9 soruda fayton
Rakı içmek keyif işidir, ehlikeyif işidir. Faytonun da aynen öyle olduğunu düşünenler vardır. Başka bir canlının eziyeti üzerinden keyif olur mu? Kendinizi atlara taşıtıyorsanız en azından binmeden önce ve indikten sonra o atın gözlerine dikkatlice bakın
Faytonla rakının maalesef bir alakası var. Ne bileyim güzelim Burgaz Ada’daki Kalpazankaya’ya rakı içmeye gidiyor pek çok insan, faytonla… Dönüyor, faytonla…
Aynı Kalpazankaya’ya aynı niyetle ben de gidiyorum. Ne kadar güzel bir yoldur orası yürümek için. Bisiklet için.
Rakı içmek keyif işidir, ehlikeyif işidir. Faytonun da aynen öyle olduğunu düşünenler vardır. Başka bir canlının eziyeti üzerinden keyif olur mu? Kendinizi atlara taşıtıyorsanız en azından binmeden önce ve indikten sonra o atın gözlerine dikkatlice bakın. Sizi taşımaktan gurur duymadığını göreceksiniz. O gözlere çökmüş hüzünün altında neler olabilir bir bakalım.
Fayton nedir?
Bazan körüklü, dört tekerlekli, atlı binek arabasına fayton denir. Güzel göründüğü düşünülür. Eroin’den İkinci Dünya Savaşı’na, Mussolini’den Guguk Kuşu’ndaki sarışın hemşireye her şeyin güzel olduğu düşünülebilir. Sahi öyle midir? Güneşin altında ölümüne -hakkaten ölümüne- çalıştırılan bir hayvan güzellik taşıyabilir mi? Güzellik kendini o hayvana taşıtabilir mi?
Fayton ne demektir?
Fayton kelimesi Yunan mitolojisindeki güneş tanrısı Helios’un oğlu Phaethon’dan gelir. Phaethon babasının güneş arabasını kullanmak için izin alır. Ama kullanamaz. Atların kontrolünü kaybeder. Onun yüzünden Dünya yanmaya başlar. Zeus bakar olacak iş değil Phaethon’u bir şimşek ile vurur.
Fayton nereden çıkmıştır?
Hayvanlar tarafından çekilen kasalı araçlara milattan 3000 yıl öncesinde ve tabii ki petk çok başka şeye olduğu gibi Mezopotamya’da rastlanır. Bir şeyi Çinliler bulmamışsa Mezopotamya’da rastlanmıştır zaten. Öküzler, eşekler derken MÖ 2000 civarında atlar kullanılmaya başlanmıştır. Otomobilin icadından sonra doğal olarak fayton yavaş yavaş bırakılır, atlar kurtulur. Fakat sonra nostalji merakı tekrar peydah olmasına yol açar.
Nostalji ne kadar yanıltıcıdır halbuki. Herkesin askerlik anısı, öğrencilik anısı hatta pek çoğunun hapishane anısı neşe doludur. Bir inin derinlere bakalım o öğrencilik askerlik yıllarında ne aşağılamalar vardır kimbilir.
Nostalji asla göründüğü gibi olamaz. Geçmişe dair akılda kalan güzel şeylere ‘nostalji’ diye sözde karizmatik bir ad takıp sonra ona ürün yumurtlamak bence içinde eziyet varsa olacak iş değildir.
Fayton ne işe yarar?
Bir yahut daha fenası bir grup insanı bir noktadan bir diğer noktaya at yardımıyla, ata eziyet çektirerek ve yolda kaka koklayarak götürmeye yarar. Turistik faaliyettir. Eşşek safari, yunus parkı, hayvanat bahçesi, deve turu filan gibi insan icadı eziyet makinası bir faaliyettir.
Neden turistik olsun yahu. Adalar var? Ulaşım olabilir mi?
Fayton, Adalar'da ulaşım için DE kullanılır. Ama sebebi yine güzel göründüğünün düşünülmesidir. Adalar’da da pek çok yerde olduğu gibi ulaşım için başka yollar bulunabilir. Bu başka şeyin araba olması gerekmez.
Atlara eziyet mi ediliyor?
Eziyet ne kelime? Adalar'da her yıl aşırı yüklenmekten yüzlerce hayvan ölüyor hepsi işkence görüyor. Kötü durumda olanlar ormanlık alana canlı canlı ölüme terk ediliyor. Ağustosta atların çoğu tanınmaz hale geliyor. Gece gündüz insan çekiyorlar ve çok kısa yaşıyorlar. Yaygın söylentiye göre sezon sonunda işkencelere dayanabilmiş olanlar Bostancı’da kamyon arkasına yapılan korsan mezbahalarda kesiliyorlar.
İşkencelerle başlayan, süren ve ormanda bağırarak yahut kamyonda kesilerek biten bir hayat. Eziyet kelimesi daha nasıl tarif edilebilir?
Peki ama Adalar trafiğe mi açılsın?
Asla. Atları kurtaralım derken kedileri köpekleri çocukları arabaların altına atmak yahut egzoz kokusuna terk etmek çılgınlık olur. Burada çok sorulan bir hatalı soru bu. Bir kere her ikisi için çalışan mevzuatlar da başka. İki konu birbiriyle ilintili değil yani. Atlar kalkınca trafiğin yolu açılmıyor. İkame edecek bir yığın şey var. Bu sorun ilk defa Adalar’da tartışılmıyor. Elektrikli golf arabasından elektrikli faytona, mini trene, tramvaya bir yığın trafik dışı, denenmiş medeni çözüm var. Bunlara dilenen biçim ve içerikte nostalji serk edilebilir üstelik.
Atlara iyi bakmak mümkün değil mi?
Örneğin Büyükada’da faytonların çıkış noktasını gözünüzün önüne getirin. Karınca yuvası gibi bir trafik söz konusu. Bu kadar büyük bir trafikte, bu kadar yoğun ticaretin döndüğü bir yerde atlara iyi bakmak mümkün değil. Hele bizim memlekette asla. İlle de fayton diye tutturan insanlar için göstermelik bir kısacık hatta az çalıştırılan bakımlı hayvanlar daha kabul edilebilir tabii.
Yılların binicilik geleneğine karşı mı çıkıyorsun?
Evet. Aynen öyle yapıyorum. Gladyatörlük kazara sürseydi ona da karşı çıkardım. Köpek, horoz, deve güreşleri çok mu insani? Yılların gelenekleri içinde neler neler var bir kurcalasanıza.
Sirk de yılların geleneği. Karşı çıkmayalım mı? Hayvanat bahçeleri ya? Suçsuzlar hapishanesi. Karşı çıkmayalım mı?
Türcülük milliyetçiliğin iltihaplandığı, uç verdiği yerdir. Başka bir türe sırf başka bir tür diye bilerek ve isteyerek eziyet etmek olacak iş değildir.
Nasıl ki doğduğumuz ülkeyle ilgili üstünlük hissetmek saçmaysa, doğduğumuz türle ilgili üstünlük hissetmek de saçmadır.
Kalpazankaya demişken Sait Faik şerefine kaldıralım bu hafta kadehimizi.