BASİFED’in toplantısına katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “İzmir, hakkı alınan bir şehir. İzmir yıllardır hazineye 40 verip, 1 alan şehir. Siyasi iktidarın beni cezalandırmak için İzmirliyi cezalandırmasına asla razı değiliz” diye konuştu.

AKP iktidarı İzmirlinin haklarını vermiyor
Fotoğraf: BİrGün

BirGün Ege 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu’nun (BASİFED) Portekiz Sinagogu’nda düzenlenen toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan Soyer, Lozan Antlaşması’nın 100. yılına değinerek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan önce imzalanan barış antlaşması. Ama bu barış antlaşması aynı zamanda Türkiye’nin tam bağımsızlığının tescil edildiği bir barış antlaşması. Bu hepimiz için doğuş belgesi. Cumhuriyet ne kadar bizim hayatımızda önemli ise Lozan da bir o kadar önemli. Çünkü Lozan Antlaşması olmadan Cumhuriyet olamazdı. Lozan, 1950’ye kadar ‘Lozan Bayramı’ diye kutlanmış. 1950’den itibaren iktidar değişince, İnönü’ye fayda sağlar diye o günkü iktidar bunu kutlamaktan vazgeçmiş. Siyasete alet edilmiş. Biz İzmir olarak Lozan’ı her yıl bayram olarak kutlayacağız. Dilerim ki Türk milleti de Lozan’ın önemini bir gün İzmir kadar anlar. Milletçe bir milli bayram olarak kutlamaya devam ederiz” dedi.

Anadolu’nun işgali sırasında Sivas, Erzurum, Amasya kongresi yapıldığını da hatırlatan Başkan Tunç Soyer, bunların her birinin aslında halk meclisi olduğunu ifade ederek, “Bu meclislerde ortak akıl inşa edilmeye çalışılmış. Ülke yangın yeri ise ortak aklı inşa etmekten başka çaremiz yok. Birbirimize el vermekten, birbirimize omuz vermekten, birbirimizi duyup dinlemekten ve dertlerimize derman aramaktan başka çaremiz yok. Bu toplantıları hep o meclislere benzetiyorum. Buna ihtiyaç var. Bizim birbirimizi duyup dinlemeye ihtiyacımız var” diye konuştu. 

"VERGİ PAYIMIZ DÜŞTÜ”

Toplantıda ekonomik krizin boyutuna “Ülke yangın yeri” sözleriyle vurgu yapan Soyer, “Seçimden sonra inanılmaz zamlar geldi. Yeni zamlar da kapıda. Hayat pahalılığı yaşıyoruz. Herkesin mutfağında yangın var. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de mutfağında yangın var. Etkilenmememiz mümkün değil. Bizi doğrudan etkileyen sebepler de var. Mart ayı içerisinde çıkan bir genelge ile deprem bölgesinden toplanan vergilerin ertelenmesine karar verildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak her ay Maliye’de toplanan vergilerden aldığımız pay yaklaşık yüzde 30 oranında düştü” dedi.

Göreve geldiğinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 649 milyon avro dış borcunun bulunduğunu ifade eden Soyer, şunları söyledi: “Görevde olduğum 4 buçuk yılda borcu 550 milyon avroya indirdik. Yüzde 14 oranında dış borcumuzu aşağı indirdik. Ama borcumuz dörde katlandı. Yeni kaynak yaratmaya çalışıyoruz. Tasarruflu olmaya çalışıyoruz. Ama durum bizimle bitmiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hizmet aldığı tüm firmalar da aynı yangından payını alıyor.”

"İZMİR 40 VERİP 1 ALIYOR"

Seçimden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mektup yazdığını anımsatan Soyer, “Sayfalarca yazdığım mektupta İzmir ile ilgili bugüne kadar yapılmayanları, bekletilen kararları, onay imzalarını hatırlattım. Bunun takipçisi olmamız lazım. Lozan’ı siyasete alet edip bu millete unutturmaya çalışan siyasi iktidarlar görmüşse bu millet, CHP’li olduğu için İzmir’i cezalandıran siyasi iktidarla da karşılaşabiliyor. Bunu hiçbir İzmirli hak etmiyor. Varsa bana keseceği ceza bana kessin. Ama beni cezalandırmak için İzmirliyi cezalandırmasına razı değiliz. Bunu kabul etmediğimi net şekilde ifade ettim. Sizin de bu sese ortak olmanızı, İzmir’in hakkını talep etmenizi dilerim. İzmir hakkı alınan bir şehir. İzmir yıllardır Hazine’ye 40 verip, 1 yatırım alan şehir. 95 milyar lira vergi ödüyorsa 2 buçuk milyarlık yatırım alıyor. Bu yıllardır böyle. İzmir bunu hak etmiyor. İzmirli devletine, vergi borcuna sadık. Ama 40 veriyor, 1 alıyor” diye konuştu.

Bu olumsuz tabloya rağmen uluslararası derecelendirme kuruluşlarının İzmir’in bilançoları ile ilgili yaptıkları değerlendirmenin bu yıl da değişmediğini belirten Soyer, “AAA ile yine güvenilir, yatırım yapılabilir bir kent belediyesiyiz. O nedenle yurt dışı kaynaklarını zorluyoruz. 2 ay önce Fransız Kalkınma Ajansı’nın başkanı ve diğer yöneticileri ile toplantı yaptık. 300 milyon avroluk protokol imzaladık. Bu İzmir’in altyapı yatırımları ile ilgili. Hem arıtma tesisleri, hem elektrikli otobüsler hem de elektrikli feribot alımları ile ilgili… Biz başımızın çaresine bakacağız. Bu koşullar bize geri adım attırmayacak. Sadece şu an yaşadığımız sıkıntıları aşmakta zorlanıyoruz ama biliyoruz ki bunları aşacağız” diye konuştu.