Zeytinli Ekolojik Yaşam Topluluğu:Yeni bir toplumsallığı bugünden kurulması iddiasındayız
Geçmişten Günümüze Kooperatifçilik ve Sol adlı yazı dizimizin ikinci gününde Zeytinli Ekolojik Yaşam Topluluğu Hakan Yılmaz ile konuştuk.
Topluluğu hangi ihtiyaçtan kurdunuz, kuruluş nedeniniz?
Bizler, Çanakkale Bayramiç ve Muğla Fethiyede konumlanmış (Zeytinli Ekolojik Yaşam Topluluğu ve Refikler Çiftliği olarak) kendimizi Refikler Komünü olarak adlandıran bir topluluğuz. Yeni bir toplumsallığın oluşturulması ve bugünden kurulması iddiasındayız. Ekolojik ilkeler çerçevesinde tarımsal üretimle uğraşıyoruz. Sadece kendimiz için değil herkes için önerilebilir ve çoğaltılabilir yaşam formlarını oluşturmanın peşindeyiz. Bu yaklaşımdan hareketle içinde bulunduğumuz alanlarda yeniden toplumsallığı ve dayanışmayı çoğaltacak, kapitalizmin iktisadi zorunun karşısında durabilecek birliktelikler oluşturma derdi taşıyoruz. Kooperatif kurmamız bu perspektifin ürünüdür.
Nasıl, ne zaman kurdunuz?
Kooperatifimiz geçen yılın ortalarında onaylanıp bürokratik işlemleri tamamlanarak faaliyete geçti. Kooperatif kurulmadan önce de fiilen süren bir işleyişimiz vardı, topluluğumuz ve çevresindeki üreticilerle.
Kaç kişi ile kurdunuz, mevcut üye sayınız kaç, kaçı kadın?
Kooperatif 7 kişi ile kuruldu. Kurucuların 4’ü kadın. Kuruluş işlemleri tamamlanınca yeni üye alımına başlanacak.
Üyelik kriteriniz ne?
Birlikte bir yaşamın dayanışmacı, eşitlikçi, herhangi bir ayrıcalığın örgütlenmediği, demokratik usullerde yürütülmesi ve kurulması yaklaşımında olan kimselerin üye olarak kabulüdür.
Kararları nasıl alıyorsunuz, üyeler kararlara katılabiliyor mu? Nasıl bir demokrasi, işleyişe sahipsiniz, örgütlenme anlayışınız ne?
Demokratik, belli bir ilkesel zeminden hiza alarak ve hiyerarşik ayrıcalıkların meşru olamayacağı bir işleyişle sürecek kooperatif. Kültürel iklimin demokratize edilmesi ile iktisadın demokratize edilmesinin birlikte yürütülmesi gerektiği kabulünden hareketle, örgütlenmenin ve faaliyetlerin de bu iki zeminde birlikte yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kooperatifimiz sadece üretim ve satış konularıyla değil, üyelerin ve çevrenin kültürel ve toplumsal ilişkilerinin gelişmesi yönünde de faal olacaktır.
Yerel yönetimlerle ilişkileriniz nasıl?
Yerel yönetimle iyi ilişkiler içindeyiz. Yürüttüğümüz üretim süreçlerinin bugüne kadar ortaya koydukları iyi ilişkiler kurmayı sağladı.
Diğer toplumsal örgütlenmelerle ilişkiniz nasıl?
Çevrede dokunduğumuz hemen her kesimle iyi ilişkiler üzerinden seyreden bir süreç var. Bu beş yıldır sürdürdüğümüz çalışmaların sonucunda oluştu.
Mevcut kooperatif yasasını nasıl buluyorsunuz, ne tür sınırlar yaratıyor, bu sınırları nasıl aşıyorsunuz?
Mevcut kooperatifler yasası birçok elverişsiz durum içeriyor. Henüz doğrudan sorunlarla karşılaşmadık. Ama karşılaşacağız biliyoruz. Burada da çözüm üretme becerisi geliştirmemiz gerektiğinin farkındayız.
Demokratik bir kooperatif yasası için ne düşünüyorsunuz, bunun için nasıl bir mücadele?
Üreticilerin ve tüketicilerin birlikte örgütlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ayrı ayrı yapılar olsa da bir ağ örgütlenmesi ile birlikte davranmak mümkün. Bu bütün toplumun demokratikleştirilmesi çabasının bir parçası olarak ele alınmalı. Bu konuda yaklaşık 15 kadar üretici ve tüketici kooperatiflerinin bir araya geldiği Kır Kent Ağı altında bir çalışma yürütüyoruz yaklaşık bir yıldır. Giderek genişleyecek bir ağ bu. Şu anda da ortak davranmak, birlikte işleri örgütlemek ve dayanışma zeminlerini güçlendirmek için işleyen bir süreç var.
Sözleşmeli üretim için düşünceniz ne?
Sözleşme tek başına bir çözüm üretmeye yeterli değil. Asıl mesele bütün süreçlerin birlikte karar ve uygulama altına alınması. Bütün süreçlerde yalnız başına kalmaması üreticinin. Sadece ürün satın alma değil yaşamların yakınlaştırılmasını hedefliyoruz ve buna dair adımlar atıyoruz. Herkesin sorununun herkesin sorunu olduğu bir birliktelik zemini inşa etme çabasındayız.
Kooperatif vasıtasıyla ucuz girdi sağlamak şirketlere bağımlılığı azaltıyor mu?
Azaltabilir ama yine de tek bir kooperatifin bu sorunu çözmesi çok olası değil. Tekelleşmiş yapılar ve piyasanın dayatmaları karşısında daha geniş ölçekli birliktelikler kurmak gerekiyor. Bu konuda oluşturduğumuz ve büyüteceğimiz Kır Kent Ağının daha etkili olması için çalışıyoruz. Diğer kooperatiflerle birlikte planlamalar ve satın almalar yapıyoruz.
Sağlıklı gıda üretimi ve erişimi için neler yapıyorsunuz?
Doğal ve zehirsiz yöntemlerle üretim yapıyoruz. Tabi bunun için maksimum verim yaklaşımından da uzaklaşmak gerek. Yaşamı bir bütünlük içinde ve ihtiyaç tariflerimizi de eleştirel bir yerden ele alarak mevzuya bakmalıyız. Doğayı tüketmekte olduğumuzun bilgisiyle yaklaşmalıyız. Gıdanın artık parası olanlar için beslenmenin değil hazzın konusu olarak örgütlendiğini görmeliyiz. Birçok şeyi yeni bir toplumsallık tarifiyle birlikte yeniden ele almalı ve tarif etmeliyiz.
Üreticilerin ve tüketicilerin birlikte örgütlenebildiği kooperatifler mümkün mü?
Aynı yapı içinde olmasalar da birlikte örgütlenmeye ihtiyaç var. Bunun için Kır Kent Ağı’nı kurduk. Şu anda üretici ve tüketici kooperatifleri birlikte çalışıyoruz. Üretici kooperatifleri aynı zamanda diğer üretici kooperatifleri için birer tüketici kooperatifi olarak da çalışabilir. Ortak planlamalar yapılabilir. Kır Kent Ağı böyle işlevler de üstlendi, üstlenecek.
Toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından ne tür sorumluluk içindesiniz?
Her türlü hiyerarşik ve ayrıcalıkçı anlam ve kabulün gayrı meşru ilan edildiği bir zeminde duruyoruz. Sadece toplumsal cinsiyet açısından değil bütün tahakküm, eşitsizlik ve ayrıcalık düzeneklerinin gayrı meşru ilan edilmesi ve giderek ortadan kaldırılması için eleştirel ve uyanık olmaya, yaşamın bütünündeki kabul ve kalıpların yıkılmasına dair azami çaba göstermeye dair bir iddia içindeyiz.
İklim adaleti ve ekolojik bilinç konusunda ne tür çalışmalarınız var?
Olan bitene sadece itiraz değil, karşısında öneriler ve nasıl yapılacağına dair örneklerle durmak gerek. Bu da yeni bir toplumsallık tarifi ve bunu yaşama geçirilmesi çabasıyla olacak bir şey. Sadece belli alanlarda geliştirilmiş hassasiyetler çözüm değil, daha az kötünün kabulü sonuçlarını yaratıyor. Sürdürülebilir enerji v.b yaklaşımların da yeşil kapitalizm önermekten başka bir anlama gelmediğini düşünüyoruz. Üretimin ve tüketimin, ihtiyacın, beslenmenin yeniden tarif edilmeye ihtiyacı var. Sistemin bizim önümüze dayattığı sorunlara onun içinden çözümler üretemeyiz.
Kooperatifçiliğin sizlere kazandırdığı nelerdir?
Kooperatifçilik bizim açımızdan toplumsal sorumluluğun geliştirilmesi alanında kazanımları açısından öncelikli. İktisadi kazanımları da bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
Katılımcı sertifikasyonu duydunuz mu? Bu sizin için ne anlam ifade ediyor?
Birtakım adlandırmalardan ziyade iç içe geçmiş ve yakınlaşmış yaşamları örgütlemenin önemini öne çıkarmaktan yanayız. Bizim ürünlerimizi satın alanlar bizi tanırlar, ziyaret ederler, üretim süreçlerine katılırlar, bizim yaşantımızı paylaşırlar. Bu uzun zamandır böyle. Güven ilişkisi üzerinden ve bunu tesis edecek yakınlaşmalar üzerinden yürümeliyiz.
Hangi ürünleri üretiyorsunuz, üretimde nelere dikkat ediyorsunuz, tüketici sizin ürünlerinizi neden tercih ediyor?
Çok geniş bir yelpazede üretim yapıyoruz. Süt ve et dışında, tahıl, sebze, meyve, tıbbi bitkiler, zeytin ve yağı, bakliyat, pekmez, bal, nar ekşisi, aromatik ve sabit yağlar, salçalar, reçel ve marmelatlar, meyve sebze kuruları, susam ve tahin vb. Esnek bir üretim yapımız var, hiçbir ürüne bağımlı değiliz. Hemen her şeyi iklim koşulları uygun olduğu sürece üretebiliriz. Tamamen doğal, fenni gübre ve zehir kullanmadan üretiyoruz. Tüketiciler bizi tanıyorlar. Oluşmuş geniş bir satış ağımız var. Güven ilişkisi üzerinden bizimle alışveriş yapıyorlar. Bu yıl sebze, tahıl, susam, bakliyat olarak 400 dönümden fazla tarla işliyoruz.
Ekolojik yaşam, temiz toprak, temiz su, yerel tohum vb. konularında çalışmanız var mı? Sizin için sağlıklı gıda ne anlama geliyor?
Kendi yaşantımız toplumsal ekolojik bir yaklaşımla örgütlenmiş durumda. Bu yaşantının hassasiyetlerini içinde bulunduğumuz geniş çevrede de yaygınlaştırma çalışmaları yürütüyoruz. İnsanları birlikte üretim yapmaya ve temiz üretime teşvik ediyoruz. Yanlarında duruyoruz, ürünlerini değerlendirmelerini sağlıyoruz. Kooperatifle birlikte bu çalışmalar daha da çoğalacak. Ayrıca kültürel yapının değişmesi gereğinden hareketle de çalışmalar yapıyoruz. Sadece sağlıklı gıda değil gıda üretiminin adil bir zeminde gerçekleşmesi için çaba harcamak gerekiyor. Bütünü gözeten bir perspektifle ele alınmalı bu konu. Üretimin ve tüketimin birlikte sorgulandığı toplumsal ekolojik bir perspektifle ele alınmalı diyoruz.
Ürünlerinize talep kimlerden geliyor? Tüketim kooperatifleri veya gıda toplulukları ile ilişkiniz var mı?
Doğrudan ilişkide olduğumuz geniş bir tüketici çevremiz var. Bu çevre yıllar içinde oturmuş durumda. Tüketim kooperatifleri ve tüketici toplulukları ile de uzun zamandır çalışıyoruz topluluk olarak. Şu anda Kır Kent Ağı çalışmasının bileşeni olarak da sadece alışveriş ilişkisiyle sınırlı olmayan daha iç içe ilişkiler kuruyor ve çoğaltıyoruz.
Ürünleri nasıl alıyorsunuz, ödemelerinizi nasıl yapıyorsunuz?
Kooperatif henüz alıma başlamadı. Giderek ön ödeme ve üyelerin girdi ödemelerini önceleyen bir üretim süreci örgütlenmesini hedefliyoruz. Kooperatifle oluşacak imkanlar üreticilerin yaşamlarını kolaylaştırmayı önceleyecek biçimde kullanılacak.