60’ların müziğine 2019’dan selam çakan Avustralyalı Babe Rainbow grubu, yarın akşam Salon İKSV’de dinleyicisiyle buluşacak. Geçen günlerde yayımladıkları Today albümündeki şarkıları dinlemek için sabırsızlanmalı.

Yine, yeniden hippie: Babe RaInbow

BURAK ABATAY
Sarışın uzun saçlı, uzun sakallı adamların eğlencesi, 68’lerin çiçek çocukları İstanbul’a gelecek. Ama bir farkla, 2019 sound’uyla. Babe Rainbow’dan bahsediyorum. Avustralya’nın son yıllarda dünya sahnesine armağan ettiklerinden sadece birisi olan Babe Rainbow, tanışması da, sevmesi de, eğlenmesi de çok kolay bir grup olarak yarın Salon İKSV sahnesinde olacak.

King Gizzard & The Lizard Wizard’ı tanıdığım günden beri arayış içerisinde olduğum sound’u bir süredir Babe Rainbow ile yakaladığımı düşünüyorum. Paul McCartney bu grubu izliyorsa kendinden bir şey bulur mu bilmiyorum ama bir miktar Beatles ve fena halde eğlence hâkim.

HAYAL VE BİREYSEL KURTULUŞ

'Love Forever' gibi şarkılar da söylese de çoğu zaman derdi soyut, hayal ve bireysel kurtuluş. O yüzden gökkuşağı, o yüzden çiçek. Hayat güzel, eğlen ve dans et. “Kanunun dışında mısın?/ Kendine davetini bir süreliğine kaybet/ Yeni bir ufka, ormanlara bak!” Kitlesel değişimden uzak bu tip şarkılar kendilerine özgün müzikle birleşince o kadar da sakil durmuyor. Sanırım McCartney havası da tam olarak buradan çıkıp geliyor ve şu sözlerle bağlanıyor: “Gerçek teknik bir rüyadır!”

Modern saykedelik müziğin yeni bir şey yaratıp yaratmadığı meçhul. Eskiyle arasında hep yakın ilişki kurmak lazım mı, ondan emin değilim. Funk’ın da, rock’ın da, synth pop’un da güzel örneklerini 20 Eylül’de yayımladıkları ‘Today’ albümünde hissettiriyorlar.

Birçok sosyal platformda rastladıklarıma göre ise albüm ‘sörfçü Avustralya bebelerinin’ en iyi albümü. ‘Electrocuted’, ‘Funky I Liked It’, ‘Morning Song’ gibi kendinizi deniz kıyısına, orman serinliğine, dağ başına, ev partisine atabileceğiniz şarkılar var. Hoş, çıkışı itibariyle Güney Yarım Küre için dinlemesi daha avantajlı bir dönem dahi olsa serin kamp gecelerinde iç ısıtır bir albümle geldiler.

'BARIŞA BİR ŞANS VERİN'

Yarın akşamki konser öncesinde kısa bir sohbetimiz oluyor grupla. Üniversitede bir araya geldiklerinden bahsediyorlar. Bu dönemde başlayan grubun devam ettiği süreçte ise tarlalarda, çiftliklerde beraber çalıştıklarını söylüyor ekip. Hatta bir dönem ikinci el kitap satan bir dükkân dahi açıyorlar. Kimlerden etkilendiklerini merak ediyorum. Russel Morris ve 60’ların cazı diyorlar.

İstanbullu dinleyiciyi konsere çağıran grup, “Gelin ve bizimle beraber barışa bir şans verin!” diyor.

21.30’da başlayacak konserde ilk önce Palmiyeler’i dinleyeceğiz. Palmiyeler yaptıkları müzikle başka bir yazının konusu. Ancak iki grubu bir araya getirme fikri dahi gecenin eşsiz olacağına dair bir fikir sunuyor.