Türkiye'de hemen her yıkıcı depremin ardından sorumlulara yönelik açılan davalar delil yetersizliği nedeniyle cezasızlıkla sonuçlanırken çok sayıda yurttaş ve uzman, “Bu kez aynısı olmasın” dedi.

Yıkımın sorumlusu olanlar bu kez cezasız bırakılmasın
Hatay'daki Rönesans Rezidans inşaatının müteahhidi yurtdışına kaçarken yakalandı. (Fotoğraf: İHA)

Mustafa BİLDİRCİN

Her yıkıcı depremde olduğu gibi Maraş depreminde de Türkiye’nin depreme hazırlıksız olduğu gerçeği yüzlere çarptı. Arama kurtarma faaliyetlerinde yaşanan gecikmeler ve depremzedelere yönelik yardımlarda yaşanan aksamalara yönelik tartışmaların arasında milyonlarca yurttaş, “Sorumlulardan hesap sorulsun” talebini yüksek sesle dile getirdi.

BirGün’e değerlendirmelerde bulunan eski Cumhuriyet Başsavcısı Avukat İlhan Cihaner ve Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, enkaz kaldırma çalışmalarının mutlaka savcıların onayının ardından yapılması gerektiğinin altını çizdi. Köroğlu ve Cihaner, enkazdan alınacak örneklerin sorumluların ortaya çıkarılması açısından kritik önemde olduğunun altını çizdi.

AĞIR BİR SUÇ OLABİLİR

Depremin ardından açılacak davalarda adil bir sonuca varılabilmesi için delillerin önemine dikkat çeken Cihaner, “Deprem yönetmeliğine uygun bir bina da yıkılmış olabilir ama kolonu kesildiği için de bir bina yıkılmış olabilir” diye konuştu. Enkazda yapılacak bilirkişi incelemesi ile yıkılan binanın deprem yönetmeliklerine uygun yapılıp yapılmadığının tespit edilebileceğini dile getiren Cihaner, şunları söyledi:

“Delillere ihtiyaç olacak. Bu tespitler yapılmadan enkazın kaldırılması demek bilinçli ya da bilinçsiz şekilde bu suçlarda cezasızlığa yol açmak anlamına gelir. Mahkeme, ortada delil olmadığı için davayı sonuçlandıramaz. Önceki deprem yargılamalarında yargı pratiği bilinçli taksir üzerinden yürüdü. Oysa burada, daha ağır bir kapsama girecek suç olabilir. Onun birinci delili de olay yerinden alınacak numuneler olacaktır. Savcılık izni olmadan enkaz kaldırmaya izin verilmemesi gerekir.“

Hiçbir savcının deliller toplanmadan enkaz kaldırmaya onay veremeyeceğini kaydeden Cihaner, Adalet Bakanlığı’nın süreçte takındığı tavra yönelik ise şu ifadeleri kullandı:

"Adalet Bakanlığı ilk etapta 60 savcının görevlendirildiğini, daha sonra bu sayının 200’e çıktığını söyledi. Ancak bu sayı çok yetersiz. Bakanlık, baroların yargının kurucu unsuru olduğunu unuttu ve bu süreçte barolardan, mimar mühendis odalarından faydalanmak gibi bir yaklaşım içinde olmadı. Savcıların sayısının artırılması lazım, binlerce binadan bahsediyoruz. Adalet Bakanlığı’nın çok daha hızlı hareket etmesi gerekiyor.”

İZİN VERMEYECEĞİZ

Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu da yıkılan binalardan hızlı şekilde örnekler alınması gerektiğinin altını çizdi. Köroğlu, binaları yapanların ve izin verenlerin yargılanması gerektiğini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Özellikle Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay çok kötü durumda. Başsavcılıklar ne yapacaklarını bilmiyor. Bakanlığın bu yönde hızlı bir aksiyon alıp ekip göndermesi lazım Ankara’dan. Süreci bizzat takip edeceğiz. Baroların ya da avukatların tek tek tespit yapması mümkün değil. Yetkili makamların harekete geçmesi gerekiyor. Süreci takip edecek, suç duyurularında bulunacağız. Marmara Depremi’nin ardından olduğu gibi sorumluların yaşananlardan sıyrılmasına izin vermeyeceğiz.”