Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı ve 26. Dönem İzmir Milletvekili Zeynep Altıok’un, sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargılandığı davanın karar duruşması, yarın Urla 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek. Altıok, “Hak ve özgürlükler adına eleştiri hakkını kullanmış bir siyasetçi olarak beraat bekliyoruz” dedi

Zeynep Altıok için karar günü yarın

NAMIK ALKAN

Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı ve 26. Dönem İzmir Milletvekili Zeynep Altıok’un, sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargılandığı davanın karar duruşması, yarın Urla 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek. Zeynep Altıok hakkında milletvekili ve insan haklarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olduğu dönem yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla dava açılmıştı. İlk duruşması 7 Aralık’ta Urla 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ve 19 Aralık 2019 tarihine ertelenen davanın, karar duruşması olması beklenen ikinci duruşması yarın aynı mahkemede saat.15.00’de yapılacak.

ELEŞTİRİ HAKKINI KULLANMIŞ BİR SİYASETÇİ OLARAK BERAAT BEKLİYORUZ

Zeynep Altıok, yarınki duruşmanın karar duruşması olacağını düşündüğünü söyledi. BirGün’e açıklamalarda bulunan Altıok, “Cumhurbaşkanına hakaretten dolayı bir suç duyurusu var. Geçen duruşmada müşteki tarafından hiç kimse duruşmaya katılmadı. Atılmış olan twetteki hangi unsurun hakaret olduğunu tanımlayan bir iddianame yok. Dolayısıyla avukatlarımız öncelikle olarak neden dolayı bir hakaret öngördüklerinin açıklanmasını ve müştekilerin katılarak suç unsuru gördükleri yeri belirtmesini talep etti. Bu duruşmada suçun tanımının yapılması ve avukatlarımızın buna istinaden bir savunma yapmasını bekliyoruz. Ona istinaden bir karar çıkmasını bekliyoruz” dedi.

Altıok sözlerini şöyle sürdürdü:

“Zaten bu dava baştan hiç açılmaması gereken bir dava olduğu için beraat kararı olmalıdır. Buradaki durum, insan haklarından sorumlu milletvekili ve genel başkan yardımcılığı yapmış ve yıllarca insan hakları ile ilgili komisyonlarda çalışmış birisi olarak, ama siyasi sıfatlarından önce hak savunucusu kimliğiyle çalışmalar yürütmüş bir kişi olarak, bu ülkede öğrencilerin kendi konumlarını, haklarını savunmak için yaptıkları bir eylemde şiddet görerek gözaltına alınmalarını kınamak için yazmış olduğum tweette siyasi bir eleştiri söz konusu. Öğrencilerin aynı zamanda kendi direnme haklarını kullandıklarını biliyoruz. Son derece nezaketli bir şekilde, sanat içeren bir karikatür paylaşımı üzerinden mizah içeren, ironi içeren bir yaklaşımla seviyeli ve nezaketli bir protesto biçimi benimsediklerini görüyoruz. Hem sanat engellenemez, hem protesto haktır, hem de insanlara şiddet uygulanamaz. Birkaç boyutuyla bir insan hakları savunusu yapmak amacıyla geçmiş dönemlere dem vurarak atılmış bir itiraz tweetidir benim ki. Dolayısıyla hiçbir şekilde suç unsuru içermediği gibi yüzde 100 hak savunusu içeren bir tweetdir. Dolayısıyla zaten olmaması gereken bir mahkemeden, yargı sürecinden bahsediyoruz. Bunun peşinden de olması gerektiği gibi hak ve özgürlükler adına eleştiri hakkını kullanmış bir siyasetçi olarak beraat bekliyoruz.”

BU TÜR DAVALARIN HİÇ OLMAMASI GEREKİYOR

Altıok, “Bu tür davaların hiç olmaması gerekiyor” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aynı zamanda bu tür davaların hiç olmaması gerektiğini de vurgulamamız gerekiyor. Benim attığım tweetde insan haklarını savunan bir tweet. Dünyadaki birçok siyasetçi eleştirileri hakaret olarak kabul etmez. Gerçekten hakaret içerdiği koşullarda bile bu yaklaşımı doğrudan muhatap kabul ederek kendileri bir hukuk süreci başlatmazlar. Başka ülkelere, çağdaş ülkelere, çağdaş hukuk sistemine bakmak zaten gereksiz kendi içimize de dönüp baktığımızda geçmiş dönemlerdeki tüm Cumhurbaşkanlarının açmış oldukları hakaret davalarının sayısının yanında bugün Cumhurbaşkanı'nın açmış olduğu, sürmekte olan dava sayısı zaten yeteri kadar ironik bir tabloyu gözümüzün önüne getiriyor. Kendisine yapılan her eleştiriyi, kendisine karşı olan herkesi muhalif bir tutum olarak gören ve hukuk sopasından geçirmek isteyen anlayışın doğru bir anlayış olmadığını söylüyoruz.”

İzmir’de Las Tesis eylemi sonrası gözaltına alınan kadınlar için de Altıok, “Tıpkı o gün öğrencileri gözaltına alan, protesto haklarını kullandıkları için, uğradıkları eğitim haksızlıklarını dile getirmek için eylem yapan öğrencileri o gün gözaltına aldıkları gibi, bugün de kadın cinayetleri karşısında söz hakkı olan kadınları gözaltına almaya, onlara şiddet uyguluyorlar. Bugün hala aynı anlayışla hak ihlal etmeye devam ediyorlar. Bunun sonlanması gerekir. Davaların değil her şeyden önce bu tutumun sonlanması gerekir. İnsanların haklarının özgürce kendilerini ifade etme ve hak talep etme olanaklarının sağlanması ve ifade özgürlüğünün, tüm hürriyetlerin sağlanması gerekir” dedi.