Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, partisinin grup toplantısında konuştu. Uçar, son günlerde art arda gelen zamlara ilişkin "AKP MHP iktidarı Türkiye yüzyılı ifadesini kullandığı andan itibaren zamlar başladı. O yüzden bu yüzyılın kendisine zam yüzyılı demek bence en doğru tespitlerden biri olacak. Zam yüzyılı, enflasyon yüzyılı, savaş yüzyılı, emek sömürüsü yüzyılı demek yerinde olacaktır" dedi.

Kaynak: Haber Merkezi
YSP Eş Sözcüsü Uçar'dan zamlara tepki: Zam yüzyılı, enflasyon yüzyılı, savaş yüzyılı...
Fotoğraf: AA

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Uçar, memur maaşına uygulanan seyyanen artışın ardından başlayan zam furyasına ilişkin "AKP-MHP iktidarı Türkiye yüzyılı ifadesini kullandığı andan itibaren zamlar başladı. Bu yüzyılın kendisine zam yüzyılı demek en doğru tespitlerden biri olacak. Bu iktidarın parolası çok net: "Kaşıkla verir kepçeyle alırım" ifadelerine yer verdi.

ALEVİ KURUMLARINA SALDIRI DAVASINDA VERİLEN KARARLARA TEPKİ

Ankara’daki Alevi kurumları saldırı davasında yargılananlar hakkında verilen beraat ve tahliye kararlarına da tepki gösteren Uçar, “Bu cezasızlık politikasını biraz geçmişle ele almak istiyorum. Temmuz başı Sivas Katliamı’nın yıldönümüydü. O katliamın failleri ve karar vericileri; ne yazık ki halen yargı önüne çıkarılmadı. Ne yazık ki, bir yüzleşme sağlanmadı ve hesap sorulmadı. Zamanaşımı ile karşı karşıya olan ve zamanaşımını duyduğunda da ‘hayırlı olsun’ diyen bir cumhurbaşkanımız var" dedi.

"TOPLUMUN YANDAŞ OLMAYAN GAZETECİLERE İHTİYACI VAR"

Uçar, Diyarbakır'da 8 Haziran 2022'de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan gazetecilerin bugün görülen davasına ilişkin "Yine bugün(dün) Diyarbakır’da yaklaşık 13 aydır tutuklu bulunan 15 özgür basın emekçisinin davası görülecek. Yandaş olmayan, yandaş olmayı reddeden gerçeklerden taviz vermeyen, görülmeyenini, duyulmayanı sesi olmaya çalışan özgür basın emekçilerinin en kısa zamanda özgürlüklerine ve mesleklerine dönmelerini diliyoruz. Bu toplumun gerçek anlamda yandaş olmayan basına ihtiyacı var. Gerçeklere ihtiyacı var ve basın emekçisi olan arkadaşlarımız bu gerçekleri yazdıkları için cezaevindeler 13 aydır. Bugün mahkemede çok iyi biliyoruz ki sansürü de gazeteciliğin nasıl bir faaliyet olduğunu da gazeteciliğin suç olmadığını da mahkemede uzun uzun anlatıp büyük ihtimalle de olması gerektiği biçimde de tahliye olacaklar" ifadelerini kullandı.

Uçar'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

"Hem ülkenin kendisi hem de toplumun kendisi ciddi bir çöküşle karşı karşıya. Bu ülkeyi tek tipleştirmek isteyen tek sesli, tek renkli yapmak isteyen bir iktidar bunun için elinden geleni ardına koymadan çalışmalarına devam ediyor. Her türlü keyfilik, her türlü hukuksuzluk, sansür, baskı, tehdit, hak gaspları, yoksulluk ,yolsuzluk, talan ve savaş politikalarıyla bu toplumu baş başa bırakmaya çalışıyor. Bir çok defa ifade ettik, buradan da söyleyen bütün toplumsal kesimlerin ve mücadele alanlarının bugün karşı karşıya olduğu saldırılar tek merkezden bu iktidardan yönetiliyor. Hepimiz aslında aynı saldırılarla karşı karşıya kalmış durumdayız.

DEMOKRATİK SİYASETE VURGU

Bu demokratik siyaset uzun süredir iktidar ve devletin bir çok mekanizması tarafından saldırı ile karşı karşıya. Geçtiğimiz hafta Kobanî Kumpas Davası duruşmalarından birisi daha gerçekleşti. Kobanî Davasının kendisi bir tertip davası. Bunu sadece biz söylemiyoruz, bakın o günden bugüne ortakları olan HÜDAPAR’ın bugünkü Başkanı Yapıcıoğlu Sputnik Radyoya 5 Ekim 2020’de bir demeç vermiş. Aynen okuyorum: ‘Çözüm süreci 6-8 Ekim’den önce bitmişti, ama bunun ilanı gerçekleştiriliyordu. Bize de kurbanlık koyun rolü biçilmişti. Hatta belki de devlet ya da hükümet içindeki birilerinin gözünde kurbanlık koyunduk. Çözüm süreci bitmişti aslında ilan edilecekti ilan için bir gerekçe lazımdı. Onlar bizim üzerimize saldırsalardı çok büyük katliam yapsalardı devlet de HDP’lilerin üzerinden silindir gibi geçecekti’ demiştir. HDP’lilerin de zulüm edilen taraf olarak kamuoyuna yansıtılacağı bilgisini vermiş. 6-8 Ekim Kobanî destek protestolarında HÜDA PAR’lıların da içinde olduğu nasıl bir tertip olduğunu kendi ifadeleriyle çok net ifade etmiş. Ancak bununla ilgili ek bir bilgiyi paylaşmak isterim. Ebu Hanzala kod isimli Halis Bayancuk önceki tahliye edildi. Bu tahliye bile tek başına IŞİD ile dirsek teması olanlarla mevcut iktidar ilişkisini göstermek açısından yeterlidir.”

"İKTİDARIN PAROLASI: KAŞIKLA VERİRİM, KEPÇEYLE ALIRIM"

Hepimiz her gün ‘acaba hangi zamlarla uyanacağız?’ diye güne başlıyoruz. AKP MHP iktidarı Türkiye yüzyılı ifadesini kullandığı andan itibaren zamlar başladı. O yüzden bu yüzyılın kendisine zam yüzyılı demek bence en doğru tespitlerden biri olacak. Zam yüzyılı, enflasyon yüzyılı, savaş yüzyılı, emek sömürüsü yüzyılı demek yerinde olacaktır. Bu iktidarın parolası çok net arkadaşlar. Kaşıkla verir kepçeyle alırım. Asgari ücretle çalışmaya başlayanlara yakın zamanda bir zam yapıldı. Zam daha emekçilerin cebine girmeden başka zamlarla uyandık. Aslında yapılan zammın da bir işe yaramadığını hep birlikte deyimledik. Kamu emekçisi memurlara haklı olarak almış oldukları 22 bin liralık ücret karşısında alanlarda seslerini yükseltmeye devam ediyorlar.

"SARAYIN GÜNLÜK HARCAMASI ESKİ PARAYLA 15 TRİLYON"

Vergilerle ilgili olarak seçim döneminde ifade ettik yine buradan da ifade edelim. Seçimi kazanmak için kamunun kaynaklarını har vurup harman savuran bir iktidar var karşımızda. Sarayın günlük harcaması eski para birimiyle 15 trilyon. Oradan vermek yerine yapmadığı zamdan ve yüklediği vergiden neler koparabiliriz diyen bir iktidar var karşımızda. Emekçilerin işçilerin işsizlerin yanındayız bu rant ve talan politikasını ifşa etmeye emekçilerle birlikte sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Bu krizin panzehiri biziz ve bizlerin mücadelesidir.

Demokratik siyasetimizi ve mücadelemizi AKP ve MHP faşizminde boğdurmayacak kadar dirençliyiz kimliklerimizi inançlarımızı dillerimizi dün olduğu gibi bugünde yaşatacak kadar köklüyüz. Bu dirençle bu güçle bu tarihsellikle yeniden yapılanma süreci başlattık. Bu süreç hepimizin süreci bu çağrıda sizlerin çağrısı. Dolayısıyla başlattığımız halk toplantıları ve sonrasında yapacağımız bütün çalışmalarda bugüne kadar emek veren bütün arkadaşları ortak olmaya üzerimizde kurulan kumpaslara fazişme karşı ortak mücdaleye davet ediyorum."