AKP’nin yarattığı akademinin akla zarar açıklamaları gündemi meşgul ediyor. “MS hastalığı Allah’ın sınavı” ve “Küresel ısınma bolluk getirir” ifadelerini kullanan akademisyenlerin çağ dışı açıklamaları ilk değil.

Yeni rejimin profesörleri!
Hüseyin Çaksen ve Şağdan Başkaya

Haber Merkezi

AKP iktidarının yaklaşık çeyrek asırdır akademi yarattığı ‘dönüşüm’ meyvelerini vermeye devam ediyor. İsimlerinin başlarında profesör ünvanı bulunan iki akademisyen akıllara zararlar açık açıklamalarla ülke gündemine oturdu. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şağdan Başkaya, “Küresel ısınma bolluk ve bereket demektir” dedi. Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çaksen ise tıp dünyasına ‘çığır ağacak’ açıklamalarda bulundu: “MS hastalığının Allah'tan gelen bir ceza olduğuna inanıyoruz.”

12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından başlayan, AKP iktidarıyla sürdürülen akademinin siyasi erke hizmet ettiği anlayış, neredeyse her ilçede bulunan üniversitelere hakim olmuş durumda. Kişiye özel ilanlar, nitelikli akademisyenlerin KHK ile ihraç edilmesi, yine ülkenin önemli üniversitelerinin kayyumlarla kuşatılması gibi iktidarın birçok hamlesi akademinin içini boşalttı. Hâlâ üniversitelerde bulunan değerli akademisyenleri çıkarttığımızda ne yazık ki geriye bilimin değil, siyasi iktidarın arkasından giden bir ‘çoğunluk’ topluluğu kaldı. Üniversitelerde bulunan bu çoğunluğun en somut ve güncel örneği Prof. Dr. Sağdan Başkaya ile Prof. Dr. Hüseyin Çaksen.

AYI VE KÖPEK TERÖRÜ

İklim krizi, kuraklıkla ilgili akla mantığa sığmayan açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Sağdan Başkaya daha önce de ayıları ve sokak köpekleri hedef göstermişti. Sokak hayvanları meselesine ilişkin ‘köpek terörü’ diyen Prof. Başkaya, “Millet parçalanıyor, milleti parçalayanları da bizim bir şekilde sokaklardan kaldırmamız gerekiyor” demişti. Aynı zamanda hayvansever derneklerini hedef gösteren, “Bunların arkasında her zaman görülmeyen bir akıl vardır” ifadelerini kullanmıştı.

 İklim krizin etkisiyle kış uykusuna yatamayan ve yiyecek bulamayan ayıların şehre inmesine ilişkin de ‘ayı terörü’ tanımlaması yapan ve aynı zamanda Yaban Hayatı Ekolojisi ‘uzmanı’ olan Sağkaya, çözüm olarak bulduğu öneri ise ayıları avlamak.

LGBTİ’YE KARŞI AVCILIK

Yine avcılıkla ilgili skandal ifadelerde bulunan Sağkaya şöyle konuşmuştu: “Avı yasaklamak, Lgbt+, sanal robot yapma politikasıdır.” Sağkaya, av turizminden gelen paranın ‘önemine’ dikkat çekti.

YİNE DIŞ GÜÇLER

Skandal açıklamaları bunlarla bitmeyen Sağkaya, Cerattepe’deki protestoları, Gezi Direnişi’ni, HES’lere karşı direnenleri ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nı (WWF) hedef aldı. WWF’in havalimanı, köprü, nükleer santral, Kanal İstanbul gibi mega projelerine karşı çıktığı ve Gezi Direnişi’ni desteklediği gerekçesiyle eleştiren Sağkan, WWF gibi kurumların, ABD, Avrupa ülkeleri veya İsrail’e ait örgütler olduğunu öne sürdü.

‘BAŞÖRTÜ TACİZDEN KORUR’

AKP’nin yarattığı akademinin profesörlerden bir diğeri Prof. Dr. Hüseyin Çaksen, dini referanslarla hastalıklara çözüm bulmaya çalışıyor. Çaksen’in MS hastalığına ilişkin yorumu, ilk skandal ifadesi değil. Tamgaturk.com’un haberine göre, Başörtüsü Ergen Kız Çocuklarını ve Kadınları Cinsel Tacizden Korur" makalesinde başörtüsünün kadınları tacizden koruyacağı iddiasında bulunuyor. Çaksen'in, Feyza Çaksen'le beraber yazdığı ve Pediatrik Nöroloji Dergisi'nde yayımlanan makalede "Başörtüsü kadınlara koruma sağlar ve İslami öğretilere göre zorunludur. Tesettür, kadını cinsel arzu objesi olarak görmekten, aklı ve zekasından ziyade görünüşüne veya vücut şekline göre değerlendirilmekten kurtarır” ifadeleri yer alıyor.