Acılardan bisikletle kaçmak
Köpekbalığı Dişleri, Anna Woltz, Çeviren: Lale Şimşek, Çalışkan Can Çocuk, 2023

Gökhan Yavuz DEMİR

Hayat çoğu kez en istemediğimiz yerden bizi cenderesine alıp canımızı sıkar. En çalışmadığımız yerden, en çaresiz kaldığımız anda acıları üzerimize boca etmekte ustadır. Hayatı bu kadar hüzünlü ve bir o kadar da yaşanası kılan zaten hep bu öngörülemez sürprizleridir. Hepimizin kendince geliştirdiği hayatla mücadele taktiklerimiz vardır. Bazımız hayat bodoslama üzerimize geldiğinde kitaplara sığınırız, kimimizse köpek veya kedi dostlarına sarılır. Fakat hepimiz istisnasız en sevdiğimize sarılarak felaketler sağanağının dinmesini bekleriz. Anna Woltz’un, Lale Şimşek Çalışkan’ın Türkçesiyle çıkan yeni romanı Köpekbalığı Dişleri’nin küçük kahramanları da acılarından bisikletlerine binerek uzaklaşmayı deniyorlar.

Kilometre kilometre işlenmiş bu roman Atlanta’nın bisikletiyle Finley’nin bisikletine arkadan çarpmasıyla başlıyor. Zaten iki kahramanımız da bu kazayla tanışıyor: Her şerde bir hayır vardır.

Romanın ilk kilometrelerinde iki bisiklet sürücüsünün çok konuşmasalar da arkalarında bırakmak istedikleri bir takım sıkıntılardan uzaklaşmak için hızla pedal çevirdiklerini hissediyoruz. IJssel Gölü’nün kıyısında bisikletleriyle yol aldıkça hem kahramanlarımız birbirleriyle hem de biz onlarla tanışıyoruz. Zaten birkaç kilometre sonra Atlanta ile Finley de kader birliği ederek birer yoldaş oluyor.

Finley’nin annesiyle eskide kalmış şakalaşmalarını özlediği için yaptığı talihsiz bir şakanın neticesinde annesine kırılıp evden kaçtığını öğreniyoruz. Oğluna kızan annenin öfkeyle söylediği sözler besbelli Finley’nin yüreğinde büyük bir yük olmuş. Uzun saçlarını rüzgârda savurarak bisiletinin gidonunu sıkıca tutarak hızla pedal çeviren Finley, her şeyi arkasında bırakarak acılarından kaçmak istiyor.

Ne yapacağını tam kestiremediğimiz Atlanta ise baştan ters davrandığı Finley’den etkilenmiş ve bir yol arkadaşına ihtiyaç duyduğunu anlamıştır. İnsan, neticede bütün felaketlerinin ve sıkıntılarının üstesinden gelmek için daima bir yoldaşa ihtiyaç duyar. Yol uzun ve çetindir. Finley ne kadar ani bir kararla yola çıktıysa, Atlanta bir o kadar hazırlıklı ve planlıdır. Fakat hiçbir yol tümüyle öngörülemez. Yolculuğu maceraya dönüştüren tılsım da zaten bu belirsizliktir.

Yorgunluk baş gösterdikçe ve gece bastırıp hava koşulları ağırlaştıkça Atlanta ile Finley birbirlerine kalplerini daha çok açarlar. Dünyanın anlamsız acıları karşısında birbirlerine destek olurlar. Bu acılar ister saçma bir yanlış anlamadan isterse nedensiz bir hastalıktan kaynaklansın, muhatabının yüreğini kasıp kavurur. Hayatın piyangodan çıkmışçasına hedefsiz ve sebepsiz sıkıntıları karşısında insan ancak başka bir insanın sevgi ve ilgisinde nefes alabilir. Tıpkı Atlanta ile Finley gibi...

Hüzünlü ve yer yer insanın içini ısıtan bu yol hikâyesinde Atlanta’nın annesine ne olduğunu, Finley’nin annesiyle barışıp barışmadığını ve hepsinden önemlisi bu romanın adının neden “köpekbalığı dişleri” olduğunu öğrenmek elbette artık okurun işi. Bu ara tatilde yattığınız yerden uzun bir yola çıkmak istiyorsanız, hiç oyalanmayın ve hemen Köpekbalığı Dişleri’ni okumaya başlayın.