Elazığ’da 30 Mart’taki 4,7 büyüklüğündeki deprem sonrası Bingöl’ün Bahçeli köyünde içme suyu kanalında kayma ile arazide yarıklar oluştu. 2 haftadır suya ulaşamayan yurttaşlar yetkililerden çözüm bekliyor.

Yurttaş temiz suya hasret bırakılıyor

İlayda KAYA 

6 Şubat’taki Maraş depremlerinden bu yana herkes olası Marmara depreminden bahsederken diğer bölgelerdeki deprem riskleri de her geçen gün artıyor.

Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu Fay Sistemi’nin kesişim noktasında bulunan Bingöl, deprem uzmanlarının ve mühendislerin en dikkat çektiği kentler arasında yer alıyor. 

Kent depreme hazırlanmadığı gibi birçok noktada da heyelan riski de bulunduruyor. Son olarak Elazığ’da 30 Mart’ta meydana gelen 4,7 büyüklüğündeki deprem sonrası kentin Bahçeli köyünde içme suyu kanalında kayma ile arazide yarıklar yaşandı.

Su kanalının zarar görmesinin ardından köy halkı, su sorunu yaşamaya başladı. Yaklaşık 2 haftadır sulama hattını hortumlarla bir araya getirip suya ulaşan yurttaşlar mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde çağrı yapıyor. Mühendisler ise olası bir afette bölgenin daha da zarar görmesinden endişe duyduklarını belirterek “Hem içme suyu hattının hem de sulama kanalının deplasesi acilen yapılmalıdır” diyor. 

DEPLASE YAPILMALI 

Bingöl’ün birinci derece deprem bölgesi olduğuna işaret eden TMMOB Bingöl İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Canfidal Boltaş, kentin afete karşı hazırlanması yönünde çağrı yaptı.

Boltaş, Bahçeli köyündeki yurttaşların yaşadığı sorunlara ilişkin şunları söyledi:

“Söz konusu alanda 30 yıl önce bir toprak kayması daha meydana gelmişti. Elbette son yaşanan Elazığ Depremi onu tetikledi. Çünkü Bingöl’ün dört bir yanı fay hatlarıyla dolu olduğu için sıkışma ve basınç sebebiyle heyelana müsait olan zeminin kayması oldukça muhtemel. Buradaki asıl sıkıntı yaşamsal döngünün ilerleyebilmesi için gerekli olan içme suyu ve sulama suyu hatlarının toprak kaymasına ya da heyelana müsait zeminden götürülmüş olmasıdır. Bu tarz hizmetler bir yerleşim yerine götürülürken ön etüt ve fizibilite çalışmaları yapılır. Ön etüt çalışmalarında bunun öngörülebilmesi gerekirdi. Orada güzergâhı kısaltarak ekonomik bir fayda sağlayalım derken burada köy halkının şu anda içme suyundan ve sulama suyundan yaklaşık olarak 15 gün mahrum kalmasına sebep olundu. Yöre halkının çok ciddi bir mağduriyeti söz konusu. İçme suyunu bile kendi imkânlarıyla o hattı hortumlarla bir araya getirip suya ulaşmaya çalışıyorlar. Burada hızlı bir aksiyon gereklidir. Hem içme suyu hattının hem de sulama kanalının deplasesi (yer değiştirme) acil bir şekilde yapılmalıdır.” 

YÜZDE 25’İ YORGUN BİNA 

Bingöl’de son dönemde ağaç kıyımının arttığına dikkat çeken Boltaş, “Heyelana müsait zeminlerde ormanın önemi çok büyük. Bingöl genelinde bir ormansızlaştırma pratiği çok yoğun. Bu ormansızlaştırma işleyişlerin uygulamaların durması gerekiyor. Heyelana uygun olanların tespit edilip ağaçlandırılması gerekiyor. Depremler toprak hareketliliğini de tetikler” dedi.  

Boltaş, kentte deprem sempozyumu yapmayı planladıklarını da duyurarak “Kentteki binaların yüzde 25’i yorgun bina. Bu yapılar, 2003 Bingöl Depremi’ni yaşamış, 6 Şubat başta olmak üzere çevre illerde yaşanmış yorgun yapıların acilen tahliye edilip, yerinde dönüşüm çalışmalarının başlaması gerekiyor” diye konuştu.