Kültür ve sanat dünyasının önemli isimlerinden Zülfü Livaneli'nin tarihin en tartışmalı dönemlerinden birine ve o dönemin başkahramanı olan II. Abdülhamid’e dair epik bir anlatım sunduğu 'Kaplanın Sırtında' ön siparişe açıldı.

Zülfü Livaneli'nin yeni romanı 'Kaplanın Sırtında' ön siparişe açıldı

Kültür ve sanat dünyasının önemli isimlerinden müzisyen, senarist ve politikacı Zülfü Livaneli'nin yeni romanı İnkılap Kitabevi etiketiyle ön siparişe açıldı.

Beş yıllık bir çalışmanın ardından okurlarıyla buluşmaya hazırlanan 'Kaplanın Sırtında' isimli roman, saltanatının üzerinden bir asırdan uzun bir süre geçse de tartışılmaya devam eden II. Abdülhamid’e yeni bir bakış açısı sunuyor. Birçok kişi ideolojik eğilimlerine göre kendi Abdülhamid’ini yaratırken, Livaneli’nin kaleme aldığı romanda, tartışmaların ardındaki gerçek insan ortaya çıkarılmaya çalışılıyor.

“Kaplanın Sırtında”, Osmanlı mülkünü otuz üç yıl boyunca demir yumrukla yöneten sultanın “hal’ edilmesi”nin ardından II. Abdülhamid ve ailesinin yaşadıklarına odaklanıp; halen merak edilen istibdat dönemini, siyasetin yanı sıra bir hükümdarın iç dünyasıyla da ele alıyor.

Selanik sürgünü günlerinde geçen “Kaplanın Sırtında”, İttihatçı Doktor Hüseyin Atıf Bey ile II. Abdülhamid’in diyaloglarına da yer verirken, ezber bozan bir yaklaşımla tarihin en çetrefilli sayfalarına yeni notlar düşülüyor.
İnkılâp Kitabevi etiketiyle basılan romanın arka kapağında İlber Ortaylı, Taner Timur ve Ali Yaycıoğlu gibi önemli tarihçilerin görüşlerine yer verilirken, kapak illüstrasyonları da tarih profesörü Ali Yaycıoğlu’nun imzasını taşıyor.

TARİHÇİLER 'KAPLANIN SIRTINDA' İÇİN NE DEDİ?

Tarihçi İlber Ortaylı, “Kaplanın Sırtında, Livaneli’nin edebiyat hayatında ilginç bir çıkış. Sultan II. Abdülhamid devrine bir de aynanın öbür tarafından bakıyor. Bu belki çok fazla abartılan Abdülhamid devri karşıtı düşünceye karşı bir reaksiyon. Temelde Sultan Abdülhamid’in doktorunun günlüklerinden yararlanılmış. Tahttan hal’ edilmiş sürgündeki Sultan’ın perspektifinden sürükleyici bir anlatımla Abdülhamid bilançosu yapılıyor. Tabii tarihi gerçeklerin müsaadesi ölçüsünde kurgunun getirdiği üslup da dikkat çekici.” ifadelerini kullandı.

Ali Yaycıoğlu “Zülfü Livaneli, bu kez karşımıza Abdülhamid rejimini alışılmış klişelerden kurtaran ve her yönüyle, özgürce gözlerimizin önüne seren Kaplanın Sırtında adlı sürükleyici romanıyla çıkıyor.” Taner Timur
“Zülfü Livaneli geçmişin ve geleceğin, devrimin ve çöküşün, büyük hayallerin ve hayal kırıklıklarının beraber yaşandığı yüklü ve zor bir dönemi anlatıyor; okuyucularını Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarının zihin dünyasında samimi ve önyargısız bir yolculuğa davet ediyor.” dedi.

Taner Timur ise “Zülfü Livaneli, bu kez karşımıza Abdülhamid rejimini alışılmış klişelerden kurtaran ve her yönüyle, özgürce gözlerimizin önüne seren Kaplanın Sırtında adlı sürükleyici romanıyla çıkıyor.” yorumunu yaptı.

ARKA KAPAK YAZISI

“Kaplanın Sırtında Livaneli’nin edebiyat hayatında ilginç bir çıkış. Sultan II. Abdülhamid devrine aynanın öbür tarafından bir bakış… Sürgün Padişah’ın perspektifinden sürükleyici bir anlatım… Dikkat çekici bir üslup…”

İlber Ortaylı

“Kaplanın Sırtında, Abdülhamid rejimini alışılmış klişelerden kurtaran sürükleyici bir roman.”

Taner Timur

“Geçmişin ve geleceğin, devrimin ve çöküşün, büyük hayallerin ve hayal kırıklıklarının beraber yaşandığı yüklü ve zor bir dönemin anlatıldığı önyargısız bir roman...”

Ali Yaycıoğlu

Otuz üç yıl süren bir saltanat, ardından bir gece yarısı gelen Selanik sürgünü…

Tahttan indirilişinin üzerinden bir asırdan uzun bir zaman geçmiş olan II. Abdülhamid’in yaşamının en ilginç evresi Livaneli’nin çağdaş anlatısıyla gün yüzüne çıkıyor. Devrik padişahın, ihtilalci fikirlerin filizlendiği Selanik şehrindeki günleri hem bir vicdan muhasebesi hem de yoğun bir psikolojik gelgit dalgası.

Türk edebiyatının kuşak bağı Zülfü Livaneli, II. Abdülhamid’in tahtını kaybettikten sonra yaşadıklarına odaklanırken, bireyi, toplumu, devleti ve iktidarı sorguluyor. Selanik sürgünü boyunca Sultan’ın ve maiyetinin hususi doktoru olan Tabip Yüzbaşı Atıf Hüseyin Bey’in hatıratından hareketle vücut bulan bu tarihi romanda, iktidar kavramına çarpıcı bir bakış açısı sunuluyor.