Seçim sonrası rotayı Batı’ya kırma emareleri gösteren Ankara’nın hevesi rapora takıldı. Türkiye’deki otoriterleşmeye dikkat çeken raporda AP, Türkiye’ye üyelik için ‘demokratikleş’ vurgusu yaptı.

Yeni sayfa henüz açılmadan kapandı
Fotoğraf: AA

Politika Servisi

Ankara-Brüksel hattında seçimin ardından aralanmaya çalışılan kapı rapora takıldı. Avrupa Parlamentosu’nun (AP) önceki gün kabul ettiği ve anti demokratik uygulamalardan muhalefete yönelik baskılara, Rusya ile ilişkilerden azınlıkların hedef alınmasına kadar pek çok konunun eleştirildiği Türkiye Raporu Ankara’yı öfkelendirdi. 

Türkiye’deki hak ve özgürlüklerin tehdit altında olduğu, demokratik gerilemenin sürdüğü bu durumun da üyelik sürecinin başlatılmasının önünde engel olduğunun vurgulandığı rapora tepki gösteren Ankara, raporu kabul edilemez buldu.

ANKARA’YI KIZDIRDI

“Türkiye’deki hükümet yön değiştirmezse Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci bu şartlarda başlayamaz” denilen rapora dair açıklama yayımlayan Dışişleri Bakanlığı, raporun ‘sığ ve vizyonsuz yaklaşımın bir yansıması’ olduğunu ileri sürdü. Türkiye karşıtı çevrelerin dezenformasyonuna dayalı haksız itham ve önyargılarla dolu olduğu belirtildi. “Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden canlandırılması için bir fırsat penceresinin açıldığı, kıtanın istikrarı ve güvenliği açısından kritik bir dönemde’ olunduğuna işaret edilen açıklamada, böyle bir dönemde bu yönlü bir raporun yayınlanmasının akıl dışı olduğu kaydedildi.

Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden canlandırılması için bir fırsat penceresinin açıldığı, kıtamızın istikrarı ve güvenliği açısından böylesi kritik bir dönemde, AP’nin ilişkilerimizin belkemiği olan katılım müzakereleri yerine farklı arayışları gündeme getirmesini akıl dışı buluyoruz” denildi.

Açıklamada, "Ülkemiz, güvenlik, enerji, iklim değişikliği, göç, ticaret sapması ve ekonomik güçlükler başta olmak üzere mevcut tüm sınamalar karşısında AB’yi küresel güç haline getirecek potansiyele sahiptir" ifadeleri kullanıldı.

Raporun ‘güncel reformları görmezden geldiğini, temelsiz ve hezeyanlarla dolu olduğunu’ savunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise, “Raporun Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki olumlu gündeme herhangi bir katkı sağlamadığı açıktır” dedi.

İsveç’in NATO üyeliğine onay vermek için Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini şart koşan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  Litvanya’daki NATO Zirvesi dönüşünde yaptığı açıklamada, ‘’Avrupa Birliği (AB) ile yeni sayfa açılacak mı?’’ sorusuna, ‘’Üyelik sürecimizin yeniden canlandırılması noktasında olumlu bir kanaat hakim’’ yanıtını vermişti.

KIZDIRAN TESPİTLER

- Türkiye tüm AİHM kararlarını tamamıyla uygulamalı

- Başta azınlıklara yönelik olmak üzere ayrımcı dil kullanımı arttı

- Kadın hakları kötüye gidiyor, LGBTİ+lar hedef alınıyor.

- LGBTİ+ toplumuna yönelik yaygın nefret söylemi ve ayrımcılık konusunda endişeler dile getirildi.

- Kadın haklarındaki kötüye gidiş, toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve kadın cinayetlerindeki artışa ve kadın cinayetleri konusunda resmi veri eksikliği var.

- Gazeteci ve bağımsız medyaya yönelik devam eden yargılama ve tacizler kınandı. Avrupa’daki Türkiyeli gazetecilerin ve muhaliflerin hedef alınmasına ilişkin endişeler dile getirildi.

- Türkiye, Rusya’ya yaptırımlar konusunda AB politikasına uysun. Yaptırımların desteklenmemesi kabul edilemez

- Rus medya organlarının operasyonlarının kısıtlanmaması kınandı.

- Oligarklar dahil Rusya vatandaşlarının büyük şehirlerde ikamet etmesi ve Rusya ile nükleer enerji alanında devam eden işbirliği konusunda endişeler dile getirildi.

- Seçim sürecinde ‘görevde olan adaya meşru olmayan bir şekilde avantaj’ sağlandı

- Suriye’ye yönelik askeri müdahaleler ve kuzey Suriye’deki topraklarda yer alması kınandı.

ÜYELİK DEFTERİ KAPANDI

Türkiye-AB derneği eski başkanı prof. Dr. Haluk Günuğur, Ankara-Brüksel arasındaki rapor krizini değerlendirdi: "Avrupa Birliği Türkiye’ye kapıyı kapattı. Aslında bu kapanmanın üzerine gelen kapanmadır. AB daha önce kapıları sıkı sıkıya kapatmıştı. On yıl öncesinden başlayan bir hikaye bu. Avrupa Türkiye’ye, ‘Sen demokratik bir ülke değilsin. Demokratik hak ve özgürlükler tehdit altında. Laiklik tehlikede. Kadın hakları hedefte. Uzun tutukluluk durumu var. Seslerini çıkaranlar hedef alınıyor. Baskılar daha da artıyor’ diyor. Üstelik baskıların daha da artacağı anayasa değişikliklerinin de bu yönde olacağına dair emareler alınmış durumda. Avrupa, Erdoğan’ı çok iyi tanıyor. Ne yaptığını, ne yapacağını ve ne yapmak isteyeceğini çok iyi biliyor. Bu nedenle kapıları Erdoğan’a, Türkiye’ye kapattı. Erdoğan bugüne kadar hep jeopolitik satmaya çalıştı. Ancak AB artık bu satış işe yaramıyor. Avrupa’nın jeopolitik endişesi yok, Türkiye vazgeçilmez değil. Üyelik defteri kapandı.”

Prof. Dr. Haluk Günuğur