Zafer ile Utku

Zafer ile Utku’nun dalaşmadığı an kalmadı şu günlerde. Utku, sinir mi sinir çekilmez durumda. Konuya yumuşak bir giriş yapıyorum: “Bizimle ilgili değil, sözüm meclisten dışarı, hani kavgalı kişilerin barışması adına ‘zeytin dalı uzatıldı’ nitelemesi yapılır ya bilirsin, ama ben Afrin (Tarihi M.Ö. 1000’lere dek uzanan, zeytin için önemli bir üretim merkezi olan Afrin’in simgesi zeytin ağacı) eylemcesine (operasyonuna) verilen adla ‘barış’ arasında bir bağlantı kuramıyorum, sen de bir düşün araştır bakalım neler çıkacak?” dedim mi demedim mi, ay ne sorular inceden inceye alaysı: “önce nereden başlayayım, dinsel kitaplara mı bakayım, rivayetlere mi, yazarlara çizelere, filmlere mi, senin beyninin içindekilere mi...”

Off bitmek bilmiyor, patlıyorum: “Kitaplar burada, internet bilgisayarında, nasıl yaparsan yap bir dosya hazırla bana!” Söylene dursa da kurtuluşu yok, ancak, sanki kendi kendine ama duyacağım biçimde yine ve yine mırıl mırıl: “Bu ne gaddarlık Zafer, aklın sıra ders veriyorsun! Sanki bunları unutmuşum da öğreneyim bir kez daha ha?! Zamanım mı var, yapacağım bir sürü iş sırada. Yeter, bana çocukmuşum gibi davranma!” ve küttt, çarpıyor kapıyı sanki suratıma; “ya, ya,” diye bağırıyorum ben de arkasından, “az daha ufal da cebime gir!” Ertesi gün, elinde bir dosya ile karşımda, ters ters baksa da. “Aferin!” diyorum. Yüz vermiyor ne var ki, “bırak şimdi,” diyor, “işte burada, artık beğenir misin beğenmez misin bilemem. Araştırdım, toparladıklarımdan, alıntılardan şöyle bir özet yaptım: “Nuh söylencesine(efsanesine) göre insanın yeryüzüne kötülük tohumları saçtığını gören Tanrı, onu tufanla cezalandırır. Nuh’a bir gemi yapmasını ve gemiye tüm hayvanlardan bir erkek bir dişi almasını söyler. Tufan başlar ve gemidekilerin dışında canlı kalmaz yeryüzünde. Tufanın bitiminde Nuh, suların çekilip çekilmediğini anlamak için dışarıya bir güvercin salar. Ak güvercin bir süre sonra gagasında tuttuğu zeytin dalı ile geri döner. Her şey dinginleşmiş normale dönmüştür, doğada yaşam sürmektedir. Tanrı, insanları bağışlamıştır, onlarla barışmıştır.

zafer-ile-utku-423110-1.

Güvercinin ağzındaki zeytin dalı, Nuh peygambere gönderdiği bir barış imidir(işaretidir). Ak güvercinle bütünleşmiş zeytin dalı günümüzde de ‘barış simgesi’dir; savaşla, kanla, barutla, topla tüfekle, uçakla bombayla ilgisi yoktur. Oraya geleceğim de, Yunan Mitolojisi’nde de çok özel bir yerde, ona da bir göz atalım. Zeus, Attika kenti için bir yarışma düzenler. En değerli armağanı verecek olan, kentin koruyucusu olacaktır. Yarışmaya Zeus’un kızı tanrıça Athena ile deniz tanrısı Poseidon katılır. Yarışmada önce Poseidon, denizden çok ağır yükleri taşıyabilecek ve savaşlarda çok büyük yararlılık gösterebilecek güçte görkemli bir at çıkarır. Athena ise topraktan bir zeytin ağacı çıkarır ve yarışmayı kazanır.

Us, bilim, esin ve sanat tanrıçası Athena zeytin ağacını, barışı ve medeniyeti simgelediği için armağan etmiştir Atinalılara ve göçebelik yerine yerleşikliği, savaş ve talan yerine barışı ve uygarlığı sunmuştur onlara...” “İyi de Utku,” diyorum, “uzatıyorsun, gelemedin daha, örneğin son olarak Sağlık Bakanı Ahmet Demircan’ın, ‘savaşa hayır’ diyen Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyelerinin ‘Afrin-Zeytin Dalı’ üzerine açıklamalarına ve...” “Ama beni böyle kesersen gelemem bir yerlere Zafer!” “Saçmalama, ben izin verdikçe sürdürebilirsin. Sen kendini, kim sanıyorsun?” “Kim mi Zafer, beni unuttun mu?” “Utku diye bir şey yok!” “E, ne var?” “O benim adımın Türkçe karşılığı yalnızca!” “Öyleyse sen, sen kendi kendine konuşuyorsun ha?...” “Bugünlerde, öyle...”