12 kulübün Avrupa Süper Ligi’ni kurması futbol tarihinde yeni bir dönemi başlattı. Kararın temel sebebini sorduğumuz futbol ekonomistleri ve yorumcuları temel sebebin kulüplerin aç gözlülüğü olduğunu söyledi.

Yiyin efendiler

Eren TUTEL

“Zenginler fazla güç kazandıkça başkalarına göre daha fazla ayrıcalık talep etmeye başlarlar. Şu anda dünyada hâkim olan düşünce, fakirin daha fakir olacağını bile bile zenginin daha zengin olmak istemesi. Ama bu yaşananlar beni hiç şaşırtmıyor.” Premier Lig’de önceki gün oynanan Leeds United-Liverpool maçının ardından Leeds United Menajeri Marcelo Bielsa Avrupa futbolunun yeni oluşumu Avrupa Süper Lig’i hakkındaki görüşlerini bu ifadeyle dile getirdi.

Peki gerçekten Avrupa Süper Ligi Bielsa’nın ifade ettiği gibi zenginlerin daha çok zenginleşmesini mi sağlıyor? Soruya uzmanlarla beraber cevap aradık.


yiyin-efendiler-867045-1.

TUĞRUL AKŞAR: ‘EŞİTSİZLİK BÜYÜYECEK’

Futbol ekonomisi üzerine birçok çalışma yapan ve bu konuda kitapları olan futbol ekonomisti Tuğrul Akşar, Bielsa gibi Avrupa Süper Ligi’yle beraber zenginlerin daha zengileşeceğini ifade ediyor. Ancak Akşar bu kulüplerin mevcut koşulllarda da UEFA tarafından pamuklara sarıldığını söylüyor ve ekliyor:
“Son on yıldır Avrupa futbolunda zengin ligler ile yoksul ligler, merkez liglerle çevre ligler arasında dengesiz ve haksız bir rekabet vardı. Çünkü 28.9 milyar avroluk Avrupa futbol pastasının yüzde 60’ını merkez ligler alıyordu. Kalan yüzde 40’lık payı da diğer elli ülke ligi paylaşıyordu. Yine Şampiyonlar Ligi gelirlerinin yıllık 1 milyar avroluk kısmını, yani yaklaşık yüzde 50’lik kısmını, bu oluşumu sağlamaya çalışan merkez lig kulüpleri alıyordu. Buna rağmen merkez liglerin açgözlü kulüpleri futbol pastasından daha çok pay almak istiyorlar. Bu durumda aldıkları pay daha da artar. Dengesiz rekabet haksız rekabete dönüşür. Futbol ekonomisi daha da büyüyebilir ama merkez ligler varlıklarını daha da artırırken çevre ligler daha da yoksullaşır ve rekabet edemez hale gelirler. Eşitsizlik ekonomisi büyür.”

Tuğrul Akşar’ın aktardığı rakamlar dikkat çekici: “Bu oluşumu başlatan kulüpler Şampiyonlar Ligi’nin son 11 yıllık gelirlerinin yüzde 50’sini, yaklaşık 6.5 milyar avroluk kısmını almışlar. Şampiyonlar Ligi gelirlerinin yaklaşık her yıl yarısı bu kulüplere gidiyor”

Yeni ligin temellerini atan kulüplerin sermaye temelli olmasına dikkat çeken Akşar’ın görüşleri şöyle:

“Projeyi destekleyen kulüpler genellikle sahipliği olan ve şirket şeklinde örgütlenmiş kulüpler. Genel olarak bu kulüplerin sermayesini Katar, Körfez fonları, Rus oligarklarının ve Çinli ile Amerikan sermayelerinin aktardığı, futbol dışı fonlar oluşturuyor. Sahipleri daha fazla para kazanmak ve daha çok kâr elde etmeyi amaçlıyor. Günümüz futbolu sportif amaçtan daha çok ekonomik ve finansal getirilere odaklandı. Bu oluşuma konu kulüpler her yönüyle UEFA tarafından parasal ve yönetsel desteklendi ve kollandı. UEFA ile bu kulüpler belirli bir noktada uzlaşacak. Karşılıklı çıkar maksimizasyonuna dayalı ilişki söz konusu olduğu için, ne UEFA bu kulüplerden ne de bu kulüpler bu turnuvalardan vazgeçemeyecek.”

Futbolun yaşadığı benzer kırılmadan da bahseden Akşar “1992’de de buna benzer G14 oluşumu söz konusu olmuş; bunun üzerine UEFA Şampiyon Kulüpler Kupası’nı Şampiyonlar Ligi’ne dönüştürerek kesenin ağzını açmış ve yeni oluşumun önüne geçmişti. Bu da aynı şekilde sonuçlanacak. Bu kulüplerin amacı UEFA’dan daha fazla kopartabilmek. Kulüplerin Şampiyonlar Ligi’nin marka değerini artırıyor olmaları, bu turnuvadan elde edilen paranın yarısının bu kulüplere transferini haklı göstermez. Örneğin, bu kulüplerin yıllık ortalama şampiyonlar geliri 99.8 milyon auroya ulaşırken, diğer 20 kulübün ortalama gelirleri 47.9 milyon avro civarında. Bu haliyle bile gelirleri, çevre lig kulüplerinin gelirlerinin iki katı. Özellikle sWçevre liglerin kulüpleri etkilenecek. Rekabet güçleri zayıflayacak, sportif performansları düşecek. Bu da daha az para elde etmek demek” dedi.


yiyin-efendiler-867046-1.

ORHAN ULUCA: PARANIN YOLU

Futbol yorumcusu ve yazarı Orhan Uluca da futbolun yerelliği kaybedemeyeceği görüşünde. Uluca ayrıca oluşumu sporun ruhuna aykırı bir durum olarak nitelendiriyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Her yıl değişmez 15 kulübün bir kaynaktan sürekli diğerlerinden farklı ekstra gelir elde etmesi büyük ve küçük takımlar arasındaki makası açar. Daha da önemlisi sporun ruhu olan performans kriterini yok edip yerine ‘popülariteyi’ koyarak futbolu spor organizasyonu olmaktan çıkarıp sahne şovuna dönüştürme riski. UEFA uzunca süre büyük elit takımların ellerinde bulundurduğu ‘Süper Lig’ tehdidi ile her sene ‘reform’ adı altında organizasyonu daha çok bu takımların çıkarına göre yeniledi ama buna rağmen bu takımlar “daha fazlası bize teklif ediliyor” diyerek isyan etmeye devam ettiler. Nihayetinde bir yatırımcı çıkıp şu kadar para kazandırabilirim dediğinde de paranın yolunu tercih ettiler.”


yiyin-efendiler-867047-1.

GÖKHAN TİRYAKİ: BÜYÜK KIRILMA

Futbol ekonomisti Gökhan Tiryaki ise dünyanın en büyük bankalarından biri olan J.P. Morgan’ın sürece dahil oluşunu ve ligin kurulum sürecini şöyle anlatıyor: “Süper Lig'de kurucu kulüplere de bir sefere mahsus olmak üzere 3,5 milyar avro dağıtılacak ve ligin finansmanı için JP Morgan 6 milyar dolarlık bir fon sağlayacak. Bunun yanı sıra ligin yıllık 4 milyar avro kazanabileceği öngörülüyor.

Bu da kurucu kulüplerin yıllık 250-260 milyon avro sabit kazançları anlamına geliyor. Bundan sonra futbol asla eskisi gibi olmayacak.
Avrupa futbolunda son 30 yılda üçüncü büyük kırılmayı yaşıyoruz.

İlk büyük kırılma 1992'de hem İngiltere Premier Lig hem de Şampiyonlar Ligi'nin kurulması ile futbolun endüstriyelleşmesiydi. Ardından Abromovic'in Chelsea'yi almasıyla kulüpler artık sadece odak noktası futbol olan kulüpler değil; birer yatırım aracı oldular. Bugün de bu kırılmayla üçüncü ayak gerçekleşti.”

AGNELLI İRONİSİ

Pandeminin getirdiği ekonomik zorluğun süreci hızlandırdığına dikkat çeken Tiryaki “Pandemiden dolayı gelirler düşünce kulüpler kaybı sübvanse edebilecek arayış içine girdiler.

Bu dönemde uzun zamandır konuşulan ama sonuçlandırılamayan Süper Lig'i başlatmakta karar kıldılar.

Küçük bir örnek vermek gerekirse kurucular içerisinde yer alan Real Madrid ve Barcelona nakit ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlıyor. Bugün geliri 700 milyon avroya gerileyen Barcelona'nın borçları da 1,2 milyar avroyu aştı. İki sezon önce gelirinin yüzde 70'i olan bu borç bugün neredeyse iki katına çıktı.
Pandeminin bu yıkıcı etkisi biraz önce de söylediğim gibi kulüpleri arayışlara itti. Öte yandan 2016’da Avrupa Kulüpler Birliği'ne başkan seçilirken Avrupa'nın küçük ve orta ölçekli kulüplerinin, ülkelerinin ve liglerinin çıkarlarını savunacağına söz vererek seçilen Andrea Agnelli'nin başkanı olduğu Juventus'un da kurucular içinde olması ironi gibi görünüyor.”

Uluca gibi yerellik olmadan futbolda bir şeylerin eksik olacağına dikkat çeken Tiryaki “Şunu unutmamak gerekiyor. Futbol taraftar ve yerel rekabet olmadan olmaz. Kurucu kulüplerin dahi taraftarlarının eleştirdiği ve istemediğini beyan etti��i bir sistemin nasıl başarılı olacağını yaşayarak göreceğiz” diye konuşuyor.
Son olarak Türkiye futbolunun süreçte yaşayabileceklerini değerlendiren Tiryaki "Açıkcası Süper Lig'e bir Türk takımının davet edileceğini düşünmüyorum. Ülke futbolu ekonomik ve yönetimsel hataların yanı sıra pandeminin de etkisiyle finansal anlamda iyice dibe vurdu.

Bu da Türk futbolunun Avrupa'da rekabet etme gücünü bitirdi ve şu anda takımlarımız borç içerisinde hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Şampiyonlar Ligi'nden yıllık 30-35 milyon avroluk gelirin de yarıya inmesiyle kulüplerimizi zor günler bekliyor” sözleriyle açıklamasını noktalıyor.

***

FUTBOLUN EFSANELERİ AVRUPA SÜPER LİGİ’NE İSYAN ETTİ

Beckham: Futbol herkes içindir

Futbolu çok seven herhangi birisiyim. Bir oyuncu ve kulüp sahibi olarak, taraftar olmadan bu sporun hiçbir anlamı olmadığının farkındayım. Futbol herkes içindir. Bu nedenle adil olmalıyız ve buna imkân sağlayan turnuvalar düzenlemeliyiz. Futbolun değerlerini koruyamazsak sevdiğimiz bu oyun tehlikeye girer.

Cantona: Önemli olan taraftar

Futbolda her şeyden önce taraftar gelir. Ne kulüp sahipleri sne kulüpler... Takim taraftarları futboldaki en önemli şeydir ve saygıyı hak ediyorlar. Avrupa Süper Ligi girişiminde yer alan kulüpler, katılmadan önce taraftarlarının fikrini sordu mu? Sormadı ve bu gerçekten utanç verici bir durum.

Rummenigge: Sorun çözmez

Karl-HeInz RummenIgge: Bayern Münih olarak Şampiyonlar Ligi’nin yeni reformlarını destekliyoruz çünkü Avrupa futbolunun gelişmesi için doğru adımın bu olduğunu düşünüyoruz. Koronavirüs nedeniyle oluşan ekonomik sorunların 12 kulübün ortaya attığı Avrupa Süper Ligi girişimiyle çözümlenmesi mümkün değil.

Figo: Patronlara hizmet için

LuIs FIgo: Bu açgözlü ve duygusuz hareket; tabanımız, kadın futbolu ve daha geniş futbol topluluğu için felaket. Avrupa Süper Ligi girişimi hayranlarını uzun zaman önce önemsemeyi bırakan ve kendi çıkarlarını gözeten patronlara hizmet etmek ve sportif liyakati tamamen göz ardı etmek için tasarlanan bir şey.

Wenger: Tarihe saygı duyun

Arsene Wenger: 12 takımın birleşerek ortaya attığı Avrupa Süper Ligi girişimi bence çok kötü bir fikir. Her şeyden önce futbol bir arada kalmalı, bu en önemli şey. Sportif haklara ve Avrupa futbolunda inşa edilen uzun tarihe hepimizin saygı duyması gerekiyor. Şahsen, bu fikrin ileri gitmeyeceğine inanıyorum.

Gravina: Futbol taraftarlarındır

GabrIele GravIna: İtalya Futbol Federasyonu olarak Avrupa Süper Ligi’ne ‘hayır’ dediğimizi yineliyorum. Sporun erdemini ve her takımın taraftarlarıyla büyük hayalin peşinden gitme olasılığını korumalıyız. Futbol taraftarlarındır, modernize edilmeli ama çarpıtılmamalıdır. Futbol, katılım ve paylaşımdır.