Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Yargı süreçlerinin siyasi karakteri ve iktidarın açık müdahaleleri bu gelişmelerin genelleşeceğine dair ümitvar olmamızı engelliyor" dedi

Yüksekdağ: İktidarın yargı süreçlerine müdahalesi ümitvar olmamızı engelliyor

Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı yeni soruşturma kapsamında Sulh Ceza Hakimliği'nde ifade verdi. Demirtaş ve Yüksekdağ'ın tutuklu bulundukları cezaevlerinden SEGBİS aracılığıyla bağlandıkları duruşmada mahkeme heyeti, Demirtaş ve Yüksekdağ'ın tutuklu yargılanması kararı verdi.

Hakkında verilen tutuklama kararı öncesinde avukatları aracılığıyla Evrensel'den Meltem Akyol'un sorularını yanıtlayan Yüksekdağ, hapishanelerdeki siyasi tutsakların tahliyesinin, ülkedeki politik özgürlük ikliminin gelişmesiyle doğru orantılı olduğunu ifade etti. "Hukuk sistemi ve yargı mekanizmasının iktidar sultasından kurtarılması gerekiyor" diyen Yüksekdağ, "Bunun yolu; demokratik hukuk sistemi ve yargıda, yaşamda, adalet mücadelesinin birleşik biçimde ivmelendirilmesinden geçiyor" diye konuştu.

Selahattin Demirtaş ve Cumhuriyet gazetesi yazarları hakkında verilen tahliye kararlarının gecikmiş ancak olumlu gelişmeler olarak değerlendiren Yüksekdağ, verdiği röportajda, yargı süreçlerinin siyasi karakteri ve iktidarın açık müdahalelerinin bu gelişmelerin genelleşeceğine dair ümitvar olmalarını engellediğini belirtti.

"EN UFAK İTİRAZI OLAN BİRÇOK İNSAN BIÇAK SIRTINDA"

Yüksekdağ, şunları söyledi:

"Hapishanelerdeki siyasi tutsakların tahliyesi, ülkedeki politik özgürlük ikliminin gelişmesiyle doğru orantılı. Bizler içerideyiz, tutukluyuz ama dışarıda da en ufak itirazı olan birçok insan bıçak sırtında, bir ayağı içeride bir ayağı dışarıda yaşıyor. Binlerce siyasi tutuklunun, düşünce ve ifade özgürlüğünü çiğneyen yasalar, yargılamalar sonucu hapsedildiği gerçeğini dikkate alırsak, önce hukuk sistemi ve yargı mekanizmasının iktidar sultasından kurtarılması gerekiyor. Bunun yolu; demokratik hukuk sistemi ve yargıda, yaşamda, adalet mücadelesinin birleşik biçimde ivmelendirilmesinden geçiyor.

Bu nedenle bizlerin tahliye olması lokal, konjonktürel gelişmelerin ötesinde, total bir gelişmenin sonucu olursa, gerçek bir durum değişikliğinden söz edebiliriz. Beklentimiz de ancak bu yönde olur. Bütün siyasi tutsakların özgür olması ve artık cezaevlerinin siyasi iktidarın rakiplerini saf dışı bırakma, kendisinden olmayanı cezalandırma merkezleri olmaktan çıkarılması önemli bir toplumsal taleptir.

Bu arada Selahattin Demirtaş ve Cumhuriyet gazetesi yazarları hakkında verilen tahliye kararları, çok gecikmiş olsa da olumlu gelişmelerdir. Ancak yargı süreçlerinin siyasi karakteri ve iktidarın açık müdahaleleri bu gelişmelerin genelleşeceğine dair ümitvar olmamızı engelliyor."