Merve Çalkan genç bir söz yazarı ve şarkı yorumcusu. Adını ilk olarak Sofar kapsamında gerçekleştirdiği bir canlı performans videosunda duydum. Meğer öncesi de varmış. SoundCloud’a yüklediği onlarca şarkısıyla hiç de küçük olmayan bir dinleyici çevresi yaratmış kendisine. Hem kendi yazdığı şarkılar hem de cover’ladığı şarkılar. 1992 doğumlu Çalkan, Baltalimanı’nda doğmuş ve büyümüş. Mimar Sinan Güzel […]

Yolun başında kendi hikâyesinin peşinde

Merve Çalkan genç bir söz yazarı ve şarkı yorumcusu. Adını ilk olarak Sofar kapsamında gerçekleştirdiği bir canlı performans videosunda duydum. Meğer öncesi de varmış. SoundCloud’a yüklediği onlarca şarkısıyla hiç de küçük olmayan bir dinleyici çevresi yaratmış kendisine. Hem kendi yazdığı şarkılar hem de cover’ladığı şarkılar.

1992 doğumlu Çalkan, Baltalimanı’nda doğmuş ve büyümüş. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Sosyoloji okumuş. Müziğe ve edebiyata duyduğu ilgi ise lise yıllarında başlamış. Tüm bunları Sony Music etiketiyle yayımladığı ilk teklisi Defter için bir araya gelmemizle öğreniyorum. Çalkan geçen haftalarda ilk stüdyo çalışmasını, söz ve müziği Mabel Matiz’e ait olan Defter şarkısını yayımladı.

İlk şarkısı Defter ile – ilk şarkı demek ne kadar doğru, emin değilim- yarattığı intiba ise gayet iyiydi. Matiz’in titizlikle işlediği şarkıyı çok güzel yorumlamış Çalkan. Şarkı, gayet melankolik diyebileceğimiz şarkı sözleri ve agresif bir altyapıyla karşılıyor bizi. Üzerine de Çalkan’ın güzel sesiyle birleşince her şey daha da güzel oluyor.

İşte tüm bu olup biteni konuşmak için buluştuk Çalkan’la. Şarkı sözü yazarlığına nasıl başladın diye soruyorum ilkin. “Yazdıklarımı okurken melodiler kafamda uçuşuyordu. Üniversitedeyken bir arkadaşım, dinlediğim şarkıları ona dinlettiğimde, ‘Sen de böyle şarkılar yapabilirsin, bi’ gitar almana bakar’ dedi. Ben de gittim aldım bi’ akustik gitar. İnternetten videolar izledim. Birkaç akor öğrendim. Sevdiğim şarkıcıların canlı videolarına baktım. Onlardan akorlarını gördüm şarkıların. Çalıp söyledim, sonra kendi şarkılarımı da yapmaya başladım.

Şiirlerimi de öyle okumaya başladım” diye yanıtlıyor. Tam da bu konuda kendisine en büyük ilhamı Russian Red’in verdiğini söylüyor. İngilizce şarkı sözleri yazdığını da ifade eden genç şarkıcı, Türkçe ile özgürleştiğini aktarıyor. Tekrar İngilizce şarkı sözleri yazıp yazmayacağını sorduğumda ise, “İngilizceme o kadar güvenmiyorum. Türkçedeki gibi yapamıyorsun. İngilizcede onu yakalayabileceğimi sanmıyorum” cevabını veriyor.

Sofar’dan çıkan yerli yabancı çok fazla şarkıcı artık hayatlarımızda. Çalkan da öyle oldu. Peki, bu kadar hızlı ve etkili şöhret yakalamanın eksileri ve artıları var mı? Çalkan’ın yanıtı gayet yerinde: “Çok şanslıyız. Şarkılarımı yaptığımda, onları yükleyebileceğim bir yer vardı. Soundclood’u kullanıyordum. Rahatlıkla evimdeki kaydı hemen yükleyebildim. Tanımadığın bir insan bir şekilde onu başkalarıyla paylaşıyor ve küçük çapta da olsa büyüyordu. İnternet ve sosyal medya çok fayda sağladı bize. Bu dünyaya ulaşabilmemiz açısından bu artısı. Ancak o kadar büyük ki ve o kadar hızlı ilerliyor ki, o yüzden her şey çok çabuk tüketiliyor ve eskiyor. Bu da eksisi. O yüzden çok fazla aktif olman ve devamlı bir şey üretmen lazım. Durmaman gerekiyor. Yeni bir single çıkardım mesela.Bu single’la profesyonel olup Spotify’a girmem bir şey değiştirmiyor. Sürekli yeni bir şey yüklemek zorundayım.”

Hız çağında sanatı böyle yakalamak ne denli baskı kurar sanatçı üzerinde? Temkinli yaklaşıyor Çalkan ama bunun da besleyici olduğunu söylüyor. Temkinli olmamasının sebebi ise 10 şarkı sonra yorulup yorulmayacağı. Biraz daha yavaşlayacağı kesin ama umarım usanmaz.

Sevgili Mabel Matiz’le yollarının kesişmesinin kendisi için bir şans olduğunun farkında. SoundCloud’a yüklediği şarkıları Mabel beğenmiş. 2018’de ise Çalkan, Mabel’e küçük çaplı bir isyan eder ve “Bir müzik şirketiyle anlaşmak istiyorum, single, albüm bir şey yapmak istiyorum. Ya da müziği bırakıyorum” der.

Sonrasında ise Mabel, Defter şarkısını Çalkan’a önerir ve “Bir şarkı var ve ben de senin prodüktörün olmak istiyorum. Şarkı da tam senlik. 90’lar tadında bir şarkı” der. Böylece süreç başlar. Sonrasını ise Çalkan şu sözlerle aktarıyor: “Birlikte şarkıya çalıştık, ben şarkıya alıştım, şarkı bana alıştı. Güzel bir süreçti Mabel’in bana verdiği destek. Tecrübe etmiş birinin insanın elinden tutması şahane bir şey. Ama Sony Music’e gelmem Mabel’den bağımsızdı. Çünkü başıma buyruk bir şeyler yapıyordum. Aşırı umutsuz olduğum bir dönemdi. Jenerasyonumdaki arkadaşlarım bir şeyler yapıyordu ve benim de onları yakalamam lazımdı. Güzel bir işbirliği oldu. Mabel şu an bana kol kanat germiş durumda. İkinci single için de beraber çalışıyoruz. Bu kez benim şarkım olacak.”

Ekşi Sözlük’te benim de daha önce dikkatimi çekmiş bir yorum vardı. Mabel’in şarkısını acaba çok mu Mabel gibi okuyordu Çalkan? Bana kalırsa evet, benzerlik vardı. Ama bence asla rahatsız etmiyor bu benzeyiş. Bu konuyu soruyorum, şöyle yanıtlıyor: “Mabel’in de bana söylediği bir şeydi bu: “Korkma! İnsanlar seni duyduklarında birilerine benzetecek. Bu seni yormasın. Seni tanıdıkça onların aklında da ‘sen’ olarak bir şey kalacak.” Ben bile kendi sesimi dinlediğimde Aşkın Nur Yengi’ye, Demet Sağıroğlu’na benzetiyorum. Mabel’in bu sözü bana yardımcı oldu. Ama çok da üzülmüyordum açıkçası. Çünkü ben de birilerini birilerine benzetirim. Mabel konusuna gelirsek, gurur duyarım. Mabel’i albümü yokken dinleyen insanım. Ortaokul-lise dönemine denk gelir, şarkılarını ezberlerdim. Bence bir şeyler de benziyor. Benziyor ki, çalışabiliyoruz bir arada. Ben ona bir şarkı gönderdiğimde onun buna bayılacağını biliyorum. Böyle bir benzerlik var, evet. Bu da bir şans.”

Hayallerden söz açıyoruz. Ya da biz gençlerin mesleklerimizde ne türlü sorunlarla karşılaştığını. “Bir şeylerin daha kolay olmasını isterdim. Bir şeyleri yapamadık diye oturup umutsuzluğa kapılmasak keşke. Ya da bir şeyleri yapmak için tırnak geçirmesek. İnsanlar daha çok kıymet verebilse ama ortam da ona uygun olabilse” diyor Çalkan.

Çokça konser vermek istediğini de sözlerine ekliyor. Hatta devletin kendi düzenleyeceği turneler olsa, o ve onun gibi genç sanatçıların Anadolu’yu dolaşmalarından söz açıyor. Ne de güzel olur gerçekten. Belki bir gün olur da, belli mi olur? Bütün samimiyetiyle, “Böyle bir dünya olsa çok daha tatlı olurdu” diyor.

Mabel’in umut ve hüzün ekseninde zıtlıklarla anlam kazandırdığı ve Merve Çalkan’ın zarafetle söylediği şarkıyı dinliyorum tekrar: “Kader kavuşur sonunda/ Bir kara düşün pembesi büyür de solunda” Umarım yaşıtım Çalkan’ı kısa zamanda canlı da izleriz. Bunu bekliyorum. Siz de bekleyin.