milletin hissettiği ve yaşadığı enflasyon arasında, dağlar kadar fark var. Enflasyon Araştırma Grubu’na göre, ülkemizde enflasyon yüzde 60’a dayanmış. İstanbul Büyükşehir Belediyemize bağlı İstanbul Kalkınma Ajansı, İstanbul’da yaşam maliyetlerindeki artışın yüzde 50’yi aştığını söylüyor. Milletten yükselen feryatlar da hayat pahalılığının ne olduğunu gösteriyor. Ama TÜİK, ‘enflasyon yüzde 21’ diyor. Gerçek enflasyon ile TÜİK’in enflasyonu arasında 2,5-3 kat fark var.”

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomiyi batırdığını ifade eden Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önce, ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ zırvasını ispatlamak için, kayınpeder, damat bir olup, Merkez Bankası’nın yedek akçesini, kasasındaki milletin 128 milyar dolarını, ortalama 6 lira 30 kuruştan sattı. Bugün dolar kuru ne kadar? 14 lira sınırında. Ortada korkunç bir zarar var. Taliban’ın ekonomi bilgisi, ‘Ekonominin kitabını yazdım’ diyen Erdoğan’a taş çıkartır oldu. Şimdi dışarıdan para bulmak için, yok pahasına neyimiz var neyimiz yok satacaklar. Buna da ‘Yeni Ekonomi Modeli’ diyecekler. ‘Çin işi, Japon işi’ deyip milletin gözünü boyamaya kalkacaklar. Kurlardaki olağanüstü oynaklık nedeniyle, kimse fiyat veremez oldu.”

Erdoğan’ın “İnsan utanır, davet edilmediği yere gitmez” sözüne de tepki gösteren Öztrak, “Asıl utanmazlık kendisine ‘aptal olma’ diye mektup yazan, bir ülke başkanının suratına o mektupları çarpmak yerine, bir kare resim çektirip caka satmak için ayağına koşmaktır. Öz evladına paraları sıfırla talimatı vermektir. 30 yaşındaki bir İranlı sahtekârdan alınan rüşveti ayakkabı kutularında, evlerdeki çelik kasalarda saklamak, bir de üstüne ‘Önüne yatarım’ demektir. ‘Mafyanın ayda 10 bin dolar maaşa bağladığı siyasetçi var’ deyip, bunun adını açıklamamaktır. Limanları, fabrikaları yandaşlarına peşkeş çekip, sonra da ‘Bu ülkede bir tek biz, taş taş üstüne koyduk’ demektir” dedi.