Katliam davasının 20'nci duruşması olaylı geçti. ‘Azmettirici’ Varol Bülent Aral dün tahliye edildi

Zirve Yayınevi'nde biri Alman, 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın 20. duruşması dün Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.Duruşmada ''azmettirici'' olduğu öne sürülen Varol Bülent Aral'ın ifadesine başvuruldu.
Aral, 2006 yılının Eylül ayında DYP Gençlik Kolları Başkanı Çetin Yalvaç'ın kendisini çağırdığını belirterek, ''Önünde 3 klasör bulunuyordu. Onlarla ilgili bilgi verdi. Klasörlerde Alevi-Sünni, Kürt-Türk ve misyonerlikle ilgili çalışmalar vardı. Çetin, bana 'DTP'ye baskın yapacağız ve bunu MHP'ye mal edeceğiz' dedi. Ayrıca misyonerlerle ilgili yapılacak çalışmalarla ilgili de bilgi verdi. Ben DYP'ye gittiğim 3 günlük sürede Emre Günaydın'ı orada görüyordum'' diye konuştu.
Cinayetler öncesinde konuyu yetkili kişilerle paylaştığını savunan Aral, şöyle devam etti: ''DTP'ye giderek il başkanı olduğunu öğrendiğim bir kadına konuyla ilgili bilgi verdim. Daha sonra MHP'ye giderek böyle bir olayın gerçekleştirileceğini ve DTP'ye baskın yapılıp kendi üzerlerine atılacağını anlattım. Ardından 2. Ordu Komutanlığı'na giderek adını bilmediğim bir subaya konuyu aktardım. Kendisi çok ilgili davrandı. Beni Recep Albay'a yönlendirdi. Ancak Recep Albay'ın yanına gidemedim. Emniyet Müdürlüğüne verdiğim bilgiler ise dikkate dahi alınmadı.''
Bu arada müdahil avukatlardan Hafize Çoban, Aral'a, "Emre'yi Malatya'nın babası yapacak olan kim?'' diye sordu. Aral, ''Ali Osman Kahya (İl emniyet müdürü) Emre'yi Malatya'nın babası yapacakmış. Ben Emre'nin bir babaya ihtiyacı olduğunu düşünerek ona bir babalık yapayım dedim'' yanıtını verdi. Bunun üzerine mahkeme salonunda kısa süreli bir gerginlik yaşandı.Emre Günaydın'a dönen Aral, ''Emre, babanla ilgili de birçok şey biliyorum. Seni oraya anan mı gönderdi. Babanın Fatih Hilmioğlu ile olan ilişkisini sen bilmiyorsun tabii. Sana babalık yapayım çocuğum'' diye konuştu.Öte yandan, müdahil avukatlardan Erdal Doğan'ın Aral'a, Hüseyin Yelki'yi tanıyıp tanımadığını sorması üzerine, Aral, tanımadığını belirterek, ''Ama olayla ilgisi olduğunu zannediyorum. Çünkü Veli Küçük ile ortak dostları var. Bunlardan bir tanesi İlker Çınar'dır'' yanıtını verdi.
Müdahil avukatlardan Erdal Doğan, olayı birçok birime bildirdiğini belirten Aral'a, ''Konuyu MİT'e bildirdin mi?'' diye sordu.
Bunun üzerine Aral, ''Malatya'da bir MİT binasının olduğunu bilmiyordum. Zaten bizde MİT'in M'si kaldırılarak ifade edilir'' karşılığını verdi. Mahkeme Başkanı Gürtekin'in Aral'ın söylediği cümleyi tekrar etmesi üzerine Aral ''Ben öyle bir şey demedim'' dedi. Zaman zaman söylediklerini hatırlamamasının ilaç tedavisine bağlı bunalıma girmesinden kaynaklandığını öne süren Aral, aldığı ilaçların ne olduğunun sorulması üzerine, ''Adana'da tedavi görürken zorla veriliyordu. Hayal görmeyi engelliyormuş'' dedi. Mahkeme Başkanı Gürtekin'in ''Şu anki ruh halin nedir, akıl sağlığınla ilgili bir sorunun var mı?'' sorusuna Aral, ''Bilmiyorum öyle bir şey olduğunu düşünmüyorum. Ben hayalperest değil, Allah perestim'' yanıtını verdi.
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Emre Günaydın, Varol Bülent Aral'ın ifadelerini mantıksız bulduğunu ileri sürerek, mahkeme heyetine hitaben şunları söyledi: ''Bu adam günde 7-8 saat internet kafeye gider oturur, para vermeden kaçar. Yatacak yeri olmayan sadece bilgi yükü olan ama hiçbir fonksiyonu olmayan bir adam. Ben, ceza indiriminden faydalanmak için hem de kendisinin de yatacak yeri olmadığı için kendisini azmettirici olduğunu söyledim. Ama şimdi elimi verdim, kolumu kaptırdım. Biz bu olayı yapmaktan çok bu adamı ülkenin başına bela ettik'' dedi.
Bu sırada Aral, Günaydın'a dönerek ''Emre seni ben azmettirdim. Ergenekon benim. İsa seni korusun'' dedi. Buna sinirlenen Emre Günaydın ''İsa seni korusun diyenler öldü'' karşılığını verdi. Mahkeme heyeti, Varol Bülent Aral'ı dinledikten sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verdi. Duruşma 16 Ekim 2009 tarihine ertelendi.