İzinsiz madende kullanılacak 70 ton siyanürü taşıyan gemi, İzmir'e yaklaşırken, tepkiler de büyüyor...

ENGİN YAVUZ İZMİR

Henüz işletme izni olmayan Eşme Kışladağ'daki altın madeni için gereken siyanürün 70 tonluk bölümünü taşıyan ''Aglaia'' isimli geminin çok büyük olasılıkla 10 Ağustos'ta İzmir Limanı'nda olacağı öğrenildi.

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Faruk İşgenç, varolmayan bir işletme için siyanür ithal izni alınamayacağına dikkat çekerek siyanürün getirilmesine karşı çıktı. Madenin bulunduğu Eşme çevresinde yaşayan yurttaşlar da yarın avukatlarıyla birlikte yapacakları toplantıyla 'Siyanür Eşme'ye giremeyecek'' mesajını verecek. Bulgaristan'dan, Toprak İçin (For the Earth) adlı bir sivil toplum kuruluşundan altın isletmelerine karşı Türkiye-Bulgaristan-Yunanistan arasında dayanışma ve işbirliği çağrısı geldi. İzmir Limanı' na getirilecek 70 ton siyanürü maden bölgesine taşıyacak Catoni Deniz İşleri A.Ş'nin İzmir Şubesi NYK Hat Müdürü Kaptan Emre Nacak ise ''Tedbir alınırsa siyanürü herkes taşıyabilir. Bunda bir sakınca yok'' diye konuştu.

Birgün 27 Temmuz Çarşamba günü 'Bu gemi zehir yüklü'' manşetiyle, henüz işletme izni olmayan Eşme Kışladağ'daki altın madeninde kullanılacak siyanürün 70 tonluk bölümünü taşıyan geminin İzmir'e doğru yol aldığını duyurdu. Bu haberin ardından başta siyanürle altın aranmasına karşı mücadele veren sivil toplum örgütleri olmak üzere birçok kesimden tepki yağmaya başladı.

'O SİYANÜR EŞME'YE GİREMEZ'

Eşme'ye götürülmek üzere İzmir Limanı'na bir yabancı 70 ton siyanür getireceğinin Birgün Gazetesi'nde yayınlanmasından sonra tedirgin olan Eşme köylüleri, felaketin giderek yaklaştığının bilincine varıyor.

Bu ortak düşmana karşı birleşme kararı alan çevre köylerin sakinleri, ''Avukatlarımız aracılığı ile hukuksal mücadeleyi, siyanürcü şirkete karşı da haklı direnişimizi sürdüreceğiz. Buraya siyanür giremeyecek'' dediler.

Köylüler bu amaçla yarın Eşme Kışla Köyü'nde ''Siyanürle altın üretimi ve çevreye etkileri'' konulu açık hava toplantısı düzenleyecek.Toplantıda Prof. Dr. İnci Gökmen, Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Doç. Dr.Tanay Sıtkı Uyar, Doç.Dr.Hüseyin Yıldıran, Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür ve Avukat Noyan Özkan gelişmeleri tartışıp yurttaşları bilgilendirecekler.

Bulgaristan'da Toprak İçin (For the Earth) isimli sivil toplum kuruluşu da benzer sorunla karşı karşıya olduklarını belirterek Türk çevre dostlarına ortak mücadele çağrısında bulundu. For the Earth çalışanı Fidanka Bacheva Bulgaristan'ın doğusunda, Türk ve Yunan sınırlarına yakın, Krumovagrad kasabasının hemen yanındaki Doğu Rhodopi Dağları'nda, etnik Türklerin yoğun olarak yasadığı bir yöre olan Ada Tepe'de, bir Kanadalı şirketin planladı ğı 197 hektarlık açık çukur altın isletmesinin yöredeki Ovchari semtinin ve Skalak koyunun boşaltılmasını öngördüğünü, yılda 850 bin ton siyanür kullanılarak işletilecek madenin korkunç bir çevre kirliliğine, ve Krumovagrad suyunun zehirlenmesine neden olacağını bildirdi. Buna direnen yöre halkının ''Krumovagrad'a Yaşam'' adlı bir kampanya ile mücadeleye başladığını bildiren Bacheva, Türkiye'de onbeş yıldır Bergama'da verilen mücadeleden ve şimdi de Eşme, Cerrattepe, Kaz Dağları ve Efemçukuru'nda gelişen direnişten destek almak istediklerini belirtti.

ZEHİR YÜKLÜ GEMİ AĞUSTOS’TA GELİYOR

Siyanürün taşınması için anlaşma yaptığı tahmin edilen Japon Nippon Yusen Kaisha firmasının gemisi Aglaia büyük olasılıkla 10 Ağustos'ta İzmir Limanı' nda olacak.

Japon firması Türkiye'ye düzenlediği ilk seferinde İzmir'e getireceği siyanürü eğer güvenli taşıma için gereken kuruluşla anlaşma sağlanabilirse 10 Ağustos tarihinde limana indirecek.

FARUK İŞGENÇ:

 ‘Her önüne gelen siyanür ithal edemez’

ÇEVRE Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Faruk İşgenç, siyanürle tehlikeli kimyasal taşınmasının bir takım kurallara bağlı olduğunu, her önüne gelenin siyanür ithal edemeyeceğini söyledi. Eşme Kışladağ'daki altın madeni için yalnızca ÇED raporu bulunduğunu, henüz işletme ruhsatı ve izninin bulunmadığını belirten İşgenç şöyle dedi:

''Bu siyanürün nerede kullanılacağı önemlidir. Varolmayan bir işletme için siyanür ithal izni alamazsınız. Eğer böyle bir talebiniz olursa size 'ruhsatı getirin'' derler. Böyle bir ruhsat olmadığına göre bu siyanürün ithal izninin nasıl alındığını çok merak ediyorum. Bu madde tehlikeli işler için de kullanılabilir, kimse bilemez. Birinci Dünya Savaşı'nda siyanürün bir silah olarak kullanıldığını hepimiz hatırlıyoruz. Kısacası bu maddenin nerede kullanılacağının beyan edilmesi gerekir. Böyle bir koşul yoksa, Türkiye'de isteyen istediği kadar siyanür ithal edebilir..''

EMRE NACAK: 

‘Siyanür taşımakta sakınca yok’ Siyanürü taşıyan şirketin yöneticisi önlem alınırsa herkes taşıyabilir diyor

SİYANÜRÜ maden sahasına taşıyacak olan Catoni Deniz İşleri A.Ş'nin İzmir Şubesi NYK Hat Müdürü Kaptan Emre Nacak, ''Tedbir alınırsa siyanürü herkes taşıyabilir. Bunda bir sakınca yok'' dedi. Nacak'ın Birgün Gazetesi'ne gönderdiği açıklamada özetle şöyle denildi:

''1846 yılından bu yana deniz taşımacılığı işkolunda hizmet vermekte olan Catoni Deniz İşleri A.Ş.'nin temsilcisi olduğu ''Nippon Yusen Kaisha'' (NYK) firmasının yurtdışı ofislerinden biri kendisine iletilen bir taşıma talebini tarafımıza bildirmiş ve bu taşımanın ne koşullarda gerçekleştirilebileceği konusunda ofisimizden bilgi istemiştir. Haberinize konu yükün teknik adı ''Sodium Cyanide'dir ve tehlikeli yüklerin deniz yoluyla taşınmalarını düzenleyen hükümetlerarası bir kuruluş olan IMO (International Maritime Organization Uluslararası Denizcilik Örgütü) tarafından yayınlanmış olan kurallar çerçevesinde bu yükü gerekli önlemlerin alınması koşuluyla deniz, kara ve/veya hava yoluyla bir yerden bir diğer yere taşınması hukuken ve teknik olarak olanaklıdır. Catoni firması olarak bu yükün uygun ambalajlama ve taşıma yöntemleri kullanmak ve gerekli güvenlik önlemlerini almak suretiyle naklinin olanaklı olduğunu bilmemize karşın, herhangi bir ek önlemin gerekli olup olmadığı, taşıma işlemi öncesinde liman ve gümrük idareleri dışında hangi otoritelerin müdahil olabileceği konularında bilgi edinmek amacıyla ilgili gördüğümüz kurum ve kuruluşlara sözlü başvuruda bulunduk.