Yeniden Buluşacağız: ‘İmroz’un 1964 Belleği’ sergisi Gökçeada’da açılıyor
Gazeteci Melike Çapan tarafından hazırlanan Yeniden buluşacağız: ‘İmroz’un 1964 Belleği’ sergisi, 18 Ağustos-1 Eylül tarihleri arasında Gökçeada’da Zeytinliköy’de ziyaretçileriyle buluşacak. Kıbrıs olaylarının ardından yaşanan kimliksizleştirme politikasının anlatıldığı sergi, 4 farklı mekânda gerçekleşecek.
Kıbrıs olaylarının ardından yaşanan kimliksizleştirme politikasının anlatıldığı "Yeniden Buluşacağız: İmroz'un 1964 Belleği" isimli serginin ikinci durağı Gökçeada oldu.
Gazeteci Melike Çapan tarafından hazırlanan sergide, İmroz halkının 1964 sürecinde yaşadıkları, adalarını nasıl terk etmek zorunda kaldıkları ve gitmeden önce nasıl bir hayata sahip oldukları 1964 öncesine ait fotoğraflarıyla anlatılıyor.
4 FARKLI MEKÂNDA GERÇEKLEŞECEK
4 farklı mekânda gerçekleşecek sergi aynı zaman adanın yerel, kültürel özelliklerini ön plana çıkartmayı amaçlıyor.
Sergi, 18 Ağustos-1 Eylül tarihleri arasında Zeytinliköy’de Gökçeada Koruma, Yardımlaşma, Geliştirme ve Yaşatma Derneği, Arassia Kafe, Nostos Kafe, Ekümenik Patrik I. Bartholomeos Müzesi’nde ziyarete açık olacak.
Geçen sene kasım ayında İstanbul’da açılan sergi, bu kez Gökçeada’da Zeytinliköy’de ziyaretçileriyle buluşacak.
1964’TE NE OLDU?
"Gerginleşen Kıbrıs politikalarının sonucu olarak 1964'te Yunan pasaportu olan ve sayıları 10 bini aşan Rum’un sınır dışı edilmesi kararı, İstanbul'un yanı sıra Gökçeada'da yaşayan Rumlar için de zorlu bir zamanın başlangıcıydı.
Nüfusunun büyük bir çoğunluğu Rum olan adada 1964 yılı itibariyle başlayan ve 1974'te daha ağır sonuçlar doğuracak Türkleştirme politikaları uygulanmaya başlandı. 1964 yılı itibariyle sırasıyla adaların kadastrosunun yapılması, modern bir caminin inşası, açık tarım cezaevi tesisi, devlet üretme çiftliği, yatılı ilk öğretmen okulu kurulması ve bir jandarma er eğitim taburu intikali planlandı ve uygulandı.
Bununla sınırlı kalmadı. Okullar kapatıldı, tarımla yaşayan halkın arazileri istimlak edildi. Geriye sadece ellerinde kalan evleriydi. Sonra mahkumları getirdiler ve İmroz için yaşanmaz günler başladı. O sarı üniformalı insanlar hala hafızalarda.
Yerli halk arazilerini kaybetti, ana dilde eğitim hakkını kaybetti ve en son vatanım dediği İmroz'da sahip oldukları en güzel hissi, huzuru kaybettiler. Onlar için gitme vakti gelmişti. Gittiler. Ancak hep geriye dönmeyi düşündüler.
Yeniden Buluşacağız sergisi, 1964’ün kara bulut gibi üzerlerine çöktüğü İmroz halkının hikâyesini anlatmaktadır. Sergi içerisinde yer alan belgeselde İmrozlular 1964 sürecinde yaşadıklarını, adalarını nasıl terk etmek zorunda kaldıklarını anlatırken, gitmeden önce nasıl bir hayata sahip olduklarını 1964 öncesine ait fotoğraflarıyla sizlere anlatıyor.
Her daim kalabalıklar içinde beraber olmayı seven bir toplumun tesbih taneleri gibi nasıl dağıldığına tanıklık ederken onların hikâyesinden geriye kalan eşyaları görebilirsiniz."
"Resmi tarih yazımında yer almayan İmroz’da uygulanan eritme programına karşı bir bakış açısı sunan Yeniden Buluşacağız sergisi, yaşanan acıların belleğe kaydını aynı zamanda da yüzleşmeyi amaçlamaktadır."