CHP’li Karatepe, Yatırım Projelerinin Stratejik Öncelik ve Teknik Değerlendirmesine Dair Tebliğ’in “yatırım” değil “bürokratik yük” getireceğini söyledi. “Sürekli tekrarlanan ‘yüksek teknolojili sektörleri destekliyoruz ve geliştirdik’in başarı öyküsü nerededir ve neden göremiyoruz?’’ diye sordu.

Kaynak: Haber Merkezi
Yüksek teknolojide başarısızlık ortada

BirGün/Ankara

Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) çerçevesinde 1 milyar TL ve üzeri düzeyde yatırım projeleri için 284 üründen oluşan Stratejik Öncelikli Ürün ve 261 başlıktan oluşan Teknoloji Alanları Listesi Kasım ayının son haftası Resmi Gazete’de yayımlandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da önceki gün yaptığı açıklamada Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi için başvuruların 20 Aralık 2023 tarihinden itibaren alınmaya başlayacağını açıkladı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe,  Yatırım Projelerinin Stratejik Öncelik ve Teknik Değerlendirmesine Dair Tebliğ’in “yatırım” değil “bürokratik yük” getireceğini söyledi.

CHP’li Karatepe, mevcut teşvik sisteminde faiz desteği olarak verilebilecek bir teşvik unsurunun, sadece Bakanlığı yoğun ve aktif faaliyette göstermek için yeni bir program oluşturulmuş gibi lanse edildiğine dikkat çekti.

Karatepe, ayrıca Bakanlığın TCMB kaynakları tarafından yıllık 100 milyar TL limitle kullandırılacağı anlaşılan Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) için bankaların yapacağı incelemede herhangi bir belirleyiciliği olmadığını, yatırımın Bakanlık tarafından yapılacak inceleme neticesinde Finansman Programı’na uygun bulunmasının krediyi kullandıracak bankalar açısından hiçbir bağlayıcılığının bulunmadığı Tebliğ’de açıkça belirtildiğine vurgu yaptı.

“Tebliğ, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kendi bünyesinde yürüttüğü Yatırım Teşvik Belgesi Düzenlenmesi uygulamasının etkinliğini ve geçerliliğini inkâr etmesi ve yetersizliğinin itirafı niteliğindedir” ifadesini kullanan Karatepe, “Ülke ekonomisin ihtiyacı olan yatırımlar bu Finansman Programının tek sayfalık ve 6 tane kriterden oluşan formuna göre değerlendirilebiliyorsa o zaman neden aynı yatırımcı teşvik belgesi alabilmek için aylar süren bir süreçte bekletilmekte, yatırım konusu bu genel müdürlüğün değerlendirme uzmanları tarafından detaylı olarak incelenmektedir?” diye sordu.

Büyük başarısızlık!

Bakanlık tarafından yıllardır “büyük bir başarıyla” uygulandığı vurgulanan yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli imalat sanayi ürünlerinin desteklenmesinin sonuçları hakkında hiçbir tutarlı bilgi olmadığına vurgu yapan Karatepe,  TÜİK verileri üzerinden yaptığı değerlendirmede şu bilgilere yer verdi:

“TÜİK verilerine göre 2010 yılında 1,6 milyar dolar düzeyinde olan yıllık imalat sanayi Ar-Ge harcaması, 2021 yılında 3,7 milyar dolara ulaşmıştır. Bu harcamalar içinde de yüksek teknolojili sektörler en önemli payı almaktadır. Diğer yandan yüksek teknolojili sektörlerin toplam imalat sanayi üretimi içindeki payı 2010 yılında yüzde 3,5 iken 2021 yılında daha da gerileyerek yüzde 3,1 olmuştur.

Yıllardır verilen Ar-Ge destekleri, Bakanlık tarafından büyük başarı öyküsü olarak anlatılan teknoloji odaklı programlar, teşvikler yüksek teknolojili sektörlerin üretim payının artmasını sağlayamadığı gibi azalmasını bile engelleyememiştir. Aynı durum ihracatta da görülmektedir. Orta-Yüksek teknoloji ile birlikte telaffuz edilerek gizlenmeye çalışılan Yüksek teknolojili sektörlerdeki başarısızlık ortadadır.

Türkiye’nin Yüksek teknolojili ürünlerinin toplam imalat sanayi ihracatı içindeki payı yüzde 3 ila yüzde 3,5 arasında dalgalanmaktadır ve artış göstermemektedir. Yüksek teknolojili sektörlerin toplam ihracat içindeki payları için dünyaya bakıldığında ise Kore’de yüzde 40’lara yakın, Çin’de yüzde 30, Avrupa ülkelerinde yüzde 25-yüzde 30 bandında, Hindistan’da bile yüzde 10’un üzerindedir. Türkiye ise son 20 yılda bu konuda yüzde 2’lerden yüzde 3’lere çıkma başarısı göstermiştir.

Sürekli tekrarlanan “yüksek teknolojili sektörleri destekliyoruz ve geliştirdik” başarı öyküsü nerededir ve neden göremiyoruz? Buradan da Bakanlığın asıl yapması gereken çalışmanın Ar-Ge ve inovasyonun desteklenmesinde mevcut modelinin acilen sorgulanması ve değiştirilmesi olduğu ortaya çıkmaktadır.”