Macaristan’da Cumhurbaşkanı Novak’ın istifasıyla sonuçlanan çocuk istismarı skandalı Orban rejiminin ideolojik çürümüşlüğünün bir ürünü. Skandal Orban rejiminin sözde aile değerleri üzerine kurulu muhafazakâr maskesini de düşürdü.

‘Aile dostu’ Orban rejiminin son skandalı
Viktor Orban (Fotoğraf: Depo Photos)

Katalin CSEH

Macaristan’da günlerdir tartışılan çocuk istismarı vakası, Macaristan Cumhurbaşkanı Katalin Novak’ın istifasıyla sonuçlandı. Fakat sözde “ailenin koruyucusu” Başbakan Viktor Orban, halen sorulara yanıt vermedi.

Orban rejimi Macaristan’ı 14 yıldır yönetiyor ve artık kendi ikiyüzlülüğünden kaçamıyor. Ülkenin Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan, Orban’ın siyasi müttefiklerinden Novak, bu aybaşında istifa etmek zorunda kaldı. Bir çocuk esirgeme kurumunda açığa çıkan istismar vakasında, delillerin karartılmasına destek olan kişinin hükmünün affı kararında kendi imzası vardı. Dönemin Adalet Bakanı Judit Varga da kararı onamıştı ve kendisi de istifa etmek zorunda kaldı. İstifaları ardından Budapeşte’de hafta çalkantılı geçti ve kitlesel eylemler düzenlendi.

Skandal Orban’ın otokrat hükümetini sarsmakla kalmadı, Orban rejiminin sözde Hıristiyanlık ve aile değerleri üzerine kurulu olan muhafazakâr maskesini de düşürdü. Ayrıca, yüksek mevkilerdeki siyasetçilerin dahi Orban’ın tek adam rejiminde yetkisiz oldukları dışa yansımış oldu. Orban bizzat hesap vermekten kaçınmak için müttefiklerini öylece harcayabiliyor ve sözde bağımsız Cumhurbaşkanı bile buna karşı savunmasız.

NOVAK’IN AF KARARLARI

Skandalın çıkış noktası Nisan 2023’e dayanıyor. Bu tarihte Cumhurbaşkanı Novak, Papa Francis’in Macaristan ziyareti vesilesiyle bir dizi af mektubu imzalıyor. Bu tür af kararlarının içeriği genelde gizli tutulur fakat o dönemde tartışılan, aftan yararlananlar arasında aşırı sağcı György Budahazy’nin yer almasıydı. Bu kişi terör suçuna ek olarak farklı şiddet suçlarından hüküm giymişti. Af kararından sonra ise hapisten at üzerinde çıkmıştı.

Fakat Novak’ın af kararından yararlanan bir başka kişiye ait detaylar ancak bu sene, 2 Şubat tarihinde araştırmacı gazeteciler tarafından tespit edildi. Bicske kasabasında faaliyet yürüten bir çocuk esirgeme kurumunda 2004-2016 yılları arasında, on yılı aşkın süre boyunca çocuk istismarı vakaları yaşanmıştı. Patronunu korumak isteyen müdür yardımcısı delillerin karartılmasına bizzat destek vermişti. Novak’ın affı sayesinde bu adamın cezası kısaltılmış, ve adli sicili temizlenmişti.

O yıllarda çocuk esirgeme kurumunda kalan kişiler yaşam öykülerini Macar halkıyla paylaşacak cesareti göstermiş, gerçekleri ifşa etmişlerdi. Cumhurbaşkanı’nın af kararı, bu kişilerin yaralarının tekrar açılması ve gelecekte aynı cesareti gösterebilecek kişilerin geri durması anlamına gelebilirdi.

Novak’ın bu kişiyi hangi niyetle affettiği halen bilinmiyor. Gazeteciler hükümlünün Macaristan kilisesi ve Orban partisiyle bağlantılarını araştırıyorlar. Novak istifa konuşmasında hatasını kabul etti fakat af kararı ardında yatan niyeti paylaşmadı. Eski adalet bakanı Varga’nın eski kocası ise basına konuştu ve rejimdeki üst düzey isimlerin Novak ve Varga’yı günah keçisi ilan ettiklerini öne sürdü.

ORBAN’IN AJANDASI

Yaşananlar Orban rejiminin ideolojik çürümüşlüğünün bir ürünü ve sözde “aile yanlısı” politikalar ile kurmaya çalıştığı uluslararası siyasi ortaklıkların da altını oyacak. Macaristan’ın dikkate inşa edilen yeni markasında “AİLE DOSTU MACARİSTAN” sloganı yer alıyor ve bu sloganı Budapeşte Havalimanı’nda görmek dahi mümkün.

İstifa etmek zorunda kalan siyasetçiler, Orban’ın yaşlı erkekler ordusu içinde yer alan birer kadındı. Bu siyasetçiler partinin dar görüşlü, aşırı sağcı ajandasına “insani” bir çehre kazandırıyorlardı. Haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Varga’nın Fidesz partisi listesinden aday olması planlanıyordu. Dedikodular, Varga’nın Orban’ın Brüksel’deki temsilcisi olacağı yönündeydi. Novak ise geçmişte aile bakanlığı yaptığı ve Budapeşte’deki demografi zirvesine ev sahipliği yaptığı için hükümetin çocuk koruma ajandasını temsil ediyordu. Bu ajanda çatısı altında İtalyan Giorgia Meloni, eski ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Kanadalı psikolog Jordan Peterson gibi isimler ülkeye davet edilmişti.

Novak’ın Cumhurbaşkanı rolü büyük oranda sembolik önemdeydi. Dünya turlarına çıkıyor ve Florida Valisi Ron DeSantis gibi isimlerle “geleneksel değerlerin ve ailenin korunması” gibi konular tartışıyordu. Hatta Elon Musk ile dahi bir araya gelmişti. Orban rejiminin çürümüşlüğü şimdi dışa vurulduğuna göre, bu tür zirvelerin gelecekte aynı etkiyi yapması zorlaşacak.

Orban hükümetinin “çocuk koruma” söylemlerini, homofobik ajandasını ilerletmek ve Batı’nın liberal ideolojilerine saldırmak için kalkan olarak kullandığı herkesin malumu. Kısa süre önce yürürlüğe giren çocuk koruma yasası, eşcinselliğin küçük yaştaki çocuklara betimlenmesini yasaklıyor. Hatta kitapçıların dahi belli kitapları “ambalaja koymadan” satmaları yasaklanıyor. Macaristan’ın muhalefet partisi ve Avrupa Komisyonu ayrımcılık içerdiği ve AB üyelerinin uyması gereken demokratik kuralları ihlal ettiği gerekçesiyle yasaya itiraz ettiler. Çocuk hakları alanında çalışan çok sayıda kuruluş yeni yasanın çocukları daha fazla risk ile karşı karşıya getireceğini ifade ettiler. Orban’ın propaganda makinesinin cevabı ise eleştiri dile getirenleri “çocuk istismarcısı” olarak yaftalamak oldu.

Fakat bu defa az da olsa umut var. Özgür basının giderek daraldığı bir ortamda, geriye kalan bağımsız kuruluşların önemine dikkat çekmemiz gerek. Çocuk istismarı mağduru insanların yaşam öykülerine yer veren, skandal niteliğindeki af kararını deşifre eden Macar gazeteciler kamu yararına paha biçilemez bir hizmet sundular. Muhalif partiler vakanın üzerine gittiler ve sokağa çıkararak sorumluların hesap vermesini talep ettiler.

Fakat en önemli soru halen yanıtsız. Orban, Novak ile arasına mesafe koydu ve hedef saptırmaya çalıştı. Fakat ülkede hiçbir şeyin onayı olmadan yapılmadığını biliyoruz. Bu utanç verici af kararını veren kişiler kendi atadığı siyasi müttefikleriydi. Novak ve Varga gibi, Orban rejiminin de sonu gelmeli.

Çeviren: Fatih Kıyman

Kaynak: The Guardian