ABD’de Teksas Üniversitesi’nde Orta Doğu dilleri üzerine çalışmalarıyla tanınan Matthew Chovanec, Orhan Kemal’in Bereketli Topraklar romanı üzerine yazdığı tezi yayımladı. Türkçe üzerine çalışmalar yapan Chovanec ile Orhan Kemal Müzesi’nde bir araya geldik ve Orhan Kemal’i ve toplumcu gerçekçi edebiyatı konuştuk. ► Orhan kemal merakın ve ilgin nasıl ortaya çıktı? Türk edebiyatıyla ilgilenmeye son zamanlarda başladım […]

ABD’li akademisyen Chovanec: Orhan Kemal’de Çukurova’yı hissettim

ABD’de Teksas Üniversitesi’nde Orta Doğu dilleri üzerine çalışmalarıyla tanınan Matthew Chovanec, Orhan Kemal’in Bereketli Topraklar romanı üzerine yazdığı tezi yayımladı. Türkçe üzerine çalışmalar yapan Chovanec ile Orhan Kemal Müzesi’nde bir araya geldik ve Orhan Kemal’i ve toplumcu gerçekçi edebiyatı konuştuk.

► Orhan kemal merakın ve ilgin nasıl ortaya çıktı?

Türk edebiyatıyla ilgilenmeye son zamanlarda başladım çünkü daha öncesinde Türkçem o kadar iyi değildi. Amerika’ya dönerken bir sürü kitap aldım. Ama daha iyi anlamak için Berna Moran kitapları kullandım. Çok güzel bir girişti. İkinci bölümde Bereketli topraklar Üzerinde’nin çok keyifli bir anlatımı var. Onu okur okumaz da Orhan kemal okumaya başladım. Ben çok uzun zamandır toplumcu gerçekçilik düşüncesiyle ilgileniyorum ve Orhan kemal bunun çok iyi bir temsilcisi. Özellikle Türkiye’nin bu konudaki geleneğinin. Ama ben okurken daha ilginç bir şey buldum. Şive ve yöresel ağzı kullanmasını çok ilginç buldum. O sebeple Orhan kemal üzerine tez yazmak istedim.

► Türkiye’deki toplumcu gerçekçilik anlayışı ile ABD’deki arasında nasıl bir fark var?

Amerikan edebiyatında meslekler hakkında hiç konuşmuyoruz. Bizim toplumcu gerçekçi eserlerimizde çoğu zaman ezilen insanları sempatik göstermeye çalışıyoruz. Mesela John Steinbeck sadece bir adamın iş gününü anlatmıyor. Ama Orhan Kemal o kadar odaklanıyor ki normal insanların normal iş gününe… Ben okurken Çukurova’daydım gibi hissettim. Bakış açısını çok sevdim. Çok fazla sempati ya da övünme sunmuyor. Sadece gördüğünü anlatıyor. Her zaman toplumcu gerçekçilik denince çok didaktik bir şey bekliyorsunuz ama onunki çok doğal ve tarafsız.

► Türkiye izlenimini de etkilemiştir diye düşünüyorum…

Mesela ben burada otururken sıkça Tarlabaşı’na gittim ama şu an her şey bir değişim altında. Yeni gelen göçmenlerin tecrübeleriyle mesela Suriyelilerin tecrübeleriyle ilgileniyorum. Bu kadar büyük bir şehirde onların tecrübesi çok farklı olmalı. Gittiğim her yerde fazla göçmen görüyorum. Afrika’dan gelen insanları görüyorum çok fazla ırkçılıkla karşılaşmıyor gibi duruyorlar. Ben şaşırıyorum Amerika’da mesela çok fazla göçmenlerden korku var.

► Sanatçıların politik eğilimleri hakkında bir fikriniz var mı?

ABD’de sanat ve politika arasında bir ayırt yapmıyorlar. Bazı sanatçılar hiç politikayla ilgilenmek istemiyorlar. Ama mesela Orhan Kemal Müzesi’nde çok ilginç bir şey var. Yaşar Kemal ve Orhan Kemal’in 60’lı yıllardan destekledikleri eylemler var.

► Bu toplumu anlama noktasında bir avantaj mı?

Evet. Çünkü sanat için her zaman sınırlar güzel olabilir. Mesela Amerika’da o tarz baskılara maruz kalmadık o yüzden siyasi eserlerimiz biraz zayıf. Herhangi bir şey hakkında yazabiliyorlar çok cesaret göstermiyorlar.

► Türkçe okuma yaparken zorlandınız mı?

Evet zorlandım. Hatta ben Bereketli Topraklar Üzerinde okurken açıklamalı bir baskı kullandım. Biraz zordu. Aynı zamanda ben yüksek sesli okudum ve aksan da duyabildim bunu yaparken. Türkçe o kadar kurallı ve düzenli ki… ABD’de de dünyada da son yıllarda toplumcu gerçekçiliğe büyük bir ilgi var. Küresel bir akım haline geldi. Hatta Amerika’da daha önce hiç tanınmamış yazarlar diğer ülkelerden toplumcu gerçekçi yazarlar olarak tanındılar. Toplumcu edebiyat toplumcu bir akım haline gelmeye başladı. Şimdiye kadar Amerika’da biz toplumcu gerçekçilik hakkında düşünürken başka ülkelerin yazarlarından belki yalnızca İngilizceye çevrilen yazarları düşünüyorduk.

► Orhan Kemal’i çevirmeyi düşünüyor musunuz?

Evet, düşünüyorum. Büyük eserleri özellikle. Son çeviri projemi bitirdim yalnızca yayınlanması için bekliyorum. Ben aynı zamanda bir ontoloji bulmaya çalışıyorum. Toplumcu gerçekçilik hakkında çok fazla tartışmalar var. Yakında Orhan Kemal hakkında bir sunum da vereceğim.Mısırlı bir yazar da var Yusuf İdris. Orhan Kemal ile arasında çok benzerlikler var. İkisi çok başarılı şekilde şive kullandılar. Hem köylülerin tecrübesi hem de kenttekileri anlatmaya çalıştı. Hayat tecrübelerinde de benzerlikler var. Ve resmi dil ile çok karışık bir ilişkileri var.

► Orhan Kemal’i hangi kelime ile özetlersin?

Otonomi, karakterlere kendi kararlarını vermeleri için bir otonomi veriyor.