Venezuela'da Ulusal Meclis için yapılan seçimleri iktidardaki Bolivarcı hükümet yüzde 68 oy oranıyla kazandı. Ancak seçime katılım oranının düşük olması boykotçu muhalefete seçim sonuçlarını tanımamak için avantaj sağladı. Ambargoların getirdi i ekonomik krizle bo u an ve üzerinde Amerikancı muhalefetin baskısını hisseden sosyalistleri zorlu bir dönem bekliyor.

Zafer sosyalistlerin

DIŞ HABERLER SERVİSİ

Venezuela’da pazar günü yapılan seçimleri Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun liderliğindeki Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi (PSUV) ve Simón Bolívar Büyük Yurtsever Cephesi’nin (GPP) oluşturduğu Bolivarcı koalisyon yüzde 68 oy oranıyla kazandı. Seçimleri boykot eden Amerikancı muhalif lider Juan Guaido ve taraftarları Ulusal Meclis’teki üstünlüklerini kaybetti.

ABD’nin başını çektiği yaklaşık 50 ülke tarafından “resmi başkan” olarak tanınan Guaido’nun tek meşruiyet kaynağı olan Meclis Başkanlığı görevi 5 Ocak’ta tamamen sona erecek.


Seçim, milletvekili sayısı 167’den 277’ye yükseltilen Ulusal Meclis’in 2021-2026 yılları arasında görev yapacak üyelerini belirlemek için düzenlendi. 107 partinin katıldığı seçimlerde, boykot çağrılarına rağmen Değişim için İttifak (APC) çatısı altında seçime giren sağcı muhalefet yüzde 17,95, Venezuela Komünist Partisi (PCV) liderliğindeki Popüler Devrimci Alternatif (APR) ise yüzde 2.73 oy aldı. Birleşik Venezuela olarak temsil edilen diğer muhalefet koalisyonu ise yüzde 4,19 oy alırken ülkedeki diğer küçük partiler de toplam yüzde 6.79 oranında oy elde etti. Seçimleri 34 ülkeden bin 500 ulusal gözlemci ve 200 uluslararası temsilci izledi.

REFERANDUMA HAZIRLANIYOR

Guaido’nun öncülüğündeki muhalefetin seçimleri boykot etmesi sandığa gitme oranını etkiledi. 20 milyona yakın seçmenin yalnızca yüzde 31’i oy kullandı. Seçime olan düşük katılımı avantaja çeviren Guaido, “Venezuela’nın çoğunluğu dolandırıcılığa ve sahtekarlığa sırtını döndü” diyerek uluslararası kamuoyuna seçim sonuçlarını tanımama çağrısında bulundu. Amerikancıların Bolivarcılara karşı yürüttüğü diğer kampanya da 12 Aralık’ta yapılması planlanan online (çevrimiçi) referandum. Sosyal medyada yapılacak referandumda, “Sizce seçimler geçersiz sayılmalı ve yeniden başkanlık seçimi yapılmalı mı” sorusu yöneltilecek. Herhangi bir bağlayıcılığı bulunmayan, güvenilirliği tartışmalı referandumda elde edilecek sonuçla Guaido taraftarlarının protestolar düzenlemesi planlanıyor.

‘KİMSENİN KOLONİSİ DEĞİLİZ’

PSUV lideri Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise “Guaido’nun tehdit ve şantajlarına pabuç bırakmayacağız” mesajı verdi. Başkent Caracas’ta seçim zaferi sonrası konuşma yapan Maduro, “Bugünden itibaren Venezuela’da yeni bir dönem doğuyor ve kendimize sevgili vatanımızı kurtarmak için gerçekten demokratik bir süreç başlatma fırsatı veriyoruz. Venezuelalılara saldıran o hain Ulusal Meclis’ten kurtulacak sabrımız ve bilgeliğimiz vardı. Bugünkü oylama, dünyaya Venezuela’nın kimsenin kolonisi olmadığını, egemen ve bağımsız bir ülke olduğunu gösterdi. Tüm muhalefeti aşırılıkçı rotayı terk etmeye çağırıyorum. Birleşik Devletler hükümetinden de tüm yaptırımları kaldırmasını istiyoruz. Saygıya dayalı tüm diyalog kanallarını açık tutuyoruz” açıklaması yaptı. Maduro, tüm ‘Chavista’ları bir yıl sonra yapılacak yerel seçimler için güç toplamaya çağırdı.

***

Ambargo ve yaptırımlar ekonomiyi çökertti

28 milyon nüfuslu ülkede kamu kaynaklarını peşkeş çekmeye istekli muhalif Juan Guaido'yu destekleyen Washington yönetimi, Maduro'nun devrilmesi için denediği darbe girişimlerinden sonuç alamayınca ağır ekonomik yaptırımlara yöneldi. Venezuela halkı ülkenin en büyük gelir kaynaklarından olan petrol ticareti başta olmak üzere yürürlükte olan tüm ambargolar nedeniyle büyük bir ekonomik krize sürüklendi. Bu nedenle, bir yılda yüzde 4 bin oranında artan yüksek enflasyonun yanı sıra kentlerde elektrik kesintileri, akaryakıt, su ve doğal gaz erişimi gibi sıkıntılar yaşanıyor. Covid-19 salgını da ülke ekonomisini olumsuz etkilerken Küba, Rusya, Çin, Türkiye, İran gibi ülkeler Bolivarcı hükümetle bazı ambargoları delerek karşılıklı ekonomik ilişkiler yürütmeyi deniyor. İran önceki gün Venezuela'ya şimdiye kadarki en büyük tanker filosunu gönderdi. Yaklaşık 10 taşıttan oluşan filodaki gemilerden bazıları, akaryakıtı boşalttıktan sonra Venezuela ham petrolünün ihraç edilmesine destek verecek.

Hükümetin ekonomik istikrarsızlığa karşı uyguladığı kimi politikaları "sosyalizm çizgisinden uzaklaşmak" olarak yorumlayan komünistler ise daha önce seçimlerde desteklediği PSUV'u yalnız bırakarak ayrı bir ittifakla seçimlere katılmayı tercih etti. Venezuela Komünist Partisi (PCV) liderliğindeki Popüler Devrimci Alternatif (APR), Bolivarcıların ilk önceliğinin halkın çıkarlarını koruyan politikaları hayata geçirmek olduğu konusunda uyarıda bulundu.

***

'Bizi kraliçe ya da sermaye yönetmiyor'

ABD ülkedeki Bolivarcı yönetimi boğmak için seçimlere katılımın düşük olmasını fırsat bildi. Seçimler daha yapılmadan “hileli ve demokratik seçim" propagandasına sarılan ilk ülkelerden biri olan ABD, seçimleri kazanan Maduro yönetimini yine "gayrimeşru" ilan etti. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, seçim sonrası yaptığı açıklamada, "Maduro rejimi tarafından açıklanan sonuçlar Venezuela halkının iradesini yansıtmıyor" ifadelerini kullandı. Brezilya Dışişleri Bakanı Ernesto Araujo da seçimlere "saçmalık" diyerek Maduro'nun "diktatör yönetimini meşrulaştırma girişimi olduğunu" savundu. Kanada Dışişleri Bakanı Francois-Philippe Champagne ise "Kanada, demokrasiyi yeniden kurma mücadelesinde her zaman Venezuela halkının yanında yer alacak" açıklaması yaptı.

Venezuela Dışişleri Bakanı Jorge Arreaza ise seçim sonuçlarını tanımayan ülkelere tepki gösterdi. Pompeo'ya "zombi" diye seslenen Arreaza, ABD'deki seçim sonuçlarını kabul etmeyen Donald Trump yönetimiyle alay ederek "Sanırım onlar için seçim sonuçlarını tanımamak bulaşıcı hale geldi" dedi. Söz konusu ülkeleri "Uluslararası hukuku hor görmek" ile suçlayan Arreaza, "Seçimleri desteklemiyorlar ve güya demokrasiyi yeniden kurmak istiyorlar. Ancak biz kraliçe ya da sermaye tarafından yönetilmiyoruz" açıklaması yaptı.