Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin dava ilk kez ağır ceza mahkemesinde görüldü. Sanıklar yine duruşmaya gelmeyerek SEGBİS’le bağlandı. Mahkeme sanıkların bir sonraki duruşmaya getirilmesine karar verdi.

Yüzleşme zamanı

HABER MERKEZİ

Devrimci Öğretmen Metin Lokumcu’nun Artvin Hopa’da 31 Mayıs 2011’de, dönemin başbakanı Erdoğan’a yönelik protestolar sırasında polisin kullandığı biber gazı nedeniyle yaşamını yitirmesine ilişkin açılan dava ilk kez ağır ceza mahkemesinde görüldü. Davayı, Lokumcu Ailesi ve avukatların yanı sıra Hopa halkı ile demokratik kitle örgütü temsilcileri takip etti.


Dönemin il ve ilçe emniyet müdürlerinin de aralarında bulunduğu 13 polisin, Lokumcu Ailesi ve avukatlarının ‘kasten öldürme’ suçlaması istemi yerine ‘taksirle ölüme neden olmak’ suçundan yargılandıkları davada, Trabzon 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hâkim karşısına çıktı. Daha önce Trabzon 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmalarda, talimatla yazılı savunmaları alınan sanıklar dün ise SEGBİS ile bağlandı. Duruşmada Lokumcu Ailesi ve avukatlarının sanıkların fiziki olarak duruşmaya getirilmesi talebi kabul edildi. Bir sonraki duruşma 6 Ocak 2022’de görülecek.

Duruşma ilk olarak baro temsilcilerinin katılım talebiyle başladı. Ankara Barosu Başkanı Kemal Koranel davaya katılım talebi için söz aldı. Ardından Artvin Barosu Başkanı Ayla Varan ve İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel konuştu. Sonrasında söz alan Trabzon Baro Başkanı ve Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Sibel Suiçmez, İstanbul Barosu ve Bursa Barosu temsilcileri de davaya katılım talebinde bulundu.

TALEPLER REDDEDİLDİ

Zonguldak Barosu’nu temsilen duruşmaya katılan Yakup Okumuşoğlu, “Metin Lokumcu, Türkiye’de derelerin şirketlere devredildiği bir dönemde HES’lere karşı mücadele ederken öldürüldü. Türkiye’deki birçok çevre hareketi için semboldür. Bu yüzden burada bulunuyoruz. Çevre hakkı, aynı zamanda insan hakkıdır. Yaşamını sürdürmek istersek, sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını savunurken öldürülmüştür. Çevre ve insan hakları savunucuları olarak davaya katılım talebimizin kabul edilmesini istiyoruz” dedi.

ÇHD, ÖHD, TİHV, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği temsilcileri ayrı ayrı davaya katılma talebinde bulundu. Sanık avukatları ise suçtan doğrudan zarar görenlerin harici, katılım taleplerinin reddini istedi. Baroların ve hukuk derneklerinin davaya katılma talebinin ardından ara verildi.

Aranın ardından mahkeme heyeti katılma taleplerini reddetti. Duruşmada söz alan müşteki avukatları sanıkların SEGBİS ile değil mahkemede hazır bulunmaları talebinde bulundu. Ekranda 9 kişiyi görmenin mümkün olmadığını belirten Avukat Meriç Eyüboğlu "Sorgular başlayınca konuşanı büyüteceksiniz, diğerleri ne yapıyor göremeyeceğiz. Kötü bir iddianameyle, uzun bir yolculukla buraya kadar geldik. Burada Eşikiyalar diyarı Hopa’dan gelenler var. Bu dava Metin Lokumcu’yu aşan bir dava. Kimyasal gaz kullanımı açısından toplumsal olayları etkileyeceğinden buradaki insanların sanıkları görme hakkı var. Bu insanlar 10 yıl 6 ay 20 gündür sanık görmek için bekliyor. Onların gözlerine bakmak istiyorlar. Yargılamanın seyri açısından, adaletin tecelli etmesi açısından sanıkların burada olması gerekiyor. Teşhis açısından önemli olacak sanıkları göremiyoruz, duyamıyoruz. Bizi bırakın, siz bile sorgu yapamıyorsunuz” dedi.
Sonrasında Av. Sercan Aran söz alarak sanıkların duruşmaya getirtilerek hazır edilmesi ve sorgularının huzurda yapılmasını talep etti.
Sanık polis Erol Darcan’ın avukatı, da müvekkilini görmediğini belirterek yargılamanın yüz yüze yapılmasını istedi.

KAÇAMAK CEVAPLAR

Aran’ın ardından konuşan dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan ise şunları söyledi: Aldığımız tedbirler doğrultusunda Başbakan gelmeden alanı kontrol ettik. Başbakanı karşılamak için beklerken, Hopa merkezinde miting harici toplananlar varken. Vali, Kaymakam beyi gönderdi. Toplanan grubun, miting alanını provoke ettiği bilgisi geldi. Ben ilçe merkezine intikal ettiğimde, hastaneye bir şahsın kaldırıldığı, hayatını kaybettiğini öğrendim. Ben o an orada olmadığım için talimat vermiş değilim.

Avukat Meriç Eyüboğlu Armağan’a bazı sorular sordu. Eyüboğlu’nun “31 Mayıs 2011’de çevik kuvvetten sorumlu kimdi?” sorusuna Armağan önce hatırlamadığını söyleyerek cevap verdi. Ardından ise Erzurum’dan gelen polislerden biri olduğunu söyledi. Armağan ayrıca 7 ilden gelen çevik kuvveti Erzurum’dan gelen kişinin yönettiğini söyledi. Armağan, Avukat Yakup Okumuşoğlu’nun “O gün tam olarak ne kadar gaz kullanıldı” sorusuna ise “Yeteri kadar kullanılmıştır” diye cevapladı. Mahkeme heyeti Armağan’ın sorgusunun tekrar ara verdi.

Aranın ardından kararını açıklayan heyet, avukatların talebini kabul etti. Heyet, sanıkların SEGBİS ile dinlenilmemesine, bizzat duruşmada hazır bulunmasına karar verdi.


MİRASINA SAHİP ÇIKACAĞIZ

Duruşmanın ardından Lokumcu Ailesi ve avukatları açıklama yaptı. Davanın Hopa’dan kaçıldığını hatırlatan Avukat Sercan Aran şunları söyledi: "Davanın her safhasında biz yeniden, yeniden taleplerde bulunduk. Bir kademe daha ilerlemiş olduk, şimdi sanıklar duruşmaya girecek bu bizim açımızdan önemli. Çünkü bu sanıkların sorumluluklarının daha fazla olduğunu biliyoruz. Bu sanıklardan daha fazla kişinin de bu davada sorumluluğu olduğunu biliyoruz. Bu gerçeğin ortaya çıkarılması da ancak sanıkların tarafımızca sorgulanması neticesinde elde edilebilir. Şimdi 6-7 Ocak’ta bunu sağlayacağız diye ümit ediyoruz ve yine 6-7 Ocak’ta burada olacağız ve Metin Hocamızın mirasına sahip çıkacağız.”

Konuşmasına teşekkür ederek başlayan Avukat Meriç Eyüboğlu ise şöyle konuştu: "Bu teşekkür sadece bugüne ilişkin değil. Bu dosyada, bu davada Türk Tabipleri Birliği’nin oluşturduğu bilimsel mütalaa çok önemli biliyorsunuz. 2012 tarihli bir mütalaa, davanın açılması çok geç olsa da… Aslında Türkiye’de ilk kez, toplumsal olaylarda kullanılan kimyasal gazın ölüme yol açtığını Metin Lokumcu’nun bu nedenle hayatını kaybettiğini Türk Tabipleri Birliği kanıtladı. Dolayısıyla, sadece buraya geldikleri, dayanıştıkları için değil, bu kadar önemli bir tıbbı çalışmayı yaptıkları için bir kez daha teşekkür ediyoruz Türk Tabipleri Birliği’ne.

Eğitim-Sen de ev sahiplerinden biri tabii ki de. Onlara da teşekkür ediyoruz. Yargılamanın en başından beri vekil arkadaşlarımız da bizi yalnız bırakmadılar, karda kışta her duruşmaya geldiler. İki tane vekil arkadaşımızla günü tamamladık. Söz artık Hopalıların."