Kış yaklaşırken neredeyse her ürüne her gün yeni bir zam geliyor. Doğalgaz, LPG ve alkolde ayın ilk günü zam dalgası yaşandı. Doğalgaza sanayi için yüzde 48,40, elektrik üretim santralları için yüzde 48,82 oranında zam yapıldı. Beslenmenin en temel gıdası yağda ise her gün artan fiyatlar yurttaşları yemekleri yağsız yapmaya zorluyor.

Zamlar halkı perişan etti

Aycan KARADAĞ

Kış mevsimi öncesi gıdadan ısınmaya her ürüne zam geldi. Doğalgaz, LPG ve alkolde ayın ilk günü zam dalgası yaşandı. Doğalgaza sanayi için yüzde 48,40, elektrik üretim santralları için yüzde 48,82 oranında zam yapıldı. Bununla beraber Türkiye İstatistik Kurumu, (TÜİK) ekim ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Ekim ayında enflasyon yüzde 2,29 artarken, yıllık bazda ise 19.89 oldu. TÜİK yurt içi üretici fiyat endeksinin (Yİ-ÜFE) aylık yüzde 5,24, yıllık ise yüzde 46,31 olduğunu duyurdu. Yurt içi üretici fiyat endeksinin 2021 yılı ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 5,24, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 37,34, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 46,31 ve on iki aylık ortalamalara göre ise yüzde 36,20 artış gösterdiği kaydedildi.


Zamlar ve artan enflasyonun ardından yurttaşlar bu kış ne yapacağını bilemiyor. Isınma gibi en temel ihtiyacını bile karşılayamayan yurttaşlar endişeli. Doğalgaza ve elektriğe yapılan üst üste zamlardan sonra kömür sobasına yönelen yurttaşın elini bu kez de kömür, odun ve soba fiyatları yaktı. İki ayda kömüre yüzde 72 zam gelirken, odunda yüzde 33, sobada ise yüzde 31 fiyat artışı yaşandı.

İzmir Odun Kömür Satıcıları Odası Başkanı Mustafa Düzyol, kömür sıkıntısı olduğunu vurgulayarak, “İthal kömürde fahiş fiyat artışı oldu. Dolar kurundaki yükseliş nedeniyle kömür ithal eden firmaların sayısı azaldı. İthal kömür getirmek isteyen firmalar önlerini göremiyor. Yerli kömür noktasında da devletimiz piyasaya yeterince kömür vermiyor. Sattığımız fiyata kömür alıp satamıyoruz. Yeni mal alamıyoruz. Lojistik maliyetleri de arttı. Kâr etmiyoruz, zarar ediyoruz” diye konuştu.

TONLA DEĞİL TORBAYLA

Doğalgaza ve elektriğe yapılan zamlar sonra talebin arttığını fakat alımın az olduğunu kaydeden Düzyol, “Peşin para vererek kömür alan nerdeyse yok. Vatandaş, kredi kartıyla 6 taksitle kömür alımı yapıyor. Şu anda vatandaş bir seferde kömür almıyor, zamana yayarak bir alım yapıyor. Eskiden vatandaşlarımız bu aylarda kış aylarında yakacağı kömürü bir seferde alıyordu. Şimdi vatandaş 1,5 ton kömürü tek seferde alamıyor. Torba torba kömür satıyoruz” dedi.

Soba satıcısı Mehmet Emin Taş ise şunları kaydetti: “Saç ve demir fiyatları artınca soba fiyatları da arttı. Geçen yıl 300 lira olan soba bu yıl 600 lira oldu. Yüz de yüz arttı. Hava soğudukça insanlar sobaya dönüş yapıyorlar. Eskiden mülteciler daha çok alım yapardı. Şimdi herkes gelmeye başladı. İnsanlar mecbur. Doğal gaz almış başını gitmiş. Elektrik desen doğalgazdan altta kalır yanı yok. Durum iyi değil.”

Kömür sobasıyla ısınan Zeynep Kaya da şunları aktardı: ‘’Zamlarla beraber kömür de odun da almakta zorlanıyoruz. Eskiden tonla alıyorduk şimdi tonla almamız mümkün değil. Bir torba, iki torba alıp günü kurtarmaya çalışıyoruz. Tabii ona da paramız yeterse. Önce yemek yiyip karnımızı doyuracağız ,sonrasında kömür alacağız, olmadı yorganın altında yatacağız.”

Emekli maaşıyla geçinmekte zorlandığını söyleyen Kaya, “Buraya da yeni soba almaya gelmedim, komşumdan eski soba aldım ona da 3,4 tane boru zorla aldım. Devletimiz sağ olsun hiçbir şeye para yetiştiremiyoruz” dedi.

FİYATLAR YAĞ GİBİ ÜSTE ÇIKTI

Beslenmenin en temel gıdası yağda ise her gün artan fiyatlar yurttaşları yemekleri adeta yağsız yapmaya itiyor. Marketlerde ayçiçek yağının litre fiyatı 18,50 ile 31 TL’ye arası fiyatlarla satılıyor. Zeytinyağının ise litresi 31 TL’den başlayan fiyatla tüketiciye sunuluyor.

Tarımda ülkenin kendi kaynaklarına dönmesi gerektiğine vurgu yapan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı İbrahim Uğur Toprak, “Tarım açısından zengin kaynaklara sahip olan ülkemiz, 83 milyon insanı rahatlıkla besleyecek toprak büyüklüğü ve verimliliğine sahip. Tarım politikaları ivedilikle gözden geçirilmeli, kooperatifçilik desteklenmeli. Tarımsal girdi fiyatlarının ucuzlatılmasıyla başlayacak reform hareketi, getirilecek muafiyet ve özendirmelerle yükseltilmeli, ülke insanının ihtiyacı olan bitkisel ve hayvansal üretim gerçekleştirilmelidir. Toplumun dengeli beslenmesi için üretmek ve üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak önceliğimiz olmalıdır. Tarımın sürdürülmesi, üreticinin üretimden uzaklaşmaması hayati bir önceliktir” dedi.

Artan fiyatlar sonrası sıvıyağlar, özellikle tde zeytinyağında taklit ürünlerin arttığına dikkat çeken Toprak, “Gıda enflasyonunun yüksek olması gıda harcamalarının toplam harcamasının büyük bir bölümünü oluşturan dar gelirli kesimleri çok daha fazla etkiliyor. Bu da özellikle gıda ithalatçısı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en temel sorunlarından biri. Paramız var ki ithal ediyoruz mantığından vazgeçilmelidir. Unutulmamalıdır ki, ithal etmek yerine üreticiyi destekleyip tüketiciye güvenilir gıdayı ulaştırmak devletin asli görevlerinden biri ve bunun ne kadar önemli olduğunu pandemi sürecinde bir kez daha anladık” dedi.