Yönetmen Kazım Öz  hâkim karşısına çıktı

Gezi Direnişi'nin suç delili olarak gösterildiği iddianame ile hakkında 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası istenilen yönetmen Kazım Öz, bugün Tunceli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için adli kontrol uygulamasının devamına karar vererek duruşmayı 4 Şubat 2020’ye ertelendi.

Duruşma öncesi konuşan Öz, “İktidarın muhalif olan herkese dönük başlattığı ‘cadı avı’ sanatçıları da kapsayacak şekilde büyüyerek devam ediyor. Filmlerimin yargılandığını hissediyorum. Bu tablo ülkede sanat yapmanın koşullarını gösteriyor” dedi.

Cumhuriyet'ten Mehmet Kızmaz'ın haberine göre Film çalışmalarına Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da destek verdiği ve Ankara, İstanbul, Milano dahil pek çok uluslararası film festivalinde 42 ödül alan 45 yaşındaki yönetmen Kazım Öz’ün, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla bugün yargılanmasına başlandı. İlk duruşması görülen Öz, kesintisiz bir şekilde sinema yapan bir yönetmen olarak “örgüt üyeliği” ile suçlanmanın aslında çektiği filmlere kesilmek istenen bir ceza olduğunu söyledi. Öz, “Hayatımı sinemaya adamış biriyim. Uzun bir süredir yeni filmin senaryosu üzerinde çalışıyordum. Ama senaryo yazmaya ara verip savunma yazmaya başladım” diye konuştu.

"KAÇMIYORUM"

Öz, önceki gün Almanya’da bir film festivalinde filminin gösteriminden ayrılarak, dava için geri geldiğini anımsatarak “Kaçmıyorum. Çünkü yanlış bir şey yaptığımı, suç işlediğimi düşünmüyorum.

Ülkemizin bir an önce normalleşmesini umuyorum. Barış ortamının oluşacağına dair umudumu koruyorum. Sinema yapmayı özgür ve demokratik bir ülkede yapmak isterdim. Öyle bir ülkede olmasak da sinema yapmaya her koşulda devam edeceğim” ifadelerini kullandı.

Yeni Yaşam'ın haberine göre Savunmasını yapan Öz, 22 yıldır sinemada film yönetmenliği yaptığını ve Türkiye sinemasının ilk isimleri arasında yer aldığını söyledi. 10 filmin yönetmenliğini yaptığını hatırlatan Öz, “Onlarca filmde ise kurgu ve yapımcısı olarak yer aldım. Hayatını sinemaya adamış bir yönetmenim. 20 yıl boyunca yaptığım filmler sadece Türkiye değil, uluslararası alanda yer aldı. Yaptığım filmlerde 42 ödül aldım. İddianamedeki ‘3 ay boyunca DBP siyaset akademisine’ katılmam mümkün değil. Diyarbakır’da bulunma sebebim sinema amaçlıdır. Hatta bahsi geçen dönemlerde yurtdışında sinemaya dair eğitim veriyordum. Ayrıca sinemanın, siyasetin gölgesinde yapılamayacağı görüşündeyim. Türkiye ve dünyada film yapmak istiyorum. Belki de bunu yaptığım için yargılanıyorum. Yine Sakine Cansız’ın cenazesine katılmam da örgüt talimatı ile olduğu belirtiliyor. Katılmıyorum. Sakine Cansız’ın cenazesine katıldım. Çünkü çözüm sürecinin baltalanmak istediği bir dönemde 3 Kürt kadın siyasetçi öldürüldü. Çözüm süreci ve barışı destekleyen biri olarak cenazeye katıldım. Bahsi geçen iddiaları kabul etmiyorum” dedi.

Avukatlar ise iddianamedeki iddialarla ilgili “Örgüt üyeliği”ne sebep olacak hiç bir somut delilin olmadığını, söz konusu delillerin de yok hükmünde olduğu belirtilerek, delilerin hukuka uygun bir şekilde ortaya konulması gerektiğinin altını çizdi. Avukatlar, müvekkilinin adli kontrolünün kaldırılması ve beraatını istedi.

Mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için adli kontrol uygulamasının devamına karar vererek duruşmayı 4 Şubat 2020’ye ertelendi.

2010 yılında DBP siyaset akademisi ve Gezi direnişine katılmakla suçlanan Öz hakkında “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.