6 Şubat depremlerinde evleri yıkılan yurttaşların konut sorunu devam ediyor. Osmaniye’de bir yurttaş evini yeniden yapmak için devletten izin alamazken Hatay’da ise bir aile, firma tarafından dolandırıldı.

Yurttaşın evi hayalde kaldı
Osmaniye Yukarıçiyanlı Köyü’ndeki yol, 9 köye ulaşım sağlıyor. (Fotoğraf: ANKA)

Haber Merkezi

Maraş merkezli depremlerin üzerinden 1 yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen afetzedelerin sorunlarına bir türlü çözüm bulunmuyor. Hasarlı binaların yıkılmasının ardından evlerine kavuşmak isteyen yurttaşlar ya bürokrasiye takılıyor ya da firmalar tarafından dolandırılıyor.

Hatay’ın Kırıkhan ilçesindeki Mimarsinan Mahallesi’ndeki evleri yıkılan Hasan Kurter ve ailesi dolandırıldı. Bir firmayla anlaşan Kurter, 150 metrekarelik çelik ev için 1 milyon 300 bin TL’lik sözleşme imzaladı. Kurter, sözleşmenin ardından firma sahibi olduğunu iddia eden B.T. isimli şahsın söylediği hesaba 450 bin TL para gönderdi. B.T., inşaat alanında yaptığı 2 günlük çalışmanın ardından Kırıkhan ilçesini terk etti. Sözleşme bitim tarihi Şubat ayının 10’u olmasına rağmen herhangi bir çalışma yapılmayan inşaat alanı terk edildi.

Dolandırılan Kurter olayı yargıya taşıdı. Ev hayaliyle çıktığı yolda 450 bin TL’sinden olan depremzedenin elinde firmanın kendisine hediye ettiği 2 kalem, 1 tişört ve 1 şapka kaldı.

Yapılan anlaşma sonrası firmanın inşaat alanında 2 günlük bir çalışma karşılığında kendilerinden 450 bin TL aldığını söyleyen Kurter, “Bize teslim edeceği tarihin üzerinden 1 buçuk ay geçti. Ama henüz ne bina var, nede bizim verdiğimiz 450 bin TL’nin iadesi var” dedi. Kurter, olayı yargıya taşıdıklarını söyledi.

YOLUN TAPUSU YOKMUŞ

Osmaniye’nin Kadirli ilçesine bağlı Yukarıçiyanlı Köyü’nde 6 Şubat depremlerinde evi yıkılan depremzede İsmet Çinçik ise yıkılan evlerinin yerine yeni bir ev yapmak istedi ancak yolun tapuda görülmemesi nedeniyle yerinde dönüşüm yaptıramadı. Çinçik, şunları söyledi: "Madem bu yolun tapusu yok da neden asfalt dökülüyor, neden şarampol açılıyor, neden levha dikiliyor, neden bakımı yapılıyor? Devletin yolunun tapusu yoksa bu vatandaşın suçu mu?”